Mahmut Hamsici
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) yeni genel başkanı Burhan Özdemir, Türkiye ekonomisindeki gelişmelerle ilgili BBC Türkçe’nin sorularını yanıtladı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “Türkiye için şans olduğunu” belirten Özdemir, Şimşek’le özdeşleşen Orta Vadeli Program’ın (OVP) da “sonuç verdiğini” söyledi.
Özdemir, iki yıldır uygulanan ekonomi politikalarının 6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş merkezli depremler ve Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) ile ilgili düzenleme gibi maliyetlerle birlikte düşünülmesi gerektiğini savundu.
Her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söylemediğini, sanayicilerin zorluklar yaşadığını ve kâr edemediklerini belirten Özdemir, bununla birlikte “tünelin ucunda ışığı görebildiğini” söyledi.
TÜSİAD’ın Şubat ayındaki eleştirileri sonucu derneğin bazı yöneticileri hakkında soruşturma açılmasında usulen sorun görmediğini belirten Özdemir; TÜSİAD’a negatif bir yaklaşımının olmadığını, “TÜSİAD’lı iş adamlarıyla daha fazla bir araya gelmeye ihtiyaçları olduğunu” belirtti.
Bakan Şimşek’in performansını nasıl değerlendiriyor?
14 bini aşkın üyeyle 60 bine yakın işletmeyi temsil eden MÜSİAD’ın Türkiye’de 84, yurt dışında ise 84 ülkede 99 irtibat noktası bulunuyor.
48 yaşındaki Özdemir, 9 Mayıs’ta MÜSİAD’ın yeni genel başkanı seçildi.
MÜSİAD’ın İstanbul’daki genel merkezinde BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Özdemir, Bakan Şimşek hakkında “Maliye Bakanımızı geçtiğimiz iki yıl içerisinde ülkemiz adına bir şans olarak görüyorum” diyor.
Burhan Özdemir, “Covid-19 pandemisinden bu yana enflasyon sorunu olduğunu, Şimşek’in göreve geldiğinde 6 Şubat 2023 depreminin Türkiye’ye maliyetinin tecrübe edilmediğini, konut projeleri nedeniyle 100 milyar dolarlık gider havuzu olduğunu” söylüyor.
Özdemir bunun yanında EYT uygulamasından ve iki seçimin atlatılmasından bahsediyor, yaşananlara “bütüncül bakmak gerektiğini” savunuyor ve ekliyor:
“Bu maliyetlerle beraber baktığımızda ben neredeyse yüzde 80’leri bulan reel enflasyonun bugün yüzde 40’ların altına inmiş olmasını kesinlikle Orta Vadeli Program’ın sonuç vermesi olarak görüyorum.”
‘Yüzde 30’lu oranlara getirilebilmiş bir enflasyon var’
Çeşitli ticaret ve sermaye örgütlerinin temsilcilerinden son dönemde ekonomideki gidişata dair uyarı ve eleştiriler geliyor.
Özdemir, “Sanayicimiz zor durumda, kâr etmiyor” diyor, bununla birlikte Türkiye’de üretimin devam ettiğinin altını çiziyor.
Hükümete yakın Yeni Şafak gazetesinin 26 Mayıs’ta ekonomideki gidişatı eleştirdiği bir manşetle çıkması dikkat çekti.
Haberde yaygın işyeri kapanmalarından da bahsediliyordu.
İşyeri kapanmalarının yaygın olup olmadığını sorduğumuz Özdemir, elinde öyle bir veri olmadığını ama konkordatolarla ilgili verinin geçmiş yıllara kıyasla çok ciddi zıplama göstermediğini söylüyor.
MÜSİAD Başkanı olarak “tabii ki her şeyin güllük gülistanlık olmadığını” söylediğini belirten Özdemir, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“İki sene önce Mehmet Bey’in devralmış olduğu o günkü tabloyu, Covid-19’dan bu yana bakiye enflasyonu, deprem, EYT ve iki seçimle dikkate alırsak, ortada yüzde 30’lu oranlara getirilebilmiş olan bir enflasyon var.”
