ADEM YAVUZ ARSLAN | YORUM
Başkan Donald Trump ile Elon Musk’ın çok da geç olmayan bir zamanda karşı karşıya geleceği tahmin ediliyordu ama hiç kimse böyle bir kavga beklemiyordu. Dünya nefesini tuttu, dünyanın en güçlü siyasetçisiyle dünyanın en zengin iş insanının sosyal medya üzerinden kavgasını takip ediyor.
Amerikan siyasetinin bu dönemki sembolü haline gelen Trump-Musk ortaklığı, 6 Haziran’da dramatik bir şekilde çöktü. İkili arasındaki “büyük dostluk” kısa sürede “kanlı bir savaşa” dönüştü. Savaş hâlâ sürüyor; Musk cephesinden yumuşama sinyalleri gelmesine rağmen, Trump’ın ne yapacağını kestirmek mümkün değil.
Trump-Musk çatışması yalnızca Washington’un güç koridorlarında değil, Silikon Vadisi’nden Berlin’e, Şanghay’dan Riyad’a kadar geniş bir coğrafyada yankı buluyor. Çünkü bu iki figür, sadece bireysel hırslarıyla değil, temsil ettikleri yeni nesil siyaset ve ekonomi modelleriyle de küresel denklemin parçası. Beyaz Saray’da başlayan “yüksek teknoloji ve yüksek ego” ittifakı, artık karşılıklı tehditler, ifşalar ve milyar dolarlık zararlarla dolu bir dijital savaş alanına dönmüş durumda.
BAŞ DÖNDÜREN ATIŞMALAR
Kavga, Trump’ın “One Big Beautiful Bill” adını verdiği yasa tasarısıyla başladı. Söz konusu yasa tasarısı devlet harcamalarında geniş kesintiler, vergi muafiyetleri ve elektrikli araç sübvansiyonlarının azaltılması gibi maddeleri içeriyordu. Musk bu yasa tasarısına karşı çıktı, “Bu yasa bir felaket!” dedi.
Oval Ofis’te konuşan Trump, yasa tasarısına yönelik eleştirisi sonrası Musk hakkında, “hayal kırıklığına uğradığını” söyledi. Ardından sosyal medyada karşılıklı ağır paylaşımlar başladı. Trump, bir noktada Musk’ın “delirdiğini” ifade etti. Tartışmalar kişisel boyuta ilerlerken, Musk Trump ve cinsel istismarcı Jeffrey Epstein hakkında kanıt sunmadan şöyle yazdı:
“Gerçek büyük bombayı patlatma zamanı: @realDonaldTrump Epstein dosyalarında. Dosyaların kamuoyuna açıklanmamasının gerçek sebebi bu. İyi günler, DJT!”
Bunu takip eden paylaşımında ise “Bu gönderiyi geleceğe işaretleyin. Gerçek ortaya çıkacak.” dedi. Bir noktada Musk, bir kullanıcıya, “Ben olmasaydım Trump seçimi kaybederdi, Demokratlar Temsilciler Meclisi’ni kontrol ederdi ve Cumhuriyetçiler Senato’da 51-49 olurdu.” dedi. “Ne büyük nankörlük” diye ekledi.
Musk, 2024 seçim döneminde Trump ve diğer Cumhuriyetçiler için 270 milyon dolardan fazla harcamıştı. Daha sonra Trump’ın görevden alınması çağrısını destekleyen bir yorumu paylaşarak “Evet” diye yanıt verdi.
Gün ilerledikçe tartışma büyüdü. Trump, kendi sosyal medya platformunda, “Elon gitmek üzereydi, ona ayrılmasını söyledim, elektrikli araç zorunluluğunu kaldırdım (bunun aylarca yapacağımı biliyordu!) ve o tamamen DELİRDİ!” diye yazdı. Trump, “Para tasarruf etmenin en kolay yolu Elon’un hükümet sübvansiyonlarını ve sözleşmelerini iptal etmek.” dedi. Musk ise sadece tasarıyı değil, Trump’ın ekonomisinin temel taşlarından biri olan gümrük tarifelerini de eleştirdi ve X’te tarifelerin “bu yılın ikinci yarısında bir resesyona yol açacağını” iddia etti.
Trump’ı destekleyenler Elon Musk’ın sınır dışı edilmesini istedi. Tesla hisseleri yüzde 15’ten fazla değer kaybetti. Musk’ın günlük kaybı 100 milyar doları aştı. Trump ile Musk arasındaki atışmalar, yazının hazırlandığı saatlerde hâlâ devam ediyordu. Musk gecenin ilerleyen saatlerinde yumuşama sinyalleri verdi ancak kavganın duracağı pek mümkün görünmüyor.
BÜYÜK DOSTLUKTAN BÜYÜK KAVGAYA
Donald Trump ile Elon Musk arasındaki ilişki, son yılların en dikkat çekici siyasi-dijital kavgasına dönüştü. Başlangıçta dostane ve iş birliği dolu olsa da, zamanla iki milyarderin yolları sert çatışmayla ayrıldı.
Bu kavganın kronolojisine baktığımızda, yaşananların birbirini izleyen kırılma ve gerilimlerden oluştuğunu görüyoruz. Elon Musk, 2022 yılında Twitter’ı (şimdiki X) 44.5 milyar dolara satın aldı. Musk, bu mecrayı Trump’ın ikinci başkanlık dönemini desteklemek için güçlü bir propaganda aracı olarak kullandı.
Trump’a yönelik suikast girişiminden sonra Musk, Twitter profilini MAGA şapkasıyla donatıp Trump’a desteğini ilan etti, hatta Trump ile uzun canlı sohbetler yaptı. Musk’ın platformu, Trump yanlısı içeriklerin yayılmasında etkin rol oynadı. Demokrat karşıtı sahte yapay zeka görselleri ve Trump destekçilerine ayrıcalık tanınması bu dönemin karakteristik özelliklerindendi.
