AV. MEHMET TAHSİN | YORUM
Yaklaşık 8 yıldır Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş, MHP lideri Devlet Bahçeli’yle telefon görüşmesi yapmış. Haberi ilk duyduğumda cezaevinde olan Demirtaş’ın Bahçeli’yle nasıl telefonla görüştüğünü merak ettim doğal olarak. Sonra detaylar ortaya çıktı…
Karar yazarı Yıldıray Oğur’un aktardığına göre Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, İstanbul’da geçireceği bir ameliyat nedeniyle, eşinin yanında olabilmesi için Adalet Bakanlığı’na başvurmuş. Başvuru, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayıyla bakanlık tarafından kabul edilmiş ve Selahattin Demirtaş, 1 Mart 2025 tarihinde Edirne’den İstanbul’a götürülerek ameliyat süresince eşine refakat etmiş.
Son derece insani bir davranış. Kaldı ki bu ilk değil, geçmişte babası kalp krizi geçirdiği zaman yine Selahattin Demirtaş özel izinle babasının yanına götürülmüştü. Keşke aynı hassasiyet bütün mahkumlar, tutuklular için gösterilse…
İşte tam bu sırada, Selahattin Demirtaş hastanedeyken MHP lideri Devlet Bahçeli, telefonla arayarak geçmiş olsun dileklerini iletmiş; ardından son dönemde PKK ile yürütülen sürece katkılarından dolayı teşekkür etmiş. Demirtaş da sürecin umut verici olduğunu ve destek vermeye devam edeceğini belirtmiş.
Yakın zamana kadar ‘Demirtaş-Bahçeli’ ikilisinin birbirleri aleyhine sarf ettiği ağır sözler arşivlerde duruyor. Bahçeli, Demirtaş’ı hem de meydanlarda defalarca hedef göstermiş, ‘terörist’ demişti. Bunun üzerine Demirtaş da Bahçeli’ye aynaya bakması tavsiyesinde bulunmuştu.
Dün birbirlerine bu kadar ağır hakaretler eden iki liderin bugün geldiği nokta gelecek adına umut verici. Umarım Bahçeli’nin geçmişte Özgür Özel’e söylediği gibi tarafların birbirlerine telefonda söyledikleri ‘siyaseten’ söylenmiş sözler değildir.
Bu yazıyı kaleme almaktaki amacım, siyaset kurumunun ne kadar ‘ikiyüzlü, riyakar ve çıkarcı’ olduğunu; zamana göre söylemlerin 180 derece değişebildiğini anlatmak değil. Bununla ilgili onlarca örnek var zaten; bu sadece o örneklere eklendi…
Ben bir hukukçu olarak konunun bir başka yönüne ışık tutmak istiyorum. Başak Demirtaş, Adalet Bakanlığı’ndan ameliyatı sırasında eşinin yanında olması için izin istemiş. Son derece insani bir talep. Ancak Yıldıray Oğur yazısından öğrendiğimize göre Selahattin Demirtaş’ın cezaevinden çıkarılarak eşinin yanına gitmesine ‘Cumhurbaşkanı’nın oluru’ sonrası izin çıkmış…
Biz, “Ülkede hukuk bitti. Adalet yok. Her şeye ‘tek adam’ karar veriyor. Vatan Partisi lideri Doğun Perinçek’in tabiriyle yargı uzun zamandır ‘siyasetin köpeği’ haline geldi!” deyince birileri kızıyor…
Toplum ‘hukuksuzluğu’ kanıksadı!
Bu nedir peki! Bir mahkum/tutuklu yakınının talebine verilecek cevaba ülkenin cumhurbaşkanı neden müdahil oluyor? Erdoğan ‘olur’ vermezse ne olacak? Kaldi ki Cumhurbaşkanı’nın böyle bir ‘olur’ verme yetkisi mi var?
Türk Ceza Hukuk mevzuatına göre Cumhurbaşkanının bir mahkumu doğrudan cezaevinden çıkarma, çıkmasına ‘olur’ verme yetkisi yok. Bu konudaki yetkileri anayasada net olarak belirlenmiş. Cumhurbaşkanı’nın “sürekli hastalık, sakatlık ve kocama” sebebiyle “özel af” yetkisinin olduğunu biliyoruz. Yakın zamanda Çetin Doğan, Çevik Bir gibi 28 Şubat hükümlüsü paşaları bu yetkisine dayanarak cezaevinden çıkarmıştı.
Ancak cumhurbaşkanının mahkûmları cezaevinden çıkarma, şartlı salıverme veya denetimli serbestlik gibi yetkileri bulunmuyor. Anayasa’ya, yasalara göre karışamaz! Bu konular infaz hâkimleri, ceza mahkemeleri ve infaz savcılıkları tarafından yürütülüyor…
O zaman nasıl oluyor da Adalet Bakanlığı’na yapılan bir başvuru ‘Cumhurbaşkanı’nın onayına’ tabi oluyor?
Oluyor, çünkü Türkiye uzun zamandır anayasayı fiilen askıya almış durumda. Türkiye artık hukuk devleti değil. Her şey ‘tek adam’ın iki dudağı arasında! Bunu ben söylemiyorum; uluslararası kurum ve kuruluşlar Türkiye’nin hukuk devleti olmaktan uzaklaştığını yayınladıkları raporlarla söylüyor.
Ve işin daha acı olan kısmı ise toplumun bu durumu kanıksamış olması. Hiç kimse de, “Cumhurbaşkanı böyle bir olaya hangi yetkiyle müdahil oluyor!” diyemiyor. Kağıt üzerinde yetkili olan Adalet Bakanlığı ama gelin görün ki Erdoğan’a sormadan izin veremiyor!
Veremez de zaten, bunu herkes biliyor…
Hatırlayın, Türkiye’nin ana muhalefet partisi lideri Özgür Özel, Erdoğan’ı ziyaretinde 28 Şubat’ın darbeci paşalarının tahliyesini istediğini ve sorunun çözüldüğünü normal bir şeymiş gibi ekranlarda anlatmıştı… Ülkenin muhalefet partisi lideri bile adaleti adliye koridorlarında değil, Beştepe Sarayı’nda arıyor! Bir ülke için bundan daha vahim bir durum olabilir mi? Sonra da dönüp ‘tek adam’ rejiminden şikayet ediyorlar. İyi de bu rejimi meşrulaştıran kendileri!
Son yaşanan bu ‘izin/olur’ olayı bir kez daha göstermiştir ki; Türkiye’de Anayasa askıdadır, hukuk yoktur. Her şeye ‘tek adam’ karar veriyor. Demirtaş’ı meydanlarda hedef gösteren, yuhalatan ve tutuklatan da o, 8 yıldır cezaevinde tutan da o, lütfedip eşini ziyaret etmesine izin veren de o…
Ondan sonra erkanlara çıkıp, ‘Türkiye bir hukuk devletidir’ diyorlar; yersen…
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***