RIHA – Riha Barosu Ekim’de BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda sunulacak tematik rapora katkı amacıyla Riha özelinde yaşanan işkencelere dair rapor hazırladı.
Riha Barosu, Birleşmiş Milletler (BM) İşkence Özel Raportörü’nün çağrısıyla hazırlanan “İşkence Hakkında Küresel Eğilimler ve Gelişmeler” başlıklı tematik rapora katkı amacıyla rapor hazırladı.
Rapor, BM İşkence Özel Raportörü tarafından Ekim 2025’te Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda sunulacak tematik raporda değerlendirmeye alınacak.
İşkence ve kötü muameleye ilişkin yerel gözlemler, vaka analizleri ve hukuki tespitler içeren katkı raporu, BM’ye sunuldu. Baro tarafından hazırlanan katkı raporunda Türkiye’de işkence ve kötü muameleyle ilgili temel sorunlardan birinin, yasal yasaklara rağmen uygulamada bu yasağın etkisizleştirilmesi ve cezasızlık döngüsünün sürmesi olduğu vurgulandı. Raporda, bazı vakalarda, işkence veya kötü muamelenin örtük biçimde meşrulaştırıldığı ya da etkili soruşturma mekanizmalarının işletilmediğinin gözlemlendiği belirtildi.
Riha’nın Xelfetî (Halfeti) ilçesine bağlı Derto kırsal mahallesinde 18 Mayıs 2019 tarihinde gözaltına alınan 55 kişinin Yaylak Jandarma Karakolu ve TEM Şube’de maruz kaldıkları işkencelerin hatırlatıldığı raporda, aradan 6 yıl geçmesine rağmen dosyada her hangi bir ilerleme yaşanmadığı ve hala soruşturma aşamasında bekletildiği vurgulandı.
Baro tarafından yapılan katkıda, yalnızca Xelfetî değil, aynı zamanda Türkiye genelinde karşılaşılan yapısal sorunlar da ele alındı. Bunlar arasında gözaltında avukata erişimin engellenmesi, doktor muayenelerinde tarafsızlığın sağlanamaması, işkence suçunun yargılamalarda “görevi kötüye kullanma” gibi daha hafif suçlarla ikame edilmesi ve yaygın takipsizlik kararları gibi uygulamalar bulunuyor.
ÖNERİLER
Baro tarafından BM’ye şu öneriler yapıldı: “Türkiye’de işkence ve kötü muamelenin önlenmesine yönelik çabaların etkili hale gelebilmesi için öncelikle Ulusal Önleme Mekanizması’nın yapısal bağımsızlığı ve kurumsal kapasitesi güçlendirilmelidir. Bu bağlamda, kapalı kurumlara yönelik düzenli, önceden haber verilmeksizin gerçekleştirilen ziyaretlerin kapsamı genişletilmeli ve izleme süreçlerine sivil toplum kuruluşlarının aktif katılımı sağlanmalıdır. İşkence iddialarının soruşturulmasında hızlı, bağımsız ve etkili mekanizmaların kurulması, cezasızlıkla mücadelede kararlılığın bir göstergesi olacaktır. Adli tıp uzmanları, yargı mensupları ve kolluk görevlilerine yönelik İstanbul Protokolü temelli kapasite geliştirme eğitimlerinin yaygınlaştırılması büyük önem arz etmektedir. Öte yandan, işkenceden sağ kurtulan bireylerin rehabilitasyonu için bütüncül destek mekanizmalarının oluşturulması; psikososyal destek, hukuki yardım ve sağlık hizmetlerine erişimin güvence altına alınması, onarıcı adalet anlayışıyla örtüşen temel adımlardan biridir.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***