Eski asker ve siyaset bilimci Hakan Şahin, sosyal medya hesabından AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türk Silahlı Kuvvetleri arasındaki ilişkiye dair değerlendirmelerde bulundu.
Şahin, “Ben Erdoğan olsaydım, ben tören alanından ayrılıp 500 metre aşağıdaki Harp Okulu camiinin açılışına gitseydim, ve gittiğimde arkamdan, tören alanından gelen o yemin seslerini duysaydım; dehşete kapılırdım. Anketlere filan gerek kalmazdı” diye yazdı.
Serbest Görüş:
Hakan Şahin’in paylaşımları şu şekilde:
“Dindar subay yetiştirmenin hayat memat meselesi” haline geldiğini öne süren bu paylaşım iki çok önemli şeyi önümüze getiriyor.
1-Demek ki MSÜ bünyesindeki kimi uygulamaların ‘çöktüğünü’ düşünüyorlar.
1.5- Peki acaba neden?
2-Şuna ise neredeyse hiç kafa yormamışlar: ‘Mevcut koşullarda dindar subay yetiştirilebilir mi?’
Cevabını bildiğim ikinci soruyu kendime ödev verdim.
Belki 3’üncü madde olarak şunu da eklemek gerekir: Polisin ellerinde olmasının yeterli güvenceyi veremeyeceğini sezgileriyle biliyorlar. Yine sezgileriyle ordunun kendilerinden yana olmadığını da. İşte bunlar hep duygusalsiyasetsosyolojisi:)
Toplumun geniş kesimlerinde orduya ilişkin bir kötümserlik, ve AKP cenahında iyimserlik, yani totalde bir yanılsama yaratan şey Hulusi Akar ve Yaşar Güler isimlerin medyada öne çıkartılması oldu. Bu isimlerin orduyu temsil ettiği zannı/izlenimi verildi. Bu, doğru değildi/değil.
Ben Erdoğan olsaydım, ben tören alanından ayrılıp 500 metre aşağıdaki Harp Okulu camiinin açılışına gitseydim, ve gittiğimde arkamdan, tören alanından gelen o yemin seslerini duysaydım; dehşete kapılırdım. Anketlere filan gerek kalmazdı.
AKP, kendisine özgü iyimser bir umut peşinde gibi ordu konusunda. Aklıma 27 Mayıs’ın albaylarından Dündar Taşer’in bir lafı geliyor: ‘İktidarların oldum olası zayıf yanıdır: Bir iki generali elde eder, ‘ordu benimledir’ der… Bir sabah kalkar ki, kapıda yâver yok!’
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***