NECİP F. BAHADIR | YORUM
Bu bir ‘kurnazlık’ değil, ‘politik cinlik’ hiç değil! Bunun adi AKP tarzı siyasi gasptır. Halkın vermediği başkanlığı ayak oyunları ve hokus-pokusla gasp etmek. Başka izahı yok. Seçimde kazanmanın tek yolu sandıktan çıkmaktır… Milletin oyları ve desteğiyle helalinden koltuğun sahibi olmak. Demokrasinin, milli iradenin gereği bu. Fakat AKP her konuda olduğu gibi yine yanlış yola saptı. Sandıktan çıkamadı, başkanlığı tek kelimeyle çaldı!
Gaziosmanpaşa Belediye’sinden söz ediyorum.
AKP bayram öncesi yargıyı kullanarak operasyon yaptı. Gözaltına alınan belediye başkanları arasında Hakan Bahçetepe de vardı. Dosyası boş, saçma sapan iddialarla suçlandı. Mahkeme Bahçetepe’yi tutukladı ve Silivri’ye gönderdi. İçişleri Bakanlığı hiç vakit kaybetmeden başkanı görevden uzaklaştırdı. Yerine gelecek ismi belediye meclis üyeleri seçecekti. Gözler AKP ve MHP’ye çevrildi.
CHP birinci parti de olsa çoğunluk (21) ‘Cumhur ittifakı’ndaydı’. AKP ve MHP’li üyelerin toplamı CHP’yi (18) geçiyordu. Burada devreye girmesi gereken ‘matematik’ değil, ‘siyasi ahlak’ idi ya da politik teamül… Halkın tercihini yok saymamak, saygı duymaktı. Koltuğa bir başka CHP’li ismi oturtmaktı.
Gasp ve talanı ‘siyaset’ olarak benimsemiş AKP’den ‘ahlaklı tavır’ zaten beklenmiyordu. Fakat MHP bir umut, sandığı dikkate alabilirdi. Fakat o da ortağına uydu. Kirli bir ittifak bu…
Yargının derdi ‘suçu’ soruşturmak değil!
Devlet Bahçeli, AKP ile ortaklık yaptıktan sonra siyasi nezaket ve etiği unuttu. Oysa Bahçeli politikada nezaketiyle öne çıkan bir siyasetçiydi. Her şeye rağmen koltuk diyenlerden değildi.
Örnek mi?
DSP-MHP koalisyonu döneminde istifalarla DSP milletvekili sayısı MHP’nin gerisinde kaldı. Başbakanlığa talip olabilirdi. Bu yönde talepler de vardı. İsteseydi ‘başbakan’ koltuğuna oturabilirdi. Fakat ‘hayır’ dedi. Lakin İstanbul’un bir ilçesinde nezaketi unuttu. Siciline kara bir leke sürdü.
Aslında, doğrusu seçilmişlerin bu kadar kolay tutuklanmamasıydı. Yargılanmaması değil, tutuklanmaması… Varsa yanlışı ve suçu elbette dosyası açılır. Deliller toplanır, iddianamesi yazılır. Mahkemede hesabını verir. Ama tutuksuz olarak. Bir cani gibi şafak vakti baskına uğramaz, çoluk çocuğunun önünde alınıp götürülmez. İfade vermesi için çağrılır ve gider.
AKP yargısının derdi başka… Yanlışı, suçu soruşturmak değil… Siyasi operasyon çekmek! Muhalefeti Erdoğan karşısında ‘yarışamaz’ hale getirmek. Bu gerçeğin sokak da farkında…
Gaziosmanpaşa Belediye Meclisi bayramdan sonra ilk iş olarak seçimini yaptı ve Cumhur İttifakı’nın adayı AKP’li Eray Karadeniz’i kendisi hapiste olan başkanın yerine ‘vekili’ olarak seçti.
CHP’li başkana, AKP’li vekil!
Bu siyasi ahlaksızlık yetmezmiş gibi sonrasını da şova dönüştürdü. Erdoğan ‘seçimi’ bir zafer olarak gördü. Hemen telefona sarıldı ve Karadeniz’i arayarak kutladı. Telefon görüşmesinin görüntüleri servis edildi.
Siyasi gaspı şovla kutlamak… Nedir bu? Bir parti bu kadar ilkelerinden uzaklaşabilir mi? Ahlak ve değerlerini bu denli yitirebilir mi? Siyaseti gelenek ve teamülleri böylesine barbarca ayaklar altına alabilir mi? Tarihe karşı bunu nasıl açıklayacak? Hangi siyasi ilke ve kutsala sığınacak? ‘Harp hiledir’ sözüne mü? Bu harp midir? Kime karşı harp? Halka karşı mı? Başkanlık koltuğu savaş ganimeti mi? Hayrettin Karaman’dan fetvası da alındı mı? Siyaset bir harp olarak görülebilir mi? Bu sözün parantezi içinde değerlendirilebilir mi?
Hiçbir parti bu kadar düşmemişti!
Bu soruları boşuna sormuyorum. AKP zihniyetinin kodlarını çözmeye çalışıyorum. Ve kanaatim bu siyaset ve tavrın şekillenmesinde böyle bir felsefe ve inancın gizli olduğu yönünde. Hiçbir parti bir ilçe başkanlığı koltuğuyla büyük zafer kazanmış gibi havaya girmezdi. Şov falan yapmazdı. Bu kadar düşmezdi. Siyasi basiret ve ağırlığını böylesine yitirmezdi.
AKP’nin bu davranışının altında ‘kutsal’ saydığı, bir zihniyet saklı. Hırsızlığa, yolsuzluğa fetva veren zihniyet, belediye başkanlığının gaspından mı geri duracak?
Yazık… Kutsallar hiç bu kadar siyasete sermaye ve malzeme yapılmamıştı. Hiçbir parti bu kadar düşmemişti.
Erdoğan 10 yıl önce, “En büyük hırsızlık, en büyük yolsuzluk milli irade hırsızlığı, milli irade yolsuzluğu!” demiş. Partisinden kopan milletvekilleri veya belediye başkanlarına tepkisini bu sözlerle dile getirmiş.
Güzel de söylemiş… Halkın vermediği ayak oyunlarıyla elde etmek hırsızlıktan başka bir şey değil. Bu cümleleri kuran birinden ne beklenir? Bunu siyasete dönüştürmesi değil mi? Ne gezer?
Kendisinden giderken ‘hırsızlık’, kendisine gelirken ‘ganimet’… AKP 31 Mart’tan sonra kaç belediye başkanı ve milletvekilini ‘transfer’ adı altında partisine kattı? İsimleri alt alta yazılsa küçük bir broşür olur. Liste öylesine uzun…
AKP ve MHP sözcüleri bir ara milletvekillerinin parti değiştirmesine önlemek için yasal çalışma yapacaklarını açıklamıştı. Ne o yasa çıktı, ne de başta iktidar olmak üzere partiler siyasi ‘ganimet ve fırsatçılıktan’ vaz geçti?
Erdoğan, ‘milli irade gaspını’ tercih etti!
İlginçtir, Erdoğan sürekli geçmişi ve siyasi yaşamıyla sınanıyor… Ve her defasında kaybedenlerden oluyor. 1999’da İstanbul Belediye Başkanı iken tutuksuz yargılandı ve mahkum oldu. Mahkeme görevden aldı. Partisi Refah belediye meclisinde azınlıktaydı. Erdoğan sadece yüzde 25 küsur oyla seçilmişti. Siyasi parçalanmışlık aradan sıyrılmasına neden olmuştu.
Refah’a karşı hem siyasette hem de siyaset dışı odaklar bir muhalefet bloku oluşturmuştu. Buna rağmen o dönemine ANAP’ı, ne DYP’si ne de sol partileri bunu fırsata çevirmeyi düşünmedi. “Başkanlık Refah’ın hakkı!” denildi, Erdoğan’ın yerine Ali Müfit Gürtuna’yı seçti.
Acaba bu örnek Erdoğan’ın aklına gelmedi? Gelmez mi? Kader onu sınadı. O ahlakı değil, koltuğu, siyasi etiği değil, milli irade gaspını seçti.
Ayşe Böhürler!
AKP’li bir parti yöneticisinin şaşkınlığına ne demeli? Ayşe Böhürler, katıldığı bir televizyon programında, “Bu kendi iradesiyle vermiş olduğu bir karardır. AK Parti’ye hoş geldin diyorum kendisine.” diyor.
Bu kadar mı habersiz gündemden? Yoldan sapmaya gör, Allah böyle şaşırtır işte… Böhürler’ın gafı, politik gasp kadar medyada yankılandı.
Gaziosmanpaşa AKP için ‘kısa günün karı’ gibi görünebilir. Zafer sanılan ağır bir yenilgidir bu… Tarih bunu AKP’nin ‘kazanç’ hanesine kaydetmeyecek.
Siyasi tarihe bir kara leke ve AKP’nin utancı ve ahlaksızlığı olarak geçecek.
AKP’li Ayşe Böhürler’in ‘Gaziosmanpaşa’ açıklaması, sosyal medyada alay konusu oldu
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***