TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Göztepe’deki TBMM Filizi Köşk Sosyal Tesisi’nde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldiği iftar programında yaptığı konuşmada, Türkiye’de sivil toplum faaliyetleri bakımından gelinen noktaya işaret ederek, sivil toplumun hem kurumsal faaliyetlerinin gelişmesinin hem de faaliyetleri itibarıyla uluslararasılaşmasının önemli olduğunu söyledi.
Türk İslam medeniyetinin başkenti İstanbul’un, dünyada sivil toplum hareketlerine de örnek olduğunu ifade eden Kurtulmuş, her alanda toplumun yaralarını sarmak için asırlarca gayret gösteren vakıfların, sivil toplum kültürünün Türkiye’de ne kadar diri olduğunu göstermesi bakımından önem taşıdığını belirtti.
Kurtulmuş, “Son yıllarda devlet-millet bütünleşmesi sağlandıkça vakıflarımızın, derneklerimizin, sivil toplum kuruluşlarımızın faaliyetlerinin çok daha güçlü hale geldiğini görüyor, bundan da iftihar ediyoruz.” dedi.
Kültürel diplomasi kurumları olan Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA), Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Türkiye Maarif Vakfının yanı sıra sivil toplum kuruluşlarıyla Türkiye’nin dünyanın her yerinde var olduğunu kaydeden Kurtulmuş, Afrika’dan Asya’ya kadar dünyanın en ücra köşelerinde Türkiye’nin sivil toplum kuruluşlarının, ülkelerin kalkınması, halkların ilerlemesi ve güçlenmesi için büyük bir gayret gösterdiğini vurguladı.
Kurtulmuş, şunları söyledi:
“Bizim milletimizin bir özelliği var. Hiçbir zaman geldiği hedefi yeterli görüp olduğu yerde saymaz. Hep önümüze hem fiziki hem de gelecek nesillerimizi motive etmek anlamında yeni ve daha yüksek hedefler koyarız. Allah’a çok şükür, bu çerçevede Türkiye’nin geldiği noktada, özellikle Cumhuriyet’in ikinci asrı, bizim Türkiye Yüzyılı olarak adlandırdığımız, sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye’yi kurma hedefinin, önümüzdeki dönemde hem devletin hem sivil toplum kuruluşlarının hem de Türkiye’nin bu alanda mücadele eden kurumlarının ortak hedefi olması gerektiğine inanıyoruz.”
Dünyadaki son gelişmelerle, gelecek dönemde sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye’ye çok büyük ihtiyacın olduğunu gördüklerini dile getiren Kurtulmuş, “Geldiğimiz noktada, özellikle önümüzdeki dönemde küresel ölçekte yaşayacağımız, bizim bölgemize ve ülkemize de etkileri olacak büyük değişim sürecine, Türkiye hazırlıklıdır.” diye konuştu.
– “Şunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Yeni bir dünya şekilleniyor”
TBMM Başkanı Kurtulmuş, yeni dünya sisteminin en temel özelliklerinden birisinin çok merkezlilik olacağını belirtti.
Çok kültürlü ve çok merkezli dünyada yeni bir güç merkezi olmaya aday 4-5 ülkenin bulunduğunu, bunların başında gelen ülkenin de Türkiye olacağını vurgulayan Kurtulmuş, “Şunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Yeni bir dünya şekilleniyor. Türkiye, bu dünyada başkalarının bizi oturtturmak istediği yerde değil, bu milletin oturmak istediği yerde oturacaktır, böyle bir imkanı, böyle bir gücü ve böyle bir potansiyeli vardır. Bunun için çok daha ciddi, güçlü bir şekilde çalışmak mecburiyetimiz var.” değerlendirmesinde bulundu.
Kurtulmuş, Türkiye’nin devlet-millet kaynaşmasını temin etmesinin önemine işaret ederek, şunları kaydetti:
“İçeride tabii ki siyasi farklılıklarımız, düşünce farklılıklarımız olacak ama içerideki farklılıklarımızı ayrıştırma vesilesi olarak asla görmeyeceğiz ve bunların üzerinden bir ayrışmanın yapılmasına müsaade etmeyeceğiz. Özellikle bölgemizde oynanan emperyal projeyi gördükten sonra… Biz 30-40 sene evvel bunları söylediğimizde bazıları bunların bir komplo teorisi olduğunu söylüyordu ama adım adım bir zamanlar komplo olarak söylenen hususların neredeyse tamamının gerçekleştiği, Amerika’nın Irak’ı işgaliyle başlayan süreçte, İsrail’in de sınır tanımaz işgalci ve yayılmacı politikalarıyla birlikte bölgenin nasıl dağıtıldığını, nasıl iradesiz hale getirildiğini hep beraber yaşadık.”
