Gazeteci, yazar Elif Çakır bugünkü yazısında “AK Parti bu derece güçlü bir şekilde iktidarda olmasaydı aynı savcılar yine Cem Köksal’ı ‘inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme’ suçundan gözaltına alır mıydı, hakkında soruşturma başlatır mıydı?” diye sordu.
Şirket bünyesindeki Vestel’in CEO’su Ergün Güler, Ramazan ayı nedeniyle çalışanlara bir tebrik mesajı yollamış, Köksal yanıt olarak Güler’e ‘çok uluslu bir şirket’ olduklarını hatırlatan eleştirel ve ‘uyarı’lı bir mail yazmıştı. Yazışma sosyal medyada gündem olmuş, Köksal da hedef gösterilmişti. Savcılık talimatı ile gözaltınaalınmıştı.
Karar yazarı Elif Çakır yazısının ilgili bölümünde şunları yazdı:
“Ya da bugünkü CB sisteminde, yani “bütün yetkileri tek elde toplayan” hükümet sisteminde, seküler bir siyasi parti iktidarda olsaydı aynı savcılık ne yapacaktı?
İşgüzarlık diyorum çünkü normalde kınamayla, eleştiriyle bitecek bir hadiseye savcılığın el atmasının dini hassasiyetle, dinin itibarını korumayla falan bir ilgisi yok çünkü.
Yargı sopasıyla dine saygı gösterilmesini sağlamanın ne dine ne de iktidara bir faydası olmaz, sonuç da alınmaz.
Baskıyla saygı sağlanır mı? Zorlu Holding bu hadiseden sonra diyelim ki 70 yıllık geleneğini bozarak Ramazan ayı tebrik mesajı yayınlamaya başladı? Bu bir kazanım mı olacak?
Serbest Görüş:
Dini baskının dinden soğutmaya yol açtığının en güzel örneği İran’dır. Ahlak Polisleri yaptığı baskılarla İran halkını daha fazla dindarlaştırmadı, dini sevdirmedi.”
işte o yazı:
https://www.karar.com/yazarlar/elif-cakir/siyasallasan-yarginin-isguzarligi-1603057
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***