İsrail, İran’ı hedef alındığı saldırılar sonrası Orta Doğu’da tansiyon bir kez daha zirveye çıktı. Washington ise gelişmeleri uzaktan izliyor. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, saldırıyı “tek taraflı bir eylem” olarak nitelendirdi ve “ABD bu operasyonda yer almamıştır” dedi. Rubio, “Önceliğimiz bölgede görev yapan Amerikan askerlerinin güvenliğidir. İran, ABD personelini ya da çıkarlarını hedef almamalıdır” ifadelerini kullandı.
Rubio’nun bu açıklaması, İsrail’in Natanz’daki zenginleştirme tesislerini ve İran’ın nükleer bomba üretim programını hedef aldığını açıklamasının ardından geldi. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, operasyona ilişkin yayınladığı video mesajda, “Bu tehdit ortadan kalkana kadar sürecek” dedi. Netanyahu, İran’ın aylar içinde nükleer silah üretebileceğini ve bu durumun “İsrail’in varlığına açık bir tehdit” oluşturduğunu söyledi.
ABD yönetimi, İran’ın karşılık vermesi durumunda İsrail’e askeri destek sağlayıp sağlamayacağını netleştirmedi. İsrail, bu hafta başında saldırı emrini onaylamış, Netanyahu pazartesi günü Trump’la telefon görüşmesi yapmıştı. Perşembe öğleden sonra ise Başkan Trump, bir saldırının yakın olmadığını söylemiş ve müzakerelerden umutlu olduğunu belirtmişti. ABD-İran arasındaki nükleer görüşmelerin altıncı turu, pazar günü Umman’ın başkenti Maskat’ta yapılacaktı. Beyaz Saray, Trump’ın sabah saat 11’de ulusal güvenlik ekibiyle kriz toplantısı yapacağını duyurdu.
Uzmanlara göre, İsrail’in ABD desteği olmadan İran’ın yer altındaki nükleer tesislerine ciddi zarar vermesi zor. Uzmanlar, İsrail uçaklarının menzili ve delici mühimmat eksikliği nedeniyle etkinliğin sınırlı kalabileceğini belirtiyor. Ayrıca iki müttefik ülkenin istihbarat paylaşımına rağmen İran’ın nükleer programına dair tehdit değerlendirmeleri zaman zaman farklılaşıyor. ABD istihbarat birimleri, İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerine rağmen henüz nükleer silah üretme kararı almadığını düşünüyor. İsrail ise daha karamsar.
İran, saldırıya sert karşılık vereceğini açıkladı. İran Savunma Bakanı Tuğgeneral Aziz Nasirzade, “Herhangi bir çatışma halinde ABD bölgeden ayrılmalı çünkü tüm üsleri menzilimizde” dedi. ABD, bu tehditler karşısında Orta Doğu’da büyük bir tahliye senaryosu için yeni bir görev gücü kurdu. Bu tür mekanizmalar, daha önce Afganistan’dan kitlesel tahliye dönemlerinde de devreye sokulmuştu.
Öte yandan, saldırı Amerikan kamuoyunda da tartışmalara neden oldu. The Washington Post’ta yer alan habere göre, MAGA hareketi içinden gelen bazı isimler, Trump’ın “yeni savaşlara karşı” tutumunu hatırlatarak olası bir Amerikan müdahalesinin iç siyasi sonuçlarına dikkat çekti. MAGA yanlısı yayıncı Jack Posobiec, “İran’a doğrudan saldırı, Trump koalisyonunu böler. Başkan savaşa değil, barışa oy aldı” mesajını paylaştı. Buna karşılık, Rupert Murdoch ve Ike Perlmutter gibi etkili isimlerin Trump’a müdahale baskısı yaptığı ileri sürüldü.
Netanyahu ise İran’la yapılacak yeni bir anlaşmanın yalnızca nükleer faaliyetleri değil, balistik füze programı ile Hamas, Hizbullah ve Husiler gibi vekil güçlere verilen desteği de hedef alması gerektiğini savunuyor. Ancak ABD’nin müzakere gündeminde yalnızca nükleer konu yer alıyor. İran ise tüm yaptırımların kaldırılmasını talep ediyor.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***