“Tünelin ucundaki ışığı çok rahatlıkla görebiliyorum”
Özdemir, bundan sonrası için beklentilerini ise şu sözlerle açıklıyor:
“Mehmet Şimşek bakanımızın uyguladığı politikada, yanlış olduğu için değil ama artık o kadar para sıkılığına ihtiyaç olmadığı için biraz daha gevşeterek, reel sektöre farklı alanlarda can suyu katacak hareketlere girilmesi gerektiğini düşünüyorum.
“Reel sektördeki faiz oranları bunlar olabilir ama gerçekten üreten kişilere belli şeylerin sübvanse edilebileceğini düşünüyorum. Kredi oranlarında bir miktar gerilemeyi bekliyoruz. Açıkçası bunun olacağını da düşünüyorum.”
Özdemir, “Ben bu tünelin ucundaki ışığı çok rahatlıkla görebiliyorum” diyor.
Özdemir, ülke içinde ve dış politikadaki bazı gelişmelerin önümüzdeki yıllarda Türkiye ekonomisine olumlu katkıları olacağı kanısında.
Buna örnek olarak kendi ifadesiyle “Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleriyle gerginleşen ilişkilerin düzelmesinden, Suriye’nin özgürleşmesinden ve ‘terörsüz Türkiye’ sürecinden” söz edip ekliyor:
“Bunların ekonomimize pozitif yansıması 2-3 sene içerisinde bizim hayal edemeyeceğimiz düzeyde olacak diye düşünüyorum.”
“TÜSİAD’lı iş adamlarıyla daha fazla bir araya gelmeliyiz”
TÜSİAD’ın 13 Şubat’taki genel kurulunda, hükümetin ekonomi başta olmak üzere güncel politikalarını eleştiren konuşmalar yapıldı.
Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ömer Aras ve Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan hakkında soruşturma başlatıldı.
Yöneticiler hakkındaki yurt dışına çıkış yasağı daha sonra kaldırıldı.
Bu gelişmelere bakışını sorduğumuz Burhan Özdemir, Türkiye’nin yakın geçmişte darbe girişimi gibi badireler atlattığını vurguluyor ve ekliyor:
“O gün sesli şekilde dillendirilen bu açıklamaların perde arkasında tam ne kastedildiğini bu ülkenin savcıları sormak zorunda. Kaldı ki bir tutuklama yok. Ben esasta hata görmüyorum.”
Kendilerine bu süreçte neden TÜSİAD’ın yanında yer almadıklarının sorulduğunu belirten Özdemir, 1990’ların ikincisi yarısındaki 28 Şubat sürecine değiniyor:
“Bu eleştirileri yapanlar, 28 Şubat’ta bu kurumun kurucu başkanı ve o an aktif çalışan tüm yönetim kurulu üyeleri Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nde yargılanırken acaba ne dediler? O gün biz de arzu ederdik ki MÜSİAD’a ilk etapta TÜSİAD’lı işadamları sahip çıksın.”
Özdemir, genel olaraksa TÜSİAD’a hiçbir negatif yaklaşımının olmadığını söylüyor:
“TÜSİAD’lı işadamlarından çokça arkadaşım var, iş yaptıklarım var. Onlar da kesinlikle bu ülkenin çok önemli bir değeri. Şahsen birbirimizle daha fazla vakit geçirmemiz gerektiğini, daha fazla sosyal ortamlarda bir araya gelmemiz gerektiğini düşünüyorum.”
19 Mart sürecinin ekonomiye etkisi
Muhalefet partileri, görevden uzaklaştırılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklandığı 19 Mart sürecinin, ekonomiye önemli zarar verdiğini savunuyor.
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısı, eski ekonomi bakanı Nihat Zeybekçi de, “19 Mart süreci tabii ki ekonomiye zarar verdi” dedi.
Bu konudaki görüşünü sorduğumuz Özdemir, “Ekonomi ekseninde hiç etkisi olmadı demek belki yanlış olur” dedikten sonra ekliyor:
“Ama Türkiye ekonomisi artık o kadar büyük ki insan vücuduyla örneklemek gerekecek olursa bunun hıçkırık ya da öksürük kadar etkisi olmuştur. Bir nevi hızlı şekilde üzerinizden atabildiğiniz bir etkisi olmuştur.”
