DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, barış sürecinin toplumsallaşması çağrısında bulunarak, Meclis’te kurulması planlanan komisyonun bir an önce somut adımlarla çalışmaya başlaması gerektiğini söyledi. İktidara çağrıda bulunan Hatimoğulları, “Sürecin ciddiyetini, sürecin geri dönülmezliğini göstermek için güçlü, sembolik adımlara ihtiyaç var” dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Türkiye’nin gündemini değerlendirdi. Barış süreci ve yeni anayasa tartışmalarına ilişkin önemli mesajlar verdi.
Hatimoğulları, barışa dair toplumda büyük bir beklenti olduğunu belirterek, “Milyonlar Godot’yu bekler gibi barışı bekliyor” dedi. Sürecin samimiyetle yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Hatimoğulları, iktidarın inisiyatif alması ve süreci toplumsallaştırmak için adım atması gerektiğini ifade etti.
TBMM’de kurulması planlanan yeni komisyona dair de açıklamalarda bulunan Hatimoğulları, komisyonun bir an önce aktif şekilde çalışmaya başlaması gerektiğini, laf üretmeyen, somut adımlar atan ve hesap verebilir bir yapıda olması gerektiğini dile getirdi.
Yeni anayasa tartışmalarına da değinen Hatimoğulları, “Eğer yeni anayasa diyorsak, gerçekten demokratik, sivil ve kapsayıcı olmalı” dedi. Anayasa yapım sürecinin toplumsal kutuplaşma ortamında sürdürülemeyeceğini ifade eden Hatimoğulları, siyasi iklimin yumuşatılması gerektiğine dikkat çekti.
Partisinin yaz boyunca sahada olacağını belirten Hatimoğulları, barışın toplumsallaşması için örgütlenme hamlesi başlatacaklarını söyledi. Diğer siyasi partilere de çağrıda bulunarak, “Bu yaz sahada barış için hep birlikte olmalıyız” dedi.
Hatimoğulları’nın konuşmasında öne çıkan başlıklar ise şöyle:
Süreci doğru anlamak, hakikatleri cesaretle dillendirmek, tepkisellik yerine bu ruh haline takılmaksızın sakince bu süreci ele almak ve ne yapmak gerektiğini ortaya koymak gerekiyor. Hem iktidar çeperinde hem de muhalefetin bir kısmında bu sürecin hacmi tam anlamıyla kavranabilmiş değildir ne yazık ki.
‘İKTİDAR ADIM ATMALI’
İnsanların arasında sürece dair bir ruh hali karmaşası yaşanıyor. İktidarın pratiklerine söylemlerine bakınca ‘bu sürece neden güvenelim?’ sorusu halkta soruluyor. Yine bu süreci çok olumlu karşılayan ‘hayırlı olsun Türkiye’de yepyeni bir sayfa açılıyor’ diyenler de bu gelişmelere dönüp baktığında aynı soruyu soru. Bu soruyu milyonlarca yurttaşımız soruyor. Niye? Çünkü olanları izliyorlar. Yeterince adım atılmadığını görüyorlar ve milyonlar Godoy’u bekler gibi bu topraklarda barışı bekliyor şu an. Bu beklemeci durumun birinci sorumlusu ve bu konuda adım atması gereken iktidardır. Biz bunu her fırsatta vurguladık. Burada bir kez daha vurgulamak istiyoruz.
İktidar mutlaka bazı adımları atmalıdır ve bu konuda siyaset kurumuna elbette çok büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir. Ayırım gözetmeksizin bu sürecin toplumsallaşması bir mecburiyettir. Toplumsallaşmasının sağlanmasına siyaset öncülük etmelidir. Bir ayırım yapmama konusundaki vurgunun altını özel olarak çiziyorum. Çünkü bu dönemde bizim muhalefetiyle iktidarıyla her kesimden insanın hem siyasal öznelerin hem toplumsal öznelerin bu süreçte hemhal olarak barışın inşası konusunda ortak adım atması en geniş yelpazedeki toplumsal mutabakatın oluşması çok önemlidir. Bu bu öneme binaen olumlu adımların atılması mutlak toplumda bir güvensizlik oluşuyor.
Milyonların umudu AKP’nin kaygılarına kurban edilmemelidir. Bu toplumun kaygısı bütün siyasi partilerin kaygılarından daha önemlidir. Sürecin ciddiyetini, sürecin geri dönülmezliğini göstermek için güçlü, sembolik adımlara ihtiyaç vardır.
‘KOMİSYON KURULMALI’
Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş’un ‘komisyon kurulacak’ söylemi son derece önemli. Dün de kendisi bizi ziyaret etti ve kendisiyle yaptığımız görüşmede bu konudaki görüşlerimizi kendisiyle paylaştık. DEM Parti olarak komisyonun sonuç alıcı bir şekilde çalışmasının çok önemli olduğunu vurguladık ve ülkenin oyalanacak vakti yok. Bu komisyon bir an önce kurulmalı ve bir an önce çalışmalarına aktif bir biçimde başlamalıdır. Sadece laf üretmeyen, somut öneriler geliştiren, takvimi olan ve bu takvime uyan, hesap verebilir bir mekanizmayı kastediyoruz. Bu ülkenin sorunlarının komisyona havale edilip orada çürümeye bırakılacak bir durumu yoktur.
O nedenle komisyon bir an önce kurulmalı ama işleyici bir komisyon kurulmalıdır. Yerel yönetimlerden silahsızlanmaya, yargı işleyişinden kolektif haklara uzanan birçok hayati gündem önümüzde durmaktadır. İşlevsel bir komisyonla hızlı adımlar atılabilir ve bu kısır döngüden çok hızlı bir biçimde çıkılabilir. Biz her cümleyi ‘barış ve demokrasi inşa edilmelidir’ diye bitirmedikçe tarih bize kulak kabartmayacaktır. O halde bu komisyon tarihinle barışın sesine kulak vermeli ve barış konusunda insanlığa çok büyük bir katkı sunabileceğini pratikte göstermelidir. Barışı kuran bir komisyon olarak tarihe geçmelidir.
ANAYASA TARTIŞMALARI
Anayasa tartışmaları bir kez daha gündeme gelmiş durumda ve biz sonda söyleyeceğimizi başta söylemek istiyorum. Anayasa tartışmalarını herhangi bir tabuya veya tıkayıcı tartışmalara kurban etmemek lazım. Anayasa için yeni bir anayasa diyorsa anayasa gerçekten yeni olmalıdır. Vesayet rejiminden kurtulmuş sivil bir anayasa diyorsa her türlü vesayet rejiminden kurtulmuş gerçekten sivil bir anayasa olmalı. Demokratik diyorsa gerçekten demokratik bir anayasa olmalı. Mesela bakın süreç nasıl akıyor? Muhalefet belediyelerine operasyonlar yapılıyor. Daha birkaç gün önce tekrar bir operasyon gerçekleşti. Bu operasyonlar demokrasiye hizmet etmiyor. Bu operasyonlar antidemokratik ortama hizmet ediyor. Toplumu kutuplaştırıyor ve katılaştırıyor. Mesela bir anayasa yapım sürecinden bahsedilecekse bunlardan vazgeçilmelidir. Anayasa yapım sürecinin sağlıklı sürdürülebilmesi için siyasi iklimin yumuşatılması ve yol temizliği şarttır.
Bu konuda ana sorumluluk iktidardadır. Toptancı yaklaşımlardan çıkarak herkesi sürece katacak bir yol temizliğine ihtiyaç var. Bu anlamda Sayın Bahçeli’nin ‘yeni bir kimlik ve kardeşlik asrı’ vurgusu önemlidir. En geniş toplumsal mütabakat, demokratik anayasa yapım sürecinin ruhunu vazgeçilmezlerindendir. Yine Sayın Özgür Özel’in ifade ettiği üzere, ana dilde eğitim ve kapsayıcı bir vatandaşlık tanımının da desteklendiği bir çözüm sunabilmelidir yeni toplumsal sözleşme. Anayasa bir toplumun eşit yurttaşlık hakkı temelindeki bütün haklarının ve hukukunun tesis edilmesi demektir. Ruhu ancak böyle şekillenirse gerçekten yeni ve gerçekten demokratik bir anayasa olur. İç barışı tesis etmek, tahkim etmek, eşit kardeşlik hukukunu, adaleti ve adaleti ve özgürlükleri tesis etmekle mümkündür. Bunun yolu budur. Başka da bir yol gerçekten yoktur.
‘TARİHİ FIRSAT VAR’
Bu yaz bir örgütlenme hamlesiyle bu çalışmaları bambaşka bir merhaleye taşıma amacındayız. Bununla ilgili komisyonlarımız 7-24 çalışıyor ve bu yaz bizler DEM Parti olarak daha çok alanda, daha çok meydanda olacağız. Barışı örgütleyeceğiz, kendimizi örgütleyeceğiz, demokratik toplumun örgütlenmesine hep birlikte katkı sağlayacağız. İşçilerle, emekçilerle, yoksullarla, emeklilerle, çiftçilerle, esnaflarla, kadınlarla, gençlerle, engellilerle, doğa ve insan hakları savunucularıyla, Alevilerle, mütedeyinlerle, ve her kesimle, bütün farklı halklardan ve inançlardan insanlarla, ezilenlerle ve sömürülerlerle bizler barışın toplumsallaşmasını sağlamak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu yaz tekrar belirtiyorum önemli bir örgütlenme hamlesini hayata geçireceğiz.
Buradan çağrımız aynı zamanda iktidara ve muhalefetin diğer kesimlerindedir. Yüzyıllık bir sorunun çözülebilmesi için elimizde tarihi bir fırsat var. Bizler bir kez daha diyoruz ki bu tarihin fırsatı değerlendirmek hepimizin ama hepimizin görev ve sorumluluğundadır. DEM Parti’nin alanlarda olması, DEM Parti’nin sahalarda olması, DEM Parti’nin bütün demokrasi güçlere, siyasi güçlere ve toplumsal dinamiklere bu süreci taşıması, bilgilendirmesi, görüş alışverişinde bulunması önemlidir ama yetmez. O yüzden bütün siyasi partilerin bu yazı sahada barış için geçirmesi gerekiyor ve bir yandan parlamento yasal faaliyetlerin sürdürülmesi için adım atarken öte yandan hepimizin görev ve sorumluluğu olan barışın halk içinde örgütlenmesinin sağlanması bakımından herkesin sahada olması lazım. Biz bunu yaptığımız siyasi partilerle yaptığımız görüşmelerde bu konudaki görüşlerimizi ve önerilerimizi kendileriyle de paylaştık.”
Kaynak: ANKA
DEM Parti
PKK
Yatak Odanızda Asla Bulundurmamanız Gereken 8 Eşya: Bütün Enerjiyi Sünger Gibi Emiyor
Mobilya Üzerindeki Çizikleri Anında Yok Ediyor! Meğer Bu Kadar Basitmiş
Yeni Anayasa İçin İlk Toplantı Tarihi Belli Oldu
Özgür Özel O Belediyeyi Yine İşaret Edip, ‘En Fenası’ Dedi
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***