WAN – Sivil toplum örgütleri, Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutsakların darp edildiğini ve sevklere karşı çıkanlar hakkında soruşturma başlatıldığını açıkladı.
Wan Barosu, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Wan Temsilciliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Wan-Colemêrg Tabip Odası ile Wan Milletvekili Gülderen Varlı, Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde yaşanan ihlallere dair hazırladıkları raporu açıkladı.
Baroda yapılan basın toplantısında konuşan ÖHD’li avukat Cevat Yılmaz, tutsakların yere yatırılarak darp edildiklerin söyledi. Yılmaz, “Olay, 9 Mart’ta öğlen saatlerinde yaşandı. Telefon görüş hakkını kullanmaya giden 3 tutsak, telefon görüşünden döndükleri sırada bu olay gerçekleşti. Tutsaklar telefondan dönerken koğuşların bulunduğu koridorda çokça gardiyan olduğunu görüyorlar ve koğuş aramaları olacağını yüksek sesle söylüyor. Bunu gören gardiyanlar müdahale edip tutsağı yere yatırıyorlar, ayakları ile sırtına basıyorlar. Tutsak bel fıtığının olduğunu söylemesine rağmen müdahaleden vazgeçmeyip şiddeti arttıran bir müdahale gerçekleşiyor. Koridora giren birçok gardiyan ile devam eden müdahaleyi gören koridordaki tüm koğuşlar tepki geliştirip kapılara vuruyor. Ardından tüm siyasi koğuşlara da müdahale ediliyor” dedi.
KOĞUŞLARA BASKIN
Bu saldırı üzerine diğer koğuşlardaki tutsakların olayı anlamak adına hapishane yetkilileriyle görüşmek istedikleri söyleyen Yılmaz, ancak bunun kabul edilmemesi üzerine tutsakların kapılara vurarak, ses çıkarma eylemini yaptığını söyledi. Bunun üzerine C9, C13, C16, C21 ve C33 No’lu koğuşlara baskın düzenlendiğini söyleyen Yılmaz, “Devamla hapishane infaz koruma memurlarınca C9, C16, C21 ve C33 No’lu koğuşlara girilerek bu koğuşlarda bulunan temizlik eşyalarının koğuş içine, battaniye ve yastık gibi eşyaların da koridorlara saçılarak dağıtıldığı, bu koğuşlarda kalan mahpusların da infaz koruma memurlarınca koridora çıkarılıp kolları ters çevrilmek suretiyle duvara yüzükoyun dayatıldığı mahpuslarca tarafımıza aktarılmıştır” diye aktardı.
İDARİ SORUŞTURMA
Daha sonra gardiyanların C13 koğuşuna girerek iki tutsağı darp ettiğini söyleyen Yılmaz, “Bir tutsağın yere yatırılıp üç memur tarafından sırtına ayaklarıyla basıldığı, başka bir tutsak ise koğuştan koridora çıkarıldığı esnada başının öne eğdirilmeye çalışıldığı sırada fiziksel ve sözlü şiddet uygulandığı, gerçekleştirilen müdahale sonucunda her iki mahpusun yüzlerinde ve vücutlarının muhtelif yerlerinde morarmalar oluştuğu, adı geçen bu iki mahpusun talepleri olmasına rağmen hastane ve revire aynı gün sevk edilmedikleri, olaydan 3-4 gün sonra vücutlarındaki morarmalar geçtikten sonra hastaneye götürüldükleri mahpuslarca tarafımıza aktarılmıştır. Yaşanan tüm bu olaylar neticesinde mahpuslar hakkında idari soruşturma başlatıldığı, bu idari soruşturma kapsamında 22 Mart tarihinde mahpuslardan sözlü savunmalar alındığı mahpuslarca tarafımıza aktarılmıştır” diye belirtti.
SEVK TEHDİDİ
Tüm tutsakların Van Cumhuriyet Başsavcılığı ve Adalet Bakanlığı’na dilekçeyle başvuruda bulunduklarını aktaran Yılmaz, “Yaşanan bu olay nedeniyle işkence ve kötü muameleye tabi tutulduğunu ileri süren kimi mahpusların, olayı gündemleştirmeleri ve yargı mercilerine taşımaları nedeniyle başka hapishanelere sürgün edildiği, bu sürgünlerin devam edeceğine yönelik kaygılarının bulunduğu, ayrıca mahpusların kaldığı koğuşların taciz boyutuna varacak şekilde çok sık aralıklarla arandığı mahpuslarca tarafımıza aktarılmıştır” bilgisini paylaştı.
‘HAREKETE GEÇİN’ ÇAĞRISI
İşkencenin, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yapılmasının yasak olduğunu belirten Yılmaz, “Bu yasak yalnızca mahpuslara doğrudan bedensel ya da ruhsal zarar verilmesini yasaklamakla kalmaz. Yine işkence ve kötü muameleye tabi tutulan kimi mahpuslara karşı yapılan eylemlerden sonra hapishane revirinde muayene edilmemeleri ve hastaneye sevk edilmemeleri, mahpusların kaldığı koğuşların taciz boyutuna varacak şekilde çok sık aralıklarla aranması şeklindeki eylemlerin tamamı işkence ve kötü muamele yasağını ihlal eden uygulamalardır. Ulusal ve uluslararası mevzuat, evrensel hukuk ilkeleri ile birlikte göz önüne alındığında; kurumların bu işkenceye karşı derhal harekete geçmesi gerekmektedir” diye konuştu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***