Konya’da 2 kişinin yaşamını yitirdiği, 3 kişinin yaralı kurtulduğu 4 katlı binanın çökmesine ilişkin soruşturma kapsamında hazırlanan iddianame tamamlandı. İddianamede, şüpheli 10 kişinin suçtaki kusuruna göre ‘Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ ve ‘Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçlarından 2 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası istendi.
Selçuklu ilçesi Selçuk Mahallesi Beyşehir Caddesi’nde 24 Ocak saat 20.00 sıralarında, 7 dükkan, 14 daire ve 2 bloktan oluşan, zeminle birlikte toplam 4 katlı Taşoluk Apartmanı’nın alt katındaki balık restoranında duvardaki seramikler dökülmeye ve sesler gelmeye başladı. Balıkçıda çalışan Ali El Hüseyin (20) ve Abrurrahman Keji (17), üst kattaki dairelerde oturanların kapı zillerine basıp, o anda evlerinde olan birçok kişinin binayı tahliye etmesini sağladı. 1992 yılında inşaat, 1994 yılında da iskan ruhsatı alınan bina, kısa süre sonra da çöktü.
79 kişinin ikamet ettiği binanın 1’inci katında oturan ve enkaz altında kalan aynı aileden Muhammed Cedan (24) ve amcası Halid El Cedan (55) ve kuzeni Ahmet Muhammed Cedan (23) 7 saat sonra sağ kurtarıldı. Muhammed Cedan’ın kuzeni 7 ay önce evlenen Turki Muhammed (22) ve Emine Mustafa (18) çifti ise yaşamını yitirdi.
10 kişi hakkında iddianame hazırlandı
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından binanın çökmesinde sorumlu olan 10 kişi hakkında soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında hazırlanan iddianame hazırlanıp, ağır ceza mahkemesine sunuldu.
Bilirkişi heyeti oluşturuldu
İddianamede, Cumhuriyet Başsavcılığınca olay yerinde gerekli incelemeler yapılarak kusur durumunun tespiti amacıyla inşaat mühendisi, iş güvenliği uzmanı, jeoloji mühendisi, yüksek mimar ve elektrik mühendislerinden oluşmak üzere 6 kişilik bilirkişi heyeti oluşturulduğu, ayrıca yıkılan binadan karot örnekleri alınması için inşaat teknikeri görevlendirildiği belirtildi. Binanın müteahhidinin Adnan Taşoluk, mimarının Müjgan Dündar ve mühendisinin de Mustafa Dinçer olduğunun tespit edildiği vurgulandı.
40 santimetre olan duvar 30 santimetre yapılmış
İddianamede, 5 Ocak 1994 yılında yapı kullanım izin belgesi için Selçuklu Belediyesi’ne başvuru yapıldığı ve belediye başkanlığı görevlilerince yerinde kontrol yapıldığı, yapılan kontrolde çatının projeye uymadığı, açık otoparkın eksik döküldüğü ve bodrum katta bulunan duvarların projesine göre 40 santimetre iken 30 santimetre yapıldığının tespit edilmesi üzerine talebin reddedildiği belirtildi. Müteahhidinin müracaatı üzerine Konya İnşaat Mühendisleri Odası tarafından görevlendirilen inşaat mühendisleri Mustafa Canlı ve İsmail Hakkı Eltaş tarafından bodrum katta yapılan 30 santimetrelik imalatın emniyetli olduğunu belirtir rapor sunulduğu, bu rapor üzerine belediye yetkililerince yeniden kontrole gidildiği ve 8 Ağustos 1994 tarihli yapı kullanım izin belgesinin verildiği anlaşıldığı anlatıldı. Ayrıca bina yığma bina olduğu için de karot örneğinin alınamadığı belirtildi.
Yıkılma nedeni düşük dayanımlı tuğla kullanımı
İddianamede, binanın yıkılma nedeniyle ilgili de şunlara yer verildi:
”Cumhuriyet Başsavcılığımızca oluşturulan bilirkişi heyetinin ibraz ettiği bilirkişi raporunda binanın yıkılmasına sebep unsurların;
Mimari projenin ruhsat tarihindeki yönetmeliklere uygun olarak projelendirilmemesi, statik projenin bu yanlış ve eksik mimari projeye göre yapılması,
Selçuklu Belediyesinin ilgili birimlerinde yönetmelikleri uygun yeterli denetimin yapılmaması, yapının uygulama aşamasında yeterli denetim ve uygulama yönetmeliği eksikliği nedenleriyle malzeme deneylerinin zamanında numune alınıp denetim yapılmaması, yapının uygulama yıllarında (1992-1994) TS 705 standardına uygun tuğla üretiminin yeterince olmamasının binanın yıkılmasına sebep olarak gösterilebileceğinin, ancak yapılan analizler sonucunda binanın asıl yıkılmasına sebebin taşıyıcı duvarlarda kullanılan düşük dayanımlı, boşluk oranı çok yüksek tuğla kullanımından kaynaklandığının belirtildiği.’