Şimdi bu iradeye karşı Türkiye’nin başka bir irade ortaya koyduğunu dile getiren Kurtulmuş, “Onlar bölgenin etnik, mezhebi ve dini bakımdan bölünmesini, parçalanmasını teşvik ediyorlar, Türkiye de bölgenin derlenmesini, toparlanmasını, daha fazla işbirliği ve entegrasyon içerisinde ortak hedeflere yönelmesini öngörüyor. Dolayısıyla temelde bu emperyal projeyle çeliştiğimiz en temel nokta burasıdır. Onların milli menfaatleri, bölünmeden, parçalanmadan yanadır. Olabildiğince Türkleri, Kürtleri, Arapları, Acemleri, Sünileri, Şiileri, kimleri nasıl bölebiliyorlarsa bölebilmektir.” ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, “Bizim milli menfaatimize uygun olan birliktir, beraberliktir, bütünleşik bir şekilde hareket etmektir. Türkiye’nin her şeyden evvel kendi içerisinde birliği, dirliği sağlaması, iç kalesini tahkim etmesi ve Türkiye’de huzur ve barış içerisinde zaten var olan, çok geniş coğrafyamızda neredeyse parmakla gösterilen istikrar ülkesi Türkiye’nin istikrarını daha da artırması lazım.” diye konuştu.
– “Terörsüz Türkiye, terörsüz bir bölge demektir”
Türkiye’nin terör belasından da kurtulması gerektiğinin altını çizen Kurtulmuş, İmralı çağrısından sonra beklendiği gibi Türkiye’de adımların atılacağını söyledi.
Kurtulmuş, bu sürecin sonunda Türkiye’de, hiçbir şekilde terörün adının anılmadığı, terör örgütünün hiçbir şekilde faaliyet göstermediği, silahların ilanihaye bırakıldığı ve terör örgütünün tarihin çöp tenekesine atıldığı bir dönemin yaşanacağını vurguladı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Terörsüz Türkiye’yi inşa etmek sadece Türkiye için önemli bir adım değildir. Aynı zamanda terörsüz Türkiye, terörsüz bir bölge demektir. Bunun ilk işaretini, yeni Suriye yönetimi ile orada faaliyet gösteren bu örgütün uzantısı olan bir kolu arasındaki anlaşmanın, ümit ederiz ki başkaları tarafından kışkırtılmadan, birtakım provokasyonlara heba edilmeden başarıyla uygulanması sonucunda Suriye topraklarında terör örgütünün iz düşümleri kalmayacaktır. Böylece sadece Türkiye değil, terörden muzdarip olan bölge ülkelerimizin tamamında terörsüzlüğün hakim olduğu, artık terörün adının bile anılmadığı, terör örgütlerinin hiçbir şekilde icraat yapamadığı selamet yurdu olan bir bölge haline gelecektir. Bunun için gayret ediyoruz.”
– “Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın bitirilmesiyle güvensizlik meselesi ortadan kalkacak”
Kurtulmuş, Suriye’deki yeni yönetimin güçlü bir şekilde ayakta durması ve Suriye’nin imarı için de Türkiye’nin hem devlet hem sivil toplum olarak elinden gelen her türlü gayreti ortaya koyacağını belirtti.
Rusya-Ukrayna Savaşı’nda da Türkiye’nin tutumuna işaret eden Kurtulmuş, Türkiye’nin bölgede daha fazla kan ve gözyaşı istemediğini söyledi.
Kurtulmuş, Rusya ve Ukrayna arasında adil, hakkaniyetli ve iki tarafın da kabul edeceği bir barışın sağlanabilmesi için Türkiye’nin olağanüstü gayret sarf ettiğini anımsatarak, “Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın bitirilmesiyle özellikle Avrupa’nın bütününü etkisini altına alan güvensizlik meselesi ortadan kalkacak ve böylece savaşın Rusya-Ukrayna arasında olmaktan öte Rusya ile topyekun Batı arasında bir savaş haline dönmesi önlenecektir.” şeklinde konuştu.
