MERSİN – Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, hasta tutsakların yaşadığı hak ihlallerine dikkat çekerek, “Ağır hasta mahpuslar derhal serbest bırakılmalı ve infaz erteleme kararları bağımsız sağlık kurulları tarafından verilmeli” açıklamasında bulundu.
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, hasta tutsakların durumuna ilişkin Özgür Çocuk Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUAYDER) ve Mersin Barış Anneleri Meclisi’nin de katılım sağladığı açıklamada, “Hapishanelerde yaşam hakkı tehlikede. Hasta mahpuslara özgürlük. İnfaz yakmalara son” pankartı açılırken, “İnfazda eşitlik istiyoruz” sloganı atıldı. Platform adına basın açıklamasını okuyan İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şube Sekreteri Fatoş Sarıkaya, cezaevlerinde uygulanan ağır tecrit, keyfi infaz uygulamaları, hasta tutsakların yaşam hakkının ihlali gibi uygulamalarla cezaevlerin bir “ihlal merkezine” döndüğünü belirtti.
‘EN AZ BİN 412 HASTA MAHPUS VAR’
Mayıs 2025 itibari ile cezaevlerinde 409 bin 617 tutsağın bulunduğunu hatırlatan Fatoş Sarıkaya, bu sayının Türkiye’deki tüm cezaevlerinin kapasitesi olan 299 bin 924’ten yüzde 36 daha fazla olduğunu ifade etti. İHD’nin hasta tutsaklara ilişkin verilerine de değinen Fatoş Sarıkaya, “Tespit edilebildiği kadarıyla 161 kadın ve bin 251 erkek olmak üzere en az bin 412 hasta mahpus bulunuyor. Ağır hasta olarak tarif edebileceğimiz 335 mahpus bulunuyor. Bunlardan 230’u tek başına yaşamını devam ettiremiyor ve 105’inin de desteğe ihtiyacı bulunuyor. 188 mahpusun ise hastalıkları nedeniyle sürekli olarak kontrol edilmesi gerekiyor. 515 mahpusun hastalıkları belirtilmesine rağmen değerlendirme için gereken detaylar olmadığından ve 2 mahpusunda ne gibi hastalıkları olduğuna dair bilgi edinilemediğinden 517 mahpusun durumlarının ağır olup olmadığına dair değerlendirme yapılamıyor” şeklinde konuştu.
‘HASTA TUTSAKLAR DERHAL SERBEST BIRAKILMALI’
İnfazı dolmuş, tahliye edilmesi gereken birçok tutsağın cezaevi idarelerinin veya İdare ve Gözlem Kurulları’nın (İGK) “keyfi kararlarıyla” tahliye edilmeyerek özgürlüklerinden alıkonulduğunu vurgulayan Fatoş Sarıkaya, “Özellikle hapishanelerdeki hak ihlallerinin giderilmesi adına gündeme gelen 10’ncu Yargı paketi ile hasta mahpuslar tahliye edileceği ve infaz yakmaların son bulacağını beklerken Kanun teklifinde olumlu hiçbir değişikliğin olmadığını, özellikle birçok anayasal hakkı ihlal eden İGK’nin kaldırılmasına ilişkin bir düzenlemenin olmadığını, infaz hukukunu bürokrasiye boğan hükümler olduğunu görüyoruz. Hasta mahpusların tedaviye erişimlerinin önündeki engeller kaldırılmalı, hapishanede kalması yaşamı için ağır tehlike barındıran mahpuslar koşulsuz, derhal tahliye edilmeli. Ağır hasta mahpuslar derhal serbest bırakılmalı ve infaz erteleme kararları bağımsız sağlık kurulları tarafından verilmeli. Adli Tıp Kurumu’nun tek otorite olması uygulamasına son verilmeli, bilimsel ve tarafsız kurulların görüşleri esas alınmalı” dedi.
‘KEYFİ UYGULAMALARA SON VERİLMELİDİR’
Türkiye’de barışın önünün açılması için başta cezaevleri olmak üzere tüm devlet kurumlarında insan haklarına saygılı bir reform sürecinin “kaçınılmaz bir ihtiyaç” olduğunun altını çizen Fatoş Sarıkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hapishanelerde uygulanan ayrımcı ve keyfi uygulamalara derhal son verilmelidir. Tüm kamuoyunu ve yetkilileri hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine karşı duyarlılık göstermeye, demokratik hukuk devleti mücadelesine destek olmaya ve sorumluluk almaya çağırıyoruz.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***