AHMET KURUCAN | YORUM
Bazen öyle bir cümle duyarsınız ki, doğrudan kalbinize işler. Ne süslü bir hitabe ne de retorik meziyetlerle parlatılmış bir akademik pasajdır bu. Sadelikten, samimiyetten ve belki de tam da bu yüzden içindeki hakikatten gücünü alır. Yunan akademisyen Sotiris Livas’ın, Hocaefendi’nin vefatının ardından dile getirdiği ve Mehmet Ateş’in bir konferans salonunda aktardığı şu cümle işte tam da böyleydi: “Sizler o hayattayken Hocaefendi’nin talebeleriydiniz. Şimdi onun mirasçıları oldunuz.”
Sotiris Livas, İyonya Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler profesörü. Geçtiğimiz hafta geleneksel Çağlayan Konferansı’nda birlikteydik. Hizmet Hareketi üzerine uzun süredir çalışan, Hocaefendi’nin 10 eserini Yunancaya kazandırmış bir isim. Akademik donanımı kadar bu tercümelerin de onu Hizmet’e dair derin bir kavrayışa taşıdığı açık. Hocaefendi’nin öğretisini “Farklılıkları tehdit değil, zenginlik olarak gören ahlakî bir perspektif” olarak tanımlıyor. Hizmet’in evrensel yönünün, yerel gerilimlere hapsedilemeyeceğini vurguluyor — elbette bazı istisnalar dışında.
Konuşmasında sarf ettiği şu cümle ise salonda adeta yankılandı: “Hizmet sizin vatanınızdır.”
15 Temmuz’dan sonra dünyanın dört bir yanına savrulan Hizmet gönüllülerini düşündüğümde bu cümle içimde başka bir yere dokundu. Çünkü göç yalnızca fiziki bir yer değişimi değil; çoğu zaman kimliğin aşınması, belirsizlik, yabancılık ve köksüzlük hissidir.
Tam da bu noktada Livas’ın sözleri, Hizmet’in bir kimlik, bir kök, bir anlam haritası olduğunu hatırlatıyor bize. Sürgün, klasik anlamıyla vatandan koparılmaktır; ama Hizmet, öyle bir ağ ve öyle bir değerler bütünü ki, gönlünde taşıyanı asla vatansız bırakmaz. Livas’ın sözleri, insanın sadece bir mekâna değil, bir manaya da aidiyet duyduğunu gösterdi yeniden.
Bu iki cümle üzerine sayfalarca yazılabilir. Ama özetle şunları söylemek mümkün:
1-Hocaefendi artık aramızda değil; fakat onun temsil ettiği değerler, fikirler ve dünya tasavvuru bizlerin omuzlarında yaşamaya devam ediyor. Bu mirasın hakkını vermek, onu anlatmakla değil; yaşamak, temsil etmek ve yaşanılır kılmakla mümkündür.
2-“Memleket” artık yalnızca doğduğumuz topraklar değil. Hizmet’in temsil edildiği, bir iyilik tohumu olarak yeşerdiği her yer bizim vatanımızdır. Bosna’da bir okul, Johannesburg’da bir kurs, Oslo’da bir diyalog platformu, Amsterdam’da bir sanat atölyesi…
Bazı insanlar vardır, size sizi hatırlatır. Sotiris Livas, benim için öyle biri oldu. Kim olduğumuzu, neye mirasçı kılındığımızı, Allah bize bir ‘yabancının’ ağzından tekrar öğretti.
Şimdi sıra bizde: bu mirası hakkıyla temsil etmekte ve bu yeni vatanın yurttaşlığını onurla taşımakta…
Fethullah Gülen’in dönüştürdüğü toplum hareketi
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***