Serbest Görüş Ankara
YouTube kanalındaki konuşması gerekçe gösterilerek, “cumhurbaşkanı’na tehdit” iddiasıyla gözaltına alınan gazeteci Fatih Altaylı, savcılıkta ifade verdikten sonra sevk edildiği sulh ceza hakimliği tarafından tutuklandı. Altaylı, karardan sonra Silivri Cezaevi’ne gönderildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının tutuklanma talebiyle hazırladığı sevk yazısında “tehdit suçunun fiili saldırı kavramına dahil olduğu, bu haliyle şüphelinin eyleminin TCK 310/2 maddesi delaleti ile TCK 106/1 maddelerinde düzenlenen suçu oluşturduğu” belirtildi. Söz konusu yayına işaret edilen sevk yazısında, “suçun işlendiğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığı” gerekçesiyle Altaylı’nın yasadaki üst cezadan tutuklanması talep edildi. Hakimlik, Altaylı’nın tutuklanmasına karar verdi.
Şimdi ne olacak?
Tutuklanmasına karar verilen Gazeteci Fatih Altaylı’nın bu karara itiraz hakkı bulunuyor. İtirazı da ilgili hakimlik karara bağlıyor. İtiraz sonuç vermezse Altaylı’nın cezaevinde kaldığı her ay yeniden başvuru hakkı bulunuyor.
Bunlardan da sonuç çıkmazsa Altaylı, iddianame hazırlanana kadar cezaevinde kalacak. Savcılık, iddianameyi hazırladığında görevli mahkeme tutukluluk durumunu yeniden değerlendirecek. Burada da tahliye kararı verilmezse bu kez duruşma tarihi beklenecek.
Altaylı, duruşmalarda ve tutukluluk incelemelerinde tahliye kararı verilene karar özgürlüğünden mahrum olacak. Bu süre içerisinde Altaylı, izlenme rekorları kıran YouTube yayınlarını da yapamayacak.
Fatih Altaylı’nın soruşturmaya gerekçe gösterilen konuşmasıAltaylı, YouTube kanalındaki programda, ”Cumhurbaşkanı ömür boyunca Cumhurbaşkanı olarak devam etsin mi diye halka sormuşlar. Halkın yüzde 70’i buna karşıymış. Siz bu oranı nasıl görüyorsunuz?” sorusuna, şu yanıtı vermişti: ”Bu oran çok da beklediğim oran. Çünkü şu anda AKP seçmeninin önemli bir bölümü ve MHP seçmenin bir bölümü dışında hiç kimse böyle bir şeye onay vermez. Türk halkına çeşitli nedenlerle kızabilirsin, Türk halkının oy verme biçimine, oy kullanma alışkanlıklarına bir sürü nedenle kızabilirsin. Katılmayabilirsin de. Hatta çok sinirlenip bazılarının yaptığı gibi yok bidon kafalı yok göbeğini kaşıyan adam falan da diyebilirsin. Onlar o kişilerin kendi fikirleridir. Ama şunu diyemezsin. Abi Türk halkı sandığı sever kardeşim. Ve gücün kendisinde olmasını ister. Yani babasını seçse oraya koysa babasını değiştirme ihtimalini elinde tutmaktan hoşlanır. Bu da yeni bir şey değil yani. Geçmişine bak bu milletin yakın geçmişinden de söz etmiyorum uzak geçmişine bak. Bu millet padişahını boğmuş bir millettir. Hoşuna gitmediği zaman istemediği zaman. Padişahını yuhlamış bir millettir. Az buz değildir öldürülen suikaste kurban giden Osmanlı Padişahı. Suikast demeyelim de komploya kurban giden veya boğazlanan veya intihar etti süsü verilmiş. O yüzden öyle baktığın zaman bu halk her şeyden vazgeçebilir ya da vazgeçmiş gibi görünür ama seçme hakkının elinden alınmasından ve kendi kaderini kimin belirleyeceğini belirleme hakkının elinden sonsuza kadar alınmasından hoşlanmaz. O yüzdendir ki burada hakiki bir diktatörlük kurma hayali olanlar asla kuramazlar. Tam kurduklarını zannederken bir de bakarlar ki kuramamışlar. Tam aksine bu onların da lehine olmaz ülkenin de lehine olmaz. Çok net görüyoruz işte. Bu ülkenin yüzde 70’i Tayyip Erdoğan’dan nefret ediyor anlamına gelmez bu. Ülkenin bir bölümü elbetteki Tayyip Erdoğan’dan hoşlanmıyor, bir bölümü nefret ediyor da olabilir ama yüzde 70’i Tayyip Erdoğan’dan nefret ediyor değildir. Ama yüzde 70’i bir dakika kardeşim, biz sana yetki verdik ama bunu hanedan haline gel, hayat boyu orada kal hatta sonunda da oğluna, damadına, yeğenine devret istemez bunu Türk halkı. Geçmişe baktığın zaman hiçbir zaman istemediğini görüyorsun. Türk halkının bir şeyi vardır. Bir dakika. Ben önemliyim. Ben seni sevdiğim için sen oradasın. Ben senden memnun olduğum için oradasın. Sen bana efelenemezsin. Türk halkının yüzde 70’i bu kanaattedir. O da onu gösteriyor zaten.” |