Müteahhit kusurlu
Müteahhit Adnan Toşoluk’un, yapı müteahhidi olarak yönetmelik ve standartlarda belirtilen taşıyıcı sistem malzemelerinin teknik değerlere sahip malzeme kullanmak zorunda ve sorumluluğunda olup, kalitesiz ve boşluk oranı yüksek malzeme kullanması nedeniyle binanın çökmesinde kusurlu olduğu belirtildi. Binanın giriş katındaki daha önce kahve işleten Kemal Öztürk’e ait 1 ve 2 numaralı dükkanlar arasında geçiş için kapı açıldığı ve binanın statiğini zayıflattığı için kusurlu olduğu, ancak bu kusurun tek başına apartmanın çökmesine neden olmayacağı anlatıldı.
Balıkçılık yapan Kazım Fünlü’ye ait 3 ve 4 numaralı dükkanların arasına geçiş için bir kapı açtırmasının binanın statiğini zayıflattığı için kusurlu olduğunun ancak bu kusurun apartmanın çökmesine tek başına neden olmayacağı kaydedildi.
Kazım Fünlü’ye ait dükkanda tadilat işlemleriyle ilgilenen mimar Tuncer Daskırlı, yapım işini üstlenen Volkan Demiröz’ün de aynı şekilde kusurlu olduğu, ancak bu kusurun apartmanın çökmesine tek başına neden olmayacağı belirtildi. Bu dükkanların mülk sahibi olan Mehmet Parla ve Hakkı İnlidere’nin de dükkanların arasına geçiş için bir kapı açıldığını bilmesine rağmen bunu ilgili makamlara bildirmemesinden dolayı kusurlu olduğunun ancak bu kusurun tek başına binanın çökmesine neden olmayacağına yer verildi.
Mimar düşey delikli tuğlalara izin verdi
İddianamede mimar Müjgan Dündar’ın, fenni mesul olarak onaylı projelerin yerinde uygulamasında sorumlu olduğun, projelerin yerinde uygulanmasında eksikliklerin olduğu, yapılan bina çözümlemelerinde her ne kadar yerinde uygulamanın çökmeye neden olmadığı görülse de uygulama sırasında boşluk oranı uygun olmayan düşey delikli taşıyıcı tuğlaların kullanımına izin vermesi ve düşey deliklerin harç ile doldurulmadan örümüne izin verilmesinden dolayı binanın çökmesinde kusurlu olduğu belirtildi.
Şüphelilerden Mustafa Canlı ve n İsmail Hakkı Eltaş’ın, yapılan çözümlemeler sonucu deney yapmadan sadece katalog verilerine dayanarak vermiş olduğu teknik raporu, dönem şartları göz önüne alındığında Selçuk Üniversitesi bünyesinde bulunan yapı laboratuvarlarında deney yapılarak kullanılan malzemenin dayanımının yönetmelik ve standartları karşılamadığı gerçekliği göz önüne alındığında yapı kullanım izin verilmesindeki etkisi de düşünüldüğünde binanın çökmesinde kusurunun olduğu anlatıldı.
Müteahhit sorumluğu kabul etmedi
İddianamede şüphelilerin ifadelerine de yer verildi. Müteahhit Adnan Taşoluk, ifadesinde sorumluğu kabul etmeyip, Taşoluk Apartmanı yapımında kendisinin bir dahli olmadığını, bu binayı babası Ali Taşoluk ve ağabeyi Ali Osman Taşoluk’un yaptırdığını, çok sayıda emlak ve müteahhitlik işi yaptıkları için kendisinin sadece vekaletname verdiğini söyledi. Taşoluk, inşaatın ruhsat ve bazı imza atması gereken yerlerde babasının yönlendirmesiyle imza attığını belirtti. İddianamede, yapılan soruşturma kapsamında Adnan Taşoluk’a ait Selçuklu Belediye Başkanlığına hitaben yazılmış inşaat ruhsatı talebine yönelik dilekçesinde kendi adı soyadı ve imzasının bulunduğu, dilekçe tarihinin de 18/08/1992 olduğu, temin edilen belgeler doğrultusunda şüphelinin vermiş olduğu savunmanın gerçeği yansıtmadığının, yıkılan binanın inşaat ruhsatı ve daha sonrasındaki diğer imar işlemlerinde herhangi bir vekalet olmadan bizzat kendisinin adıyla ve imzasıyla inşaatın tamamlandığının anlaşıldığına yer verildi.
22,5 yıla kadar hapis cezası
Tutuklu Adnan Taşoluk (70), Kazım Fünlü (45), Volkan Demiröz (50) ve Tuncer Dazkırılı (44) hakkında ‘Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’, yine tutuklu Kemal Öztürk (44) için ‘Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’, bir süre tutuklu kaldıktan sonra tahliye olan Hakkı İnlidere (63), Mehmet Parla (65) ve İsmail Hakkı Eltaş (67) hakkında ‘Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’, adli kontrolle serbest kalan Mustafa Canlı (71) ve Müjgan Dündar (64) hakkında ise ‘Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçlarından, suç oranlarına göre 2 yıldan 22.5 yıla kadar hapis cezası talep edildi. (DHA)