HASAN CÜCÜK | HABER ANALİZ
Futbolun anavatanı olarak İngiltere kabul edilmesine karşılık, İngilizlerin icat ettikleri oyunda pek başarılı olduklarını söylemek mümkün değil. Milli takım düzeyinde ilk ve tek başarıları ev sahipliği yaptıkları 1966 Dünya Kupası’nda gelen şampiyonluk oldu. Avrupa futbolunun kalbi milli takım düzeyinde Almanya, Çekoslovakya, Hollanda ve Sovyetler hattında attı. 2000 yılından itibaren Akdeniz ülkeleri Avrupa futbolunun tek söz sahibi oldu. Avrupa şampiyonasının yanı sıra Uluslar Ligi’nde de Akdeniz kuşağının sözü geçiyor.
İlk kez 1960 yılında düzenlenen Avrupa şampiyonasının ilk kazananı Sovyetler Birliği oldu. 1972-1996 arasındaki şampiyonalarda kuzey Avrupa hakimiyeti vardı. 1972 Batı Almanya, 1976 Çekoslovakya, 1980 Batı Almanya, 1984 Fransa, 1988 Hollanda, 1992 Danimarka ve 1996 Almanya kupayı ülkesine götürdü. Kuzeyin hakimiyetini bu süreçte sadece Fransa kırdı. 1984 Avrupa şampiyonasına ev sahipliği yapan Fransızlar, tarihlerinde ilk kez kupaya uzandı.
2000 yılından itibaren Avrupa futbolunun ekseni Akdeniz kuşağına kaydı. 2000 Fransa, 2004 Yunanistan, 2008 İspanya, 2012 İspanya, 2016 Portekiz, 2020 İtalya ve 2024 İspanya kupayı kazanırken, ortak özellikleri Akdeniz kuşağı olmasıydı. Elbette Portekiz’in Akdeniz’e kıyısı yok ancak iklim ve yakınlık olarak Akdeniz havzasında yer alıyor. Geride kalan 17 Avrupa şampiyonasında, Akdeniz ülkeleri 10 kez mutlu sona ulaştı.
İlk kez 2019’da düzenlenen Uluslar Ligi’nde ise mutlak Akdeniz hegemonyası var. 2019 Portekiz, 2021 Fransa, 2023 İspanya ve 2025 Portekiz, Uluslar Ligi’nde şampiyonluğa ulaştı. Geride kalan 4 Uluslar Ligi finalinde sadece bir kuzey Avrupa ülkesi final oynadı. 2019’da ilk kez oynanan finalde Portekiz, Hollanda’yı yenmişti. Takip eden 3 finali ise Akdeniz ülkeleri oynadı. 2021 Fransa – İspanya, 2023 İspanya – Hırvatistan ve 2025 Portekiz – İspanya Akdeniz ülkeleri finaline sahne oldu.
Avrupa futbolunda eksen kayması Portekiz, İspanya ve Fransa’nın yıldız fabrikasına dönüşmesiyle geldi. Özellikle Barcelona’nın dünyaca ünlü alt yapısı La Masia’dan çıkan yıldızlar İspanya’yı 2008 ve 2012’de Avrupa şampiyonluğuna taşıdı. İspanyollar, sadece Real Madrid, Barcelona ve Atletico Madrid’i taşımakla yetinmeyip, kalburüstü tüm takımlarda ter döküyor.
Fransa’nın yükselişi 1993’te teknik patronluk koltuğuna Aime Jacquet’in oturmasıyla başladı. Fransa milli takım kapılarını genç yeteneklerin yanı sıra göçmenlere açan Jacquet’in temelini atan milli takım 1998 Dünya Kupası ve 2000 Avrupa şampiyonasında zafere ulaştı. Kadronun tamamına yakını göçmen asıllı oyunculardan oluştu. 30 yıl önce başlayan süreç hız kesmeden devam ediyor.
Portekiz için ‘’Avrupa’nın Brezilyası’ denir. Benfica, FC Porto ve Sporting Lizbon çıkardığı yıldızlarla ülke futbolunun lokomotifi oldu. Bu üç takım her yıl parlattığı yıldızları Avrupa’nın devlerine astronomik bedeller karşılığında sattı. Figo, Cristiano Ronaldo, Querasma, Rui Costa başta olmak üzere onlarca yıldız Avrupa kulüplerinde ter döktü. Yıldızlardan kurulu milli takım ise başarıya ulaşırken zorlanmadı. Kaderin cilvesi olsa gerek, Portekiz ilk kez EURO 2016’da şampiyonluğa ulaşırken, Ronaldo’nun olgunluk döneminde iki kez Uluslar Ligi’ni kazandı.
Futbolcu kalitesi yanında teknik adam becerisini göz ardı etmemek gerek. Luis Aragones ve Vicente Del Bosque İspanya’ya eşik atlatan isimler oldu. Fransa, Aime Jacquet’den sonra Didier Deschamp’la istikrarın adresi oldu. Portekiz, Fernando Santos’la hem EURO 2016 hem de 2019’da Uluslar Ligi’nde zirveye çıktı
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***