Aslında Linet konusunda bir yazı yazmayı hiç düşünmüyordum.
Çünkü bu kadar fanatikleşmiş zihniyete iki laf etsen ne manası var…
Onu bırakıp sana girişecek.
Ama dün öyle bir yazı okudum ki,
Kendimi tutamadım gecikerek de olsa yazıyorum.
Linet’i sahneden indirtmek isteyenlere şunu sormak isterdim
“Gazze halkına destek vereceğiz” diye Linet’e Türkiye’de şarkı söyletmeyenlere sormak isterdim.
Siz Linet kimdir hiç merak ettiniz mi?
Onun bir tek şarkısını dinlediniz mi?
Hiç sanmıyorum.
Bu yazdıklarımı okuyacaklarını da hiç sanmıyorum.
Yine de yazayım.
Annesi Türk sanat müziği sanatçısı Bursalı Leyla
Tam adı Linet Menaşi…
5 Mart 1975 yılında Tel Aviv’de doğdu.
Annesi kimdir biliyor musunuz?
Bir zamanların ünlü Türk sanat müziği sanatçısı Bursalı Leyla Özgecan’dır.
İsrail adı ise Leya Bonana.
Ama sanatçı olarak hep Türkleştirilmiş adını kullanmıştır.
Babası İstanbullu Şumuel Menaşe’dir.
Linet hem Türk hem İsrail vatandaşıdır.
“Bir Yahudi olarak Türkiye’de güvendeyim” diyen bir TC vatandaşı.
Linet’in “İhtimal”i, Spotify’da, Ferdi Tayfur’un “Bana Sor”unda” çok dinleniyor
Şimdi biraz zahmet edip Spotify’a girip “Linet” yazın.
Karşınıza en çok dinlenen 5 şarkısı çıkar.
Hepsi de Türkçe şarkıdır.
Birinci şarkının adı “İhtimal…”
41 milyon kere dinlenmiş.
Yani İbrahim Tatlıses’in en çok dinlenen şarkısından bile fazla.
İkinci şarkısı “Aman Aman” bir Ferdi Tayfur tadındadır.
Spotify’da Ferdi Tayfur’un en çok dinlenen şarkısı 36 milyon kere indirilmiş.
Yani ondan da çok dinlenmiş.
Bir dinleyin “Aman Aman”ı, sonra at pazarında konuşalım
Onu sahneden indirdiği için övünen bu arkadaşlara şunu diyeceğim.
Linet damardan, hem de çok damardan bir Türk şarkıcısıdır aynı zamanda.
Allah aşkına bir defa dinle şu “Aman Aman”ı… Sonra gelin konuşalım sizinle; At Pazarı’ındaki muhafazakâr kafede alkolsüz ejder meyveli smoothie kokteylini yudumlarken.
İşte sahneden indirdiğiniz insan budur.
Size bunu dileyim.
Şimdi size bir başka Yahudi’yi anlatacağım
Şimdi sana bir başka Yahudi’den söz edeceğim.
New York Times’ın dünyaca tanınmış yazarı Thomas L. Friedman dün çok önemli bir gözlemini yazdı.
Yazının İngilizce başlığının tam Türkçe karşılığı şuydu:
“İsrail’de gördüğüm yanıp sönen sinyaller…”
Ama gazete kendi yaptığı Türkçe çeviride başlığı şöyle vermiş: “İsrail’de savaş karşıtı bir hareket başlıyor.”
Soldan merkeze, hatta sağ partilerde bile
Friedman İsrail’e gidip yerinde gözlemler yapmış, çok sayıda insanla konuşmuş.
Özetle diyor ki
İsrail halkında 7 Ekim Hamas saldırısından beri ilk defa gözlemlediğim bir değişim var. Gazze savaşına karşı bir hareket başlıyor. Bu hemen bugün sonuç vermeyebilir ama en soldan merkeze, hatta sağ içinde bile bu savaşa karşı güçlü bir tepki başlıyor.
Eski İsrail Başbakanı’ndan çok ağır suçlamalar
Bu hareketin ilk önemli işaret fişeği de eski Başbakan Ehud Olmert’ten geldi.
Haaretz gazetesine yazdığı bir yazıda Netanyahu ve koalisyonuna karşı ilk yumruğu o attı.
Söylediği aynen şu:
“İsrail hükümeti bugün amacı, hedefi, net planlaması ve başarı şansı olmayan bir savaşı sürdürüyor.”
Asıl ağır suçlama bunun arkasından geliyor:
“Bugün Gazze’de yaptığımız, sınırsız ve zalim bir yok etme savaşıdır. Bir sivil halkı öldürme suçudur.”
En ağır cümle geliyor: Savaş suçu işliyorsunuz
Durun, en ağırı gelmedi.
Eski Başbakan yazısını şöyle tamamlıyor:
“Evet İsrail bir savaş suçu işliyor…”
Bir başka çıkış da sol kanattan.
İsrail Liberal Birlik Hareketi’nin lideri Yair Golan…
Sol lider: Vazgeçmezsek parya devlet olacağız
O da şöyle konuşuyor:
“Eğer aklı başında bir devlet gibi davranmaya dönmezsek, bir zamanların Güney Afrika’sı gibi bir parya devlet haline geleceğiz.”
Devam ediyor:
“Akıl sağlığı yerinde bir devlet sivillere karşı savaşmaz, bebekleri öldürmez, bir halkı yerinden etmeye, kovmaya kalkmaz.”
Evet, aklı başında bir devlet ne içerde ne dışarda sivillere, seçilmiş insanlara karşı savaş açmaz.
Ama bir şey daha var.
Karşı taraf: Her iki Gazzeli’den biri Hamas aleyhtarı gösterileri destekliyor
Friedman, yazısında, Gazze halkı arasında yapılan bir anketin çok çarpıcı sonucunu da veriyor.
Ramallah merkezli “Filistin Politika ve Araştırma Merkezi”nin Gazze halkı arasında yaptığı ankete göre:
Hamas karşıtı gösterileri destekleyen Gazze halkının oranı yüzde 48’e ulaşmış.
Yani her iki Gazzeli’den biri Hamas’ın savaşını desteklemiyor.
Düşünün, silahlı Hamas baskısı altında yapılan bir anket bu.
İnsanlar düşünce ve duygularını özgürce ifade edebilseler bu oran çok daha yukarılara çıkar.
Her gördüğün Yahudi Netanyahu değil, her gördüğün Gazzeli de Sinvar değil
Diyeceğim.
Her iki tarafta da savaşa karşı bir hareket gelişiyor.
Bu hareket er veya geç etkisini gösterecek ve Orta Doğu’nun savaş lordları kaybedecek.
İşte o güne kadar arkadaş…
Ey Linet’i sahneden indiren arkadaş:
Her gördüğün Yahudi’yi Netanyahu sanma.
Bir de bil ki gördüğün her Gazzeli de Sinvar değil.