Trump’ın yönetimi sırasında Musk, “U.S. DOGE Service” (Hükümet Verimlilik Departmanı) adını verdiği dijital birimle Washington’da aktivite gösterdi. Bütçe harcamalarını azaltmak iddiasıyla bazı kurumları hedef aldı, yolsuzluk ve israf iddiaları yaydı. Kendisini “Doge Baba” olarak gösteren Musk, Trump’a olan sadakatini yüksek sesle ilan etti. Bu dönem X, Trump’ın dijital komuta merkezi haline geldi.
Ancak Musk’ın hükümetteki kesintileri hayal ettiği gibi gerçekleşmedi. Tesla’ya verilen sübvansiyonlar azaldı, NASA’da istediği etkiyi yaratamadı, SpaceX’in roketleri art arda başarısız oldu. Musk artık Trump’ın mali politikalarını açıkça eleştirmeye başladı. Kavga sertleşerek kişisel suçlamalara dönüştü.
Bu çatışmanın etkileri sadece sosyal medyada kalmadı; Tesla hisseleri düştü, SpaceX projeleri sorgulanmaya başladı. Musk’ın ketamin kullanımı ve özel hayatıyla ilgili dedikodular da kamuoyunda tartışıldı.
Öte yandan Trump, Truth Social üzerinden muhafazakâr tabanını daha çok çekmeye çalışırken, Musk X platformunda yeni siyasi partiler kurma fikrini gündeme getirdi.
WASHINGTON GERÇEKLERİYLE YÜZLEŞİNCE
Trump ve Musk’ın ittifakı ilk bakışta tuhaf görünse de aslında mantıklıydı. Trump, sistem karşıtı bir siyasi figür. Musk ise sistemin tam göbeğinden gelip o sistemi dönüştürmeye çalışan bir iş insanı. Biri kitlelere hitap eden bir şovmen, diğeri mühendis aklıyla dünyayı yeniden inşa etmeye çalışan bir vizyoner. Ama her ikisi de sahnenin tek yıldızı olmak istiyordu.
Musk, Washington’a “sistem güncellemesi” getirmek istedi. Daha az bürokrasi, daha fazla yapay zekâ, daha rasyonel bütçeler. Ancak Trump ve çevresi bu vizyonu tehdit olarak gördü. MAGA hareketi için reform değil, sadakat makbuldü. Musk için asıl kırılma noktası da buydu: Bu yeni düzeni, eski düzenin aktörleriyle kuramayacağını fark etti. Böylece teknokrat hayal, popülist gerçeğe çarptı ve paramparça oldu.
Elon Musk aylarca Trump’ın görünmez danışmanı, dijital propaganda makinesi ve en yakın destekçisi gibi davrandı. Ancak bu ilişki, iki “solo yıldız”ın egosantrik dünyasında fazla uzun sürmedi. Bu ayrışma yalnızca iki adamın kişisel hesaplaşması değil; Amerikan sağının içindeki fay hattının da dışavurumu. Bir yanda teknoloji temelli “yeni sağ” ve libertaryen çevreler; öte yanda Trump’ın “MAGA milliyetçiliği” var. Ortak hedeflerde bile farklı vizyonlar konuşuyor. Bu, bir kopuş değil, belki de siyasi bir yeniden doğuşun işareti olabilir.
DİJİTAL ÇAĞIN GÜÇ SAVAŞLARI
Bu gelişme, Amerikan siyasetinde sosyal medyanın sadece bir iletişim aracı olmadığını; doğrudan bir savaş alanı olduğunu da gözler önüne seriyor. Musk’ın 220 milyon X takipçisi, Trump’ın Truth Social’daki 10 milyonluk kitlesine karşı açık bir güç gösterisi yapıyor. Üstelik Musk artık sadece içerik üretmiyor, gündem belirliyor: X algoritmalarını kullanarak Trump karşıtı içerikleri öne çıkarıyor, hatta yeni bir siyasi parti kurma fikrini anketlerle test ediyor.
Doğal olarak bu çatışmanın siyasi sonuçları çok katmanlı olacak. Muhafazakâr tabanda bir bölünme kaçınılmaz gözüküyor. Ama belki de en önemlisi şu: Trump sonrası Amerikan sağı, Musk’ın eliyle şekillenebilir. Trump’ın popülizmi, Musk’ın dijital kudreti karşısında yavaş yavaş çözülüyor olabilir. Trump ile Musk’ın kavgası, teknoloji ile siyasetin iç içe geçtiği, dijital çağın yeni güç savaşlarının habercisi oldu. Bu kavga, sadece iki milyarderin arasındaki husumet değil; Amerikan siyasetinin, medya dünyasının ve halkın kaderini etkileyen bir drama dönüşüyor.
MAKUL SİYASET KAYBETTİ
Trump, Musk’a savaş açarak hem siyasi hem de sembolik bir zafer kazanmak istiyor. “Devleti yöneten patron benim!” mesajını veriyor. Musk ise “Beni dışlarsan algoritmalarımla seni bitiririm!” diyor. Bu sadece siyasi bir savaş değil; veriyle mitin, nükleer başlıkla yapay zekânın, dev bütçeyle sosyal medya kudretinin savaşı.
Kim kazanacak?
Henüz belli değil. Ama kesin olan bir şey var: Bu savaş daha uzun soluklu ve sert geçecek. Kazanan şimdilik yok; kaybeden ise kamusal akıl, demokratik diyalog ve makul siyaset olacak.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***