Avrupa Parlamentosu Türkiye raporu taslak raporunun yayınlanmasının ardından birçok milletvekili raporda değişiklikler için çok sayıda önerge verdi. AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, taslak rapora verdiği değişiklik teklifinde kız çocukları davasına vurgu yaptı. ‘AİHM kararları uygulansın’ çağrısı yapılan raporda muhalefetin seyyar giyotin adını taktığı Akın Gürlek’e yaptırım istendi.
TR724’ten Ersan Kırlı’nın haberine göre, Taslak rapora verilen önergede Ülkü Ocaklarının AB terör listesine alınması istenirken Batı Avrupa’da 500’den fazla camii işleten Milli Görüş’ün Erdoğan’ın Avrupa içinde uzun kolu olarak çalıştığına dikkat çekildi.
Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Dışişleri Komitesi (AFET), 2023-2024 Türkiye Raporunu 9 Nisan’da değişikliklerin eklenmesiyle komitede oylayacak ve rapor 6 Mayıs’ta AP Genel Kurulu’nda nihai şeklini alacak.
Kız çocukları davasına vurgu
AP Türkiye taslak raporunda Türk makamlarının eleştirel sesleri susturma çabalarını sürdürdüğüne atıf yapılmış; gazetecilere, insan hakları savunucularına, avukatlara, sendikacılara, azınlık gruplarına, akademisyenlere, sivil toplum örgütlerine ve muhalefet üyelerine yönelik baskıların arttığına dikkat çekilmişti.
Rapor taslağına vekiller tarafından toplamda 633 değişiklik önergesi verilirken insan haklarının kötüye gidişatına değinen çok sayıda önerge dikkat çekti. AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor tarafından verilen değişiklik önergesinde kamuoyunda ‘Kız Çocukları Davası’ olarak bilinen ve uluslararası toplumda ciddi tepkilere neden olan yargılama sürecine dikkat çekildi.
Değişiklik önergesinde ‘Giderek artan baskıcı hukuk yoluyla, “Kız Çocukları Davası”nda olduğu gibi küçük yaştaki kız çocuklarına uygulanması da dahil olmak üzere terörle mücadele yasalarının keyfi bir şekilde kullanılmasıyla Türkiye’nin muhalif sesleri susturma çalışmalarının devam etmesinden derin endişe duyulmaktadır.’ denildi.
AİHM Kararları Uygulansın Talebi
Raporun ilk taslağında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) emsal niteliğindeki kararlarının yargı tarafından göz ardı edildiği ifade edilerek, Türkiye hükümetine temel haklara yönelik saldırılara son verme çağrısı yapılmıştı. Verilen birçok önergede de Türkiye’nin AİHM kararlarını uygulaması istendi.
Hapishanelerin Durumu, Hasta Tutuklular, Çıplak Arama
Verilen başka bir değişiklik önergesinde işkence ve kötü muamele raporlarının sistematik ve yaygın olduğu; aşırı kalabalık ve kötü yaşam koşulları nedeniyle Türk cezaevlerindeki vahim durumdan derin endişe duyulduğu belirtildi.
Özellikle yaşlı veya ağır hasta mahkumların tutukluluk koşullarına dikkat çekilirken gözaltı ve cezaevlerinde aşağılayıcı çıplak aramaların devam ettiğine vurgu yapıldı. Bu ihlalleri kamuoyunun dikkatine çeken milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında milletvekilliği ve dokunulmazlığının kaldırılması için 6 dava açıldığı ve kendisine yönelik tacizlerin devam ettiği ifade edildi.
Önergelerde ayrıca Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyeleri arasında dikkat çeken istatistiklerine paylaşıldı: “Türkiye ise Avrupa Konseyi üye ülkeleri arasında en yüksek hapsetme oranına ve en büyük cezaevi nüfusuna sahiptir. 2005-2023 yılları arasında yüzde 439 oranında artan aşırı kalabalık cezaevi nüfusu şu anda Avrupa Konseyi ülkelerindeki tüm mahkumların üçte birinden fazlasını temsil etmektedir” denildi.
Akın Gürlek’e Yaptırım İstendi
Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor tarafından verilen başka bir önergede İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek hakkında yaptırım uygulanması istendi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere CHP’li Belediye Başkanlarına açılan yeni davalar ve artan baskılara değinen İspanyol vekil, siyasi figürlerle ilgili yüksek profilli davalarda uzun bir sicile sahip olan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in yine muhalefeti sindirmeye çalışan birçok yeni davaya da müdahil olmasının endişe verici olduğunu belirtti.
Nacho Sanchez Amor, AB İnsan Hakları yaptırım rejimi kapsamında Akın Gürlek’e kısıtlayıcı tedbirlerin uygulanmasının değerlendirilmesini istedi.
Bir önergede Türkiye’nin AB üyesi devletlerin iç siyasi süreçlerine müdahalesi ve ‘Ülkü Ocakları’ gibi hükümet kontrolündeki gruplar aracılığıyla işlenen şiddet eylemleri kınanırken; AB devletlerinin topraklarındaki bu düşmanca etki çalışmalarını sınırlandırmak için gerekli tedbirleri alması istendi.
3 Avrupa Parlamentosu vekili ise Avrupa Konseyi’nden ‘Ülkü Ocakları’ örgütünü Avrupa Birliği’nin terör örgütleri listesine eklemesini istedi.
Erdoğan’ın Uzun Kolu Milli Görüş Etkisine Dikkat Çekildi
Rapora verilen değişiklik önergelerinde Milli Görüş’ün Müslüman Kardeşler ile AKP’ye yakın olduğunun düşünüldüğü belirtilerek Erdoğan’ın Avrupa’daki uzun kollarından biri olduğuna dikkat çekildi. Merkezi Almanya’nın Köln kentinde bulunan Milli Görüş örgütünün Batı Avrupa’da 500’den fazla cami işletmekte olduğu ve bu nedenle Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için birçok üye Devlette önemli bir etki kaynağı teşkil ettiği belirtildi.
Medya Özgürlüğü
Türkiye’de medya özgürlüğünün kısıtlanmaya devam ettiği, eleştirel seslere ve bağımsız medyaya yönelik durmak bilmeyen baskılardan, medya kısıtlamaları ve sansürden derin endişe duyulduğu ifade edildi. Türkiye makamlarından bağımsız medyaya yönelik daha fazla saldırıdan kaçınmaya ve ifade ve basın özgürlüğü gibi temel hakları ve sivil özgürlükleri desteklemesi istendi.
Erdoğan hükümetinin düzinelerce medya kuruluşunu kapattığı, internet makalelerini rutin olarak engellemekte olduğu ve ulusal medyanın yüzde 85’ini kontrol ettiği ifade edildi. Anadolu Ajansı ve TRT’nin bir propaganda ve dezenformasyon organı olarak kullanıldığı belirtildi.
AB’nin Gündemi Kıbrıs, Öcalan’ın Çağrısı Pozitif Karşılandı
Rapora verilen önergelerde özellikle Yunan vekillerin Kıbrıs meselesi ile ilgili birçok talepte bulunduğu görülürken Kürt siyasi hareketine baskılara ve belediyelere kayyum atanmasına da dikkat çekildi. Türkiye’de ikinci bir çözüm sürecinin başlaması, Öcalan’ın barış ve silah bırakma çağrısı AP vekilleri tarafından memnuniyetle karşılandı.
Raporda Türkiye’deki kadın hakları, azınlık hakları, LGBTI+ hakları konusundaki eksikliklere dikkat çekildi. Türkiye’nin 2024 Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Endeksi’nde 146 ülke arasında 127. sırada yer almasının ciddi toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ve kadın haklarının korunmasındaki sistemik başarısızlıkların altını çizdiği dile getirildi.
Verilen bir değişiklik önergesinde “2024 yılında Türkiye’de en az 394 kadın erkekler tarafından öldürülmüş ve 259 kadın da şüpheli bir şekilde hayatını kaybetmiştir ki bu rakamlar 2010 yılından bu yana görülen en yüksek rakamlardır” denildi.
AB üyeliğinin, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve azınlıklara saygı gösterilmesi ve azınlıkların korunmasını garanti altına alan istikrarlı kurumlar gerektiren Kopenhag kriterlerinin yerine getirilmesine bağlı olduğunu vurgulandı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***