Mahkeme son iki CHP kurultayının iptaline ilişkin davada ‘görevsizlik itirazı’nın sonucunu beklemeye karar vererek duruşmayı 8 Eylül’e erteledi.
CHP’nin 4-5 Kasım 2023’te yapılan 38’inci olağan kurultayının iptali ve yetkili kurullarının görevden uzaklaştırılması talebiyle ayrı ayrı açılan dava Ankara 42’nci Asliye Hukuk Mahkemesi’nde birleştirilmişti.
26 Mayıs’taki duruşmada mahkeme heyeti istenen ihtiyati tedbir talebini reddetmiş, tutanakta ‘mutlak butlan, kurultayın iptali, Kemal Kılıçdaroğlu’nun göreve iadesi’ ifadeleri yer almıştı.
Böylelikle ‘mutlak butlan (hukuki işlemin sözleşme ve kanunla belirlenmiş şartlara uymadığından geçersiz sayılması)’ ifadesi ilk defa tutanağa geçmişti.
Ankara 26’ncı Asliye Ceza Mahkemesi, ‘şüpheliler’ arasında tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da olduğu 11 kişiye ilişkin iddianameyi “Rüşvet suçlaması var” deyip ‘görevsizlik’ kararıyla ağır ceza mahkemesine göndermişti.
Ankara başsavcılığı kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek itiraz etmişti.
Mahkeme Ankara 42’nci Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki duruşmada bu itirazın sonucunu beklemeye karar verdi ve duruşmayı 8 Eylül’e erteledi.
Hakim kararı açıklarken şunları söyledi: “Menfaat temini nedeniyle irade fesadı olmuş mu olmamış mı; buna bakacağız. Ceza davasındaki görevsizlik itirazının sonucunu bekleyeceğiz.”
Duruşmada neler yaşandı?
Gazeteci Alican Uludağ ve ANKA’nın aktardığına göre hakim, davaya katılma talebinde bulunan parti meclisi üyelerinin isimlerini tutanağa yazdırdı.
Savaş’ın avukatı, Özel’e ‘yetkisiz başkan’ dedi
Lütfü Savaş’ın avukatı, katılma talebinin reddini ve sözlü yargılama aşamasına geçilmesini istedi. Avukat, kurultayın iptalini ve Özgür Özel yönteminin tedbiren görevlerinden uzaklaştırılmasını talep etti.
Savaş’ın avukatı şunları söyledi:
“CHP yönetimi Kemal Kılıçdaroğlu’na verilmelidir. 38’inci Olağan Kurultayı’nda organize şekilde suç işlenerek delege iradeleri sakatlanmıştır. Kurultay mutlak butlanla sabittir.
6 Nisan seçimli kurultay yetkisiz genel başkan tarafından verilmiştir. Kurultay kanuna karşı hileye başvurularak yapılmıştır. Bu kurultay da sakattır. Gayri meşru genel başkan kendini kurtarmak için bir mizansen düzenlemiştir. Seçilmeyen bir kişinin genel başkan olması kabul edilemez.
Özgür Özel’in görevden el çektirilmesi ve partinin o dönemdeki genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu tarafından yönetilmesi gerekmektedir. Kemal Kılıçdaroğlu göreve çağrılmalıdır.”
CHP’nin avukatı: Mahkemenin partiyi kimi yöneteceğine dair karar verme imkanı yok
CHP’nin avukatı Çağlar Çağlayan’sa parti meclisi (PM) üyelerinin davaya katılma taleplerinin kabulünü istedi. Kılıçdaroğlu’nun ceza davasında da ifade vermediğini belirten Çağlayan, şöyle devam etti:
“Ceza yargılamasının kesinleşmesi beklenmeli. Yargılananların beraat etme ihtimalleri var. Beraat kararı verilirse bu dava içinden çıkılmaz bir hal alır.
Ceza davasındaki delillerden kimsenin kimseye bir menfaat verdiği ispatlanamadı. Mahkemenin siyasi partinin kim tarafından yönetileceğine dair karar verme imkanı yoktur.
Partilerin seçimleriyle ilgili tüm itirazlar seçim kurullarına yapılır. Buna seçim hakimleri karar verir. Davaya ilişkin itirazlar seçim hukukuna ilişkindir. Adliye mahkemelerinin inceleme yetkisi yoktur.
Siyasi partiler, seçimlerini yargı denetimi altında yapar. Mahkemenin siyasi partinin kim tarafından yönetileceğine dair karar verme imkanı yoktur. Aksi durum seçilmişlerin sürekli mahkeme tehdidi altında görevlerini yapmalarına ve kendilerini sürekli baskı altında hissetmelerine neden olur.
‘Mahkeme karar verirse YSK etkisizleşir’
Lütfü Savaş bu yönetim tarafından Hatay büyükşehir belediye başkanı adayı olarak gösterilmiştir. Bugünkü iddiaları dürüstlük kuralına uymamaktadır.
Dava açma süresi geçmiştir. 6 Nisan 2025’teki olağanüstü kurultayla bu dava konusuz kalmıştır. Delegenin önüne sandık konulmuştur. Aslolan siyasi partilerin kendi eliyle yönetilmesidir.
Partiler, kongreleri ve seçilen kişiler eliyle yönetilir. Bu kişilerin işten el çektirilerek başkalarının partiyi yönetmesi yönünde karar da almak kanunun ruhuna da aykırıdır. Bu mahkeme görevsizdir
Siyasi partilerin kongreleri ancak seçim kurullarıyla denetlenir. Mahkemelerin karar vermesi halinde YSK etkisiz hale gelir. Bu durumda partilerin tüm seçimleri mahkeme tehdidi altında kalır.”
Mutlak butlan tepkisi
Çağlayan ‘mutlak butlan’ iddiasına karşıysa şu savunmayı yaptı:
“Mutlak butlan iddiasının ileri sürülebilmesi için dürüstlük kuralına uymayı gerektirir. 38’inci olağan kurultayda bir sonuç çıkmış ve parti ona göre yönetilmiştir. Davacılardan biri de bu yönetim tarafından belediye başkanı adayı olmuştur. Bu kişinin sonradan ‘Ben bazı şeyleri biliyordum’ demesi dürüstlük kuralına aykırıdır. Bu yüzden mahkemece dinlenmez durumdadır.
Davacıların iddiası delegelerin iradelerinin fesada uğratıldığına yöneliktir. Hiçbir delegenin isteği dışında yanlış genel başkana oy verdiğine dair delil, tespit hatta iddia dahi bulunmamaktadır. İrade fesadının olması için tehdit ve hata olması gerekmektedir. Bunların hiçbiri bulunmamaktadır.”
Mahkeme kararı: PM üyeleri davaya katılacak
Mahkeme, PM üyelerinin davaya katılmasına karar verdi.
‘Şaibe var, bu siyasi değil hukuki bir dava’
Yeniden söz alan Savaş’ın avukatı şunu söyledi: “Kayyım talebimiz yok. Ceza davasının da beklenmesine gerek yok, talepler kabul edilmeli. CHP’nin mahkeme koridorlarında tartışılmasını istemeyiz ama ortada bir şaibe var. Bu dava siyasi değil hukuki bir davadır.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***