YÜKSEL DURGUT | YORUM
Donald Trump ve Volodimir Zelenski hakkında çok yazıldı çizildi. Diplomasi tarihine kara bir leke olarak düşen Beyaz Saray sirkinde yaşananları yeniden yazmaya gerek yok. Skandalların kralı Donald Trump’ın gözünü diktiği Ukrayna’daki savaş değil de toprak altındaki servetler olduğunu bu gösteri sonrası bütün dünya öğrenmiş oldu.
Savaşı bitirme adına Putin’le masaya oturma çabası, ekonomik çıkarların diplomasiyi nasıl rehin aldığının çarpıcı bir örneğini gördük. Zelenski’yi “diktatör” ilan eden Trump, bir yandan Kiev’i köşeye sıkıştırırken, diğer yandan ülkenin yer altı zenginliklerini ABD şirketlerine peşkeş çekmek için kolları sıvadı.
Ukrayna, dünyanın en değerli minerallerinin yüzde 5’ine sahip; titanyum üretiminde küresel liderlerden biri. Ancak bu zenginlik, şimdi “askeri yardım” kozuyla Trump’ın pazarlık masasında.
SAVAŞIN GÖLGESİNDE YAĞMA
Ukrayna topraklarının altında 1 trilyon dolar değerinde nikel, kobalt ve grafit yatıyor. Trump’ın dayattığı anlaşma, bu kaynakların ABD şirketlerine açılmasını şart koşuyor. “Biz size silah verdik, siz de topraklarınızı verin” mantığı, Ukrayna’nın egemenliğini bir enstrümana dönüştürüyor. Zelenski’yi “otoriter” diye yaftalayan Trump, aynı nefeste Putin ve Kim Jong-Un’a methiyeler düzmekten çekinmiyor. İkiyüzlülüğün bu kadarına pes!
Bu kirli pazarlığın bir diğer aktörü de Suudi Arabistan. Riyad, ABD ile Rusya arasında dolaylı müzakerelerin merkezi haline geldi. Trump’ın Donbas’ı Putin’e bırakma planı giderek netleşiyor. Biden döneminde Ukrayna’ya verilen askeri destek rafa kalkıyor; bunun yerine Trump’ın Rusya’yla yapacağı “iş anlaşmaları” öne çıkıyor. İnanın ABD’nin bu geri adımı, uluslararası hukuku çiğneyen Rusya’yı ödüllendirmekten başka hiçbir anlam ifade etmiyor.
ALMANYA’NIN İÇ SAVAŞI VE NATO’NUN BİTİŞİ
Trump’ın Ukrayna hamlesi, Avrupa’yı derinden sarstı. NATO’nun iki büyük gücü Almanya ve Fransa, artık savunma harcamalarını katlamak zorunda. Ancak asıl deprem, 2025 Alman seçimlerinde patladı: Aşırı sağcı AfD, tarihinin en yüksek oyunu (%20.8) alırken, Merz liderliğindeki CDU/CSU koalisyon kurdurmak için arka taraftan AfD’nin kapısını çalmaya başladı bile!
Seçmen katılımının %82.5’e ulaşması, halkın geleneksel partilere olan öfkesinin resmi. AfD’nin Rusya yanlısı söylemleri ve NATO karşıtlığı, Avrupa güvenliğini tehdit eder boyuta ulaştı.
REALPOLİTİK’İN ÇÜRÜMÜŞ YÜZÜ
Trumpizm’in yükselişini durdurmak isteyen Demokrat Parti, köklü bir reforma gitmezse tarihin tozlu raflarına kalkacak. Beyaz olmayan işçi sınıfını ön saflara taşımak, elitist ve şirket yanlısı politikaları terