AMED – DAİŞ’in Amed’de 10 yıl önce HDP’nin mitingine yönelik düzenlediği saldırıda yaşamını yitiren Necati Kurul’un ağabeyi Hayati Kurul, “Gerçek bir barış süreci olacaksa devlet ailelerden özür dilemeli” dedi.
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 5 Haziran 2015’te Amed’in Yenişehir ilçesi İstasyon Meydanı’nda düzenlediği “Büyük İnsanlık” mitingine yönelik DAİŞ’in düzenlediği bombalı saldırının üzerinden 10 yıl geçti. Saldırıda, Ramazan Yıldız, Necati Kurul, Şehmuz Kaçan, Civan Arslan ve Ali Türkmen yaşamını yitirdi, 400’ü aşkın kişi de yaralandı. Vücuduna isabet eden 485 şarapnel parçasıyla yaşamını yitiren Necati Kurul’un ağabeyi Hayati Kurul, olayın yaşandığı gün, İzmir’de olduğunu patlamayı bir telefon görüşmesinde öğrendiğini söyledi. Akrabalarından kimi aradıysa telefonlarının meşgul çaldığını kaydeden Kurul, “Tam o esnada Amed telefon koduyla polisler aradı. ‘Başınız sağ olsun. Hastaneye kadar gelebilir misiniz’ dedikten sonra açtım ağzımı yumdum gözümü” dedi.
Kardeşine isabet eden 485 şarapnelin kardeşine değil de etraftaki insanlara isabet etseydi bunun 30-40 insanın daha ölümüne yol açma ihtimalinin bulunduğunu söyleyen Kurul, “Her bir şarapnel parçası mermi görevi görmüş. Şimdi 485 mermiyi düşün, o alana yayılmış olsaydı ondan daha büyük katliam olabilirdi” ifadesini kullandı.
‘KATLİAM FAİLLERİ BULUNMADI’
Davanın Ankara’ya taşınmasıyla sahiplenilmesini zorlaştırdığını belirten Kurul, avukatların sunduğu belge, bilgi ve araştırmalara rağmen taleplerinin mahkeme tarafından kabul edilmeyerek, kamu kurumlarının saldırıdaki rollerinin açığa çıkartılmadığını söyledi. Geçmişten günümüze kadar Kürtlere yönelik saldırıların gerçek faillerinin açığa çıkartılmadığını vurgulayan Kurul, “Bugüne kadar faili belli ama faili meçhule yazılan bir tarih var. Bu tarihi artık değiştirmek için mücadele verildi. O mücadelenin asıl bedel ödeyenleri nasıl ki sahiplenilmediyse 5 Haziran, 20 Temmuz, 10 Ekim de böylece karanlıkta kaldı ve sahiplenen çıkmadı” diye konuştu.
‘HÜKÜMET ÖZÜR DİLEMELİ’
Başlayan yeni süreçte devlet tarafından kayda değer bir adım atılmadığına işaret eden Kurul, “Bu dava Yargıtay’da, ama önemli olan gerçek faillere ulaşmak. O da mümkün görünmüyor. Eğer gerçekten bir barış süreci olacaksa Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin bugün oturup bu halktan bir özür dilemesi lazım. İkincisi bu faili meçhuller nasıl oldu- hepsinin failleri belli aslında- bunların açığa çıkarılması lazım ki bilelim artık gerçekten bir barış, kardeşlik, hak ve hukuk olacak” şeklinde konuştu.
DAVA HAKKINDA
AKP’nin iktidardan düşme ibareleri gösterdiği 7 Haziran 2015 seçimlerinde HDP’nin Amed’in Yenişehir ilçesi İstasyon Meydan’ında düzenlediği “Büyük İnsanlık Mitingi’ne” DAİŞ tarafından bombalı saldırı düzenledi. Seçim süreci boyunca iktidarın HDP’yi hedef gösteren söylemlerinin yaşandığı bir ortamda düzenlenen saldırıda, Ramazan Yıldız, Necati Kurul, Şehmuz Kaçan, Civan Arslan ve Ali Türkmen yaşamını yitirdi, 400’ün üzerinde kişi yaralandı.
DAİŞ’li saldırgan Orhan Gönder’in asker kaçağı olduğu, kaldığı otelin kimlik kayıt bilgileriyle ortaya çıkması ve ailesinin saldırı düzenleyebileceği ihbarının bulunmasına rağmen Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü hakkında herhangi bir işlem yapmadığı daha sonra ortaya çıktı. Saldırgan Gönder, saldırının ardından gittiği Dîlok’ta saldırı planlayıcıları İsmail Korkmaz, Mustafa Kılıç ve Burhan Gök’le birlikte yakalandı. 2016’da saldırganlar hakkında dava açıldı, dava güvenlik gerekçesiyle Ankara’ya taşındı.
DOSYA YARGITAY’DA
Ankara 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklar Orhan Gönder, Mustafa Kılıç, İsmail Korkmaz hakkında “anayasayı ihlalden” bir, “4 kişiyi öldürmekten” 4 kez olmak üzere 5 kez ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Sanıklara diğer suçlar olan, ayrı ayrı “nitelikli öldürmeye teşebbüsten” 104 kere 17 yıl, “öldürmeye teşebbüsten” 102 kere 14 yıl, “tehlikeli madde bulundurmaktan” 13 yıl 4 ay hapis cezası verdi. Sanıklardan Burhan Gök hakkında “tehlikeli madde bulundurmak, anayasal ihlalden ve öldürmeye teşebbüsten” oy birliği ile beraat kararı verildi.
Karara karşı yapılan itiraz Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4’üncü Ceza Dairesi tarafından reddedildi. Ret kararına karşı Yargıtay’a yapılan itirazın incelemesi ise sürüyor.
POLİSLER HAKKINDA BERAAT
Yine bombaların patladığı miting alanında arama tarama faaliyetiyle görevli 14 polis hakkında “İhmal suretiyle görevi kötüye kullanmak” suçundan Diyarbakır 14’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Mahkeme, sanık polislerden K.A., K.K., M.A.C., İ.Y., A.T., D.U., F.D., H.Y., H.Y. ve M.Y.Ö. hakkında beraat; M.S., A.D., A.K. ve M.D. hakkında alt sınırı 3 ay olan hapis cezası verdi, daha sonra uygulanan indirimle ceza 2 ay 15 güne düşürüldü.
KAMU DAVASI AYM’DE
Cezaya karşı itiraz edilen üst mahkeme olan Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi, “Belediyenin gerekli temizliği yapmadığı için bombaların tespit edilemediğini ve sanık polislerin bir kusurlarının bulunmadığına” karar vererek, verilen cezayı da kaldırdı. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi, “Görevi ihmalden” yargılanan 10 polis hakkında verilen beraat kararına karşı yapılan itirazı esastan reddetti. Dava dosyası ailelerin avukatları aracılığıyla 2022’de Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşındı. Ancak aradan 3 yıl geçmesine rağmen hala bir karar verilmiş değil.
HSK ŞİKÂYETİNDE DE SONUÇ YOK
Amed Barosu, patlamada yaralanan 5 kişi, kamu davasının görüldüğü Diyarbakır 14’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nin Hakimi Gülsüm Akkoyun hakkında yargılama sırasında “görevi kötüye kullandığı” gerekçesiyle Hakim ve Savcılar Kurulu’na (HSK) şikayette bulundu. Ancak söz konusu şikayete dair de bir gelişme hala yok.
MA / Müjdat Can
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***