– “Netanyahu ve hükümetinin eninde sonunda durdurulacağına yürekten inanıyorum”
Bölgedeki en önemli meselelerden birisinin de İsrail’in saldırgan tutumlarına devam etmesi olduğunu dile getiren Kurtulmuş, “Daha dün akşam, yardım faaliyetleri düzenleyen, Filistinli mağdurlara Gazze’de iftar sofraları hazırlamak için gayret eden 9 kardeşimizin şehit edildiği haberi medyaya düştü. Dur durak tanımayan, uluslararası hukuk tanımayan Netanyahu ve hükümetinin de eninde sonunda durdurulacağına gerçekten yürekten inanıyorum.” ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, Türkiye’nin, devlet ve millet bütünleşik bir şekilde, Gazze’deki katliamların başladığı ilk günden itibaren ortaya koyduğu kararlı duruşun fevkalade önemli bir tarihi yerinin olduğunu vurguladı.
Filistin davası için sokaklara, meydanlara çıkan insanların Netanyahu ve hükümeti aleyhine yaptığı gösterilerin, insanlık cephesinin kurulmasını sağladığını ifade eden Kurtulmuş, insanlık cephesi eğer kurulmamış olsaydı, İsrail aleyhine uluslararası mahkemelerden kararların alınamayabileceğini söyledi.
– “Terörü ilanihaye gündemimizden kaldıralım”
Kurtulmuş, dünyada köklü bir değişim arayışının bulunduğunu da dile getirerek, “Önümüzdeki dönemin temel tartışma alanlarından birisi de uluslararası hukuk alanında yaşanacak gelişmelerdir. Uluslararası hukuk, çok iyi metinlere sahip olmasına rağmen, bu metinlerin hiçbir anlam ifade etmediği, gücü elinde bulunduranın metni istediği şekilde kenara fırlatıp atabildiği ve kendi başına düzen kurabildiği bir tecrübeyi yaşadık. Filistin meselesi, bu anlamda da bütün dünyaya yeni bir uluslararası hukukun şart olduğunu öğretmiştir. İnsanların tamamının yaratılışta, ülkelerin de egemenlikte eşit olduğu bir dünya sisteminin kurulması için yeni bir dönemin kapıları ardına kadar açılmıştır.” değerlendirmesinde bulundu.
Bütün bunların hepsinde Türkiye olarak yeni bir sözü söyleyebilecek, alternatif olarak bütün insanlığa teklif edebilecek büyük bir birikime ve tecrübeye sahip olduklarını aktaran Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Bunları bir hayal alemi içerisinde söylemiyorum. Gördüğümüz, bildiğimiz, çok iyi şekilde okumaya gayret ettiğimiz dünyanın realitelerinden hareket ederek alternatif sözün, alternatif tekliflerin ortaya konulabilmesi için Türkiye’nin önünde büyük bir fırsatın geldiğini ve bundan da istifade etmemizin mümkün olduğunu görüyoruz. Bu çerçevede hep beraber, on yıllar boyunca sürdürdüğümüz ve kendimize büyük bir hedef olarak koyduğumuz yeni bir medeniyeti inşa ve ihya etme hedefinin adım adım gerçekleşebileceği bir döneme girdiğimize yürekten inanıyorum. Yeter ki bu söylediğim hususlarda üzerimize düşeni çok daha güçlü bir şekilde ortaya koyalım. Yeter ki devlet olarak, millet olarak daha yakın bir teşrikimesai içerisinde olalım, demokrasi içerisinde, çok seslilik içerisinde herkesin sözünün itibarının olduğu bir Türkiye’yi inşa edelim, birliği, beraberliği, kardeşliği tahkim edelim, terörü ilanihaye gündemimizden kaldıralım ve inşallah ortak hedeflerimize doğru birlikte yürüyelim.”
Programa, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Ensar Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Şener Ağaç, Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Mahmut Özdil, Yeşilay Başkanı Mehmet Dinç, 15 Temmuz Derneği Başkanı İsmail Hakkı Turunç, TÜMSİAD Başkanı Yaşar Doğan, İlim Yayma Cemiyeti Genel Başkanı Yusuf Tülün, İstanbul 2 No’lu Baro Başkanı Yasin Şamlı, Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği Başkanı Rıza Yorulmaz, Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Başkanı Ekrem Erdem, ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Başkanı Abdullah Ceylan, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Hatice Akıncı Yılmaz da katıldı.
Kaynak: AA
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***
