Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Meclis’te partisinin haftalık grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.
Hatimoğulları şu kritik açıklamaları yaptı:
“12 Mayıs’ta PKK’nin açıkladığı kongre kararıyla birlikte bir dönem kapanmış, yeni bir çağın kapısı aralanmıştır. Bu karar bir milattır. Demokratikleşme ve barış ortamı adına atılmış en önemli adım, büyük bir şanstır.”
ORTAK SORULAR YÜKSELİYOR
“Şimdi herkesin sorduğu ortak sorular var:
Türkiye’de demokrasi nasıl gelişecek? Kürtlerin hakkı ve hukuku nasıl tanınacak? Tüm kimlikler ve inançlar bu topraklarda nasıl eşit ve özgürce yaşayacak?
Bu soruların yanıtı, ortak paydaları büyütmekte; çözümün, barışın ve demokrasinin kapısını ardına kadar açmakta gizlidir. Artık şiddet ve çatışmayı gerekçe göstererek atılmayan adımlar için herhangi bir engel kalmamıştır.
86 milyon yurttaşın geleceği için hükümetin somut ve cesur adımlar atması, tarihi bir zorunluluktur. Türkiye, klasik güvenlikçi anlayışın kelepçelerinden kurtulmalı; hukuki, siyasi ve kültürel adımlarla yeni bir süreci inşa etmelidir.”
HUKUKİ GÖLGELER VAR
Bugün barış ve demokrasi sürecine, demokrasideki gerileme ve hukuksuzluklar gölge düşürüyor.
Bir düşünün: İnsanlar tweet atarken “Acaba ben gözaltına alınıp tutuklanır mıyım?” korkusu yaşıyor. Seçtiği belediye başkanının yerine kayyım atanıyor. Belediye başkanları, meclis üyeleri cezaevlerinde.
Hukukun ve adaletin olmadığı bir yerde barış ve demokrasiye inanç nasıl gelişecek? Toplum bunu soruyor. Biraz önce söyledim, yüzlerce halk toplantısı gerçekleştirdik. Toplumun en temel sorularından birisi bu: Bu süreç nasıl olacak?
Hukuk ve demokrasi, barış güvercininin iki kanadıdır. Güvercin tek kanatla uçmaz. Erdoğan, ‘Barış ve demokratik toplum sürecinin arkasındayım’ dedi. Sıra yasama ve yargı erkinin sözünü eyleme çevirme vaktidir. Adımlar atılmalıdır.
ATILABİLECEK ADIMLAR
Süreci her düzeyde geliştirecek adımlar atılmalıdır. Bugün toplumda da bizde de en büyük beklentilerden biri yasama kadar yargıdan da. “Nereden başlanacak” sorusuna net cevaplar verebiliriz.
Bunlardan birkaçını saymak gerekirse; Barış Akademisyenleri işine iade edilebilir, kayyımlar geri çekilebilir, tutuklu siyasetçiler özgürlüklerine kavuşabilir, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları uygulanabilir. Gelin bu düzenlemeleri hızlıca yapalım.”
YARGIYA AÇIK MESAJ
“Bakın, yarın Çağlayan Adliyesi’nde HDK ve Kent Uzlaşısı’ndan yargılanan arkadaşlarımızın duruşmaları var. Halkların Demokratik Kongresi’nin dediği gibi: “Kente ortak olmak da, HDK’li olmak da suç değil.” Yargıya sesleniyoruz: Yarın tahliye kararı çıkmasının gerekliliğinin altını çiziyoruz. Bu sürece hizmet etmesi için bu adımların önemini vurguluyoruz.”
GEREKÇELİ KARAR BEKLENTİSİ
“Örneğin, Kobanê Kumpas Davası’nda hâlâ tutuklu bulunan arkadaşlarımızın bir yıldır gerekçeli kararları yazılamıyor:
Zeynep Karaman, Dilek Yağlı, Pervin Oduncu, Ali Ürküt, Alp Altınörs, Bülent Parmaksız, Nazmi Gür, İsmail Şengül, Günay Kubilay, Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş.
Onlar da bunu bekliyor. Onların şahsında hapishanelerde bulunan bütün siyasi mahpuslara selam ve sevgilerimizi gönderiyoruz.”