Özdemir, bazı ekonomistlerin Merkez Bankası’nın 19 Mart sürecinde “milyarlarca dolar yaktığını” savunmalarıyla ilgili olarak ise şu yorumu yapıyor:
“Bir kere dolar rezervi her zaman Merkez Bankası’nın elindedir. Merkez Bankası’nın dolar bozduruyor olması, doları sokağa atıyor olması anlamına gelmez. O doları TL’ye çeviriyor olması anlamına gelir. Pozisyonu daha rahat olduğu zaman tekrar dolara dönebilir. Yani bu para akmak değil.”
Yabancı yatırımcı etkileniyor mu?
Türkiye’de bazı uzmanlarla iş ve siyaset çevrelerinin dillendirdiği bir eleştiri de 19 Mart süreci gibi siyasi gelişmelerin Türkiye’ye yabancı sermaye yatırımlarını olumsuz etkilediği yönünde.
Özdemir’e göre burada öncelikle hangi yatırımcıdan bahsedildiği belirlenmeli:
“Borsa İstanbul’da kağıt alıp satan yatırımcıyı mı kastediyoruz? Yoksa gerçekten ülkemize gelip burada fabrika kuran, sanayinin içerisine entegre olan kitleden mi bahsediyoruz?
“Eğer birinci kitleden bahsediyorsak kesinlikle ciddi manada etkilenir ama zaten ülkemizin birinci derecede ihtiyacı olan kitle o değil, ülkemizin ihtiyacı olan ikinci kitle.”
Bahsettiği ikinci tip yatırımcının yaşananlardan etkilenmediğini savunuyor Özdemir.
Bu konuda görüşlerini aktarırken kişisel deneyimine de başvuruyor:
“İnsanların siyasi kriz ya da adalet vurgusunu birazcık kendi işlerine geldiği yönden yaptıklarını düşünüyorum. Suudi Arabistan’da, Azerbaycan’da, Almanya’da ve İngiltere’de, dört yerde ofisim var. Orada bunların tümünden Türkiye’ye yatırımcı olarak gelmek isteyen, sürekli talepte bulunan yatırımcılarla karşılaşıyorum.”
“Suriye çok büyük fırsatlar yaratacak”
Suriye’de 8 Aralık 2024’teki rejim değişikliği sonrası, Türkiye ile yakın ilişkileri olan Ahmed Eş-Şara ülkenin geçici devlet başkanı oldu.
Özdemir, Suriye’deki yeni durumun Türkiye ekonomisi için çok büyük fırsatlar yaratacağı görüşünde:
“Suriye’nin, bu ülkenin yıllarca yurt dışına açılmak gayreti içerisinde olmuş ama gerek dil gerek kurum kapasitesi sebebiyle yurt dışına açılamamış birçok küçük ve orta ölçekli firmasının yurt dışında çalışabilme kültürünü edineceği bir mecra olacağını düşünüyorum.”
Asgari ücrete ara zam taleplerine yaklaşımı nasıl?
Bazı sendika konfederasyonları ve siyasi partiler, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun toplanmasını ve asgari ücrete ara zam yapılmasını talep ediyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan 14 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, “Asgari ücretle ilgili ara zammı konuşmak için çok erken. Zamanı geldiğinde gerekli değerlendirmeyi yaparız” dedi.
Asgari ücrete ara zam taleplerini sorduğumuz Özdemir, zam beklentisi içinde olmadığını belirtiyor ve ekliyor:
“Biraz önce bahsetmiş olduğumuz ekonomik sebeplerden ötürü sanayici 2-3 senedir kâr etmiyor.
“Böyle bir dönemde ayakta kalmaya çalışan sanayiciye ek bir asgari ücret yükü çok kaldırılabilir olmaz diye düşünüyorum. Ama inşallah yılın ikinci döneminde biraz daha makrodan mikroya dönen bir OVP açılımı olursa, umut ediyorum ki olur, o zaman belki yıl sonunda çok daha farklı şeyleri konuşuruz.”