MECLİS’E DÜŞEN ROL
Meclis’in neden önemli olduğu ve tarihi rolünü neden oynaması gerektiği üzerine verimli istişareler yürütüyoruz.
Bu süreci, barışa güç vermenin tarihsel sorumluluğuyla; herkesi kapsayacak şekilde, açık ve şeffaf ilkeler etrafında sürdürmeye devam edeceğiz.
Buradan iktidara ve devlete çağrımızdır: Sürecin başarısı için çoklu katılım ve toplumsal mutabakat tarihi bir önemdedir. Bu kapsamda, devletin ve iktidarın tüm siyasi partileri ziyaret ederek istişarelerde bulunması büyük önem taşımaktadır.
Görüşmelerimizde de gündeme gelen ve Sayın Bahçeli’nin açıkladığı komisyon önerisini son derece değerli bulduğumu belirtmek isterim.
Yeni sürecin çözüm adresi Meclis’tir.”
KOMİSYON ÖNERİSİ GÜNDEMDE
“Meclis’in 86 milyonun şahitliği ve temsil gücüyle barışı inşa etmesi son derece kıymetlidir.
Meclis’te tam yetkilendirilmiş bir “Barış ve Demokratik Toplum Komisyonu” kurulabilir. Bu komisyonla kısa, orta ve uzun vadede atılması gereken adımlar belirlenebilir.
Komisyon, hızlı ve etkin çalışabilmeli; ortak paydalar üzerinden kararlar alarak yasal zemini hayata geçirebilmelidir.
Aynı zamanda bu komisyon hem barış ve demokratik toplum için yasal düzenlemeleri oluşturabilir, hem de sürecin ilerleyen aşamalarına tanıklık edebilir, gelişmeleri izleyebilir.”
HALK HAZIR BEKLİYOR
“Türkiye’de barış ve demokratikleşme için halk hazır; uluslararası ve bölgesel koşullar da son derece uygundur.
Aydınlar, yazarlar, akademisyenler, meslek örgütleri ve hak örgütleri bir araya gelerek barışı daha güçlü biçimde toplumsallaştırmak için adım atabilir. Bu konuda hepimize büyük sorumluluk düşüyor.
Artık boşa harcanacak tek bir saatimiz dahi yoktur. Milyonlar, bizden barışın ve demokratik toplumun inşasını talep etmektedir. Barışa ve demokrasiye ulaşmak boynumuzun borcudur.”
HALKIN TALEBİ BARIŞ
“DEM Parti, 86 milyonun sofrasına barışı ve bereketi getirmek için sahada; en yüksek moralle, yoğun emekle çalışıyoruz.
Bugün kardeşlik duvarını güçlendirme ve barış için taş üstüne taş koyma günüdür.”
“Barış gelirse ülke bölünecek” diyen, şirazesini kaybetmiş insanlar da çıkıyor karşımıza. Allah akıl fikir versin. Halkı galeyana getirmekten vazgeçin. Gelin, barışın hep birlikte sesi olalım. Çatışma isteyenler cesursa, biz barış isteyenler daha cesur olacağız.
KORKULARA KARŞI UMUT
Tarihin korkularına seslenen psikolojik bariyerleri aşarak hep birlikte barışa ulaşacağız. El ele vererek, Fırat’ın doğusuyla batısıyla bu ülkenin tüm kentlerinde barışı tesis edeceğiz.
Meclis’i barışın agorası yapmak için, Sayın Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un inisiyatif alma zamanıdır. Sayın Meclis Başkanı, liderleri bir araya getirerek “Çözüm Zirvesi”ne ev sahipliği yapabilir. Türkiye’yi barışa ve demokrasiye yakınlaştırabilir.
Bu zirve, Türkiye’nin ikinci yüzyılına bir rota çizebilir; Türkiye halklarına umut verebilir.
BARIŞA TAM SADAKAT
Tek ihtiyacımız; daha fazla cesaret, daha fazla inançla sürece dört elle sarılmaktır. Bu topraklarda barışın güneşi doğacak. Hiçbir karanlık güç, barış güvercinlerinin uçmasını engelleyemeyecek.
Bütün halklarımıza sözümüzdür: Bu topraklarda barışı ve demokrasiyi inşa edeceğiz. Sayın Öcalan’ın başlattığı barış mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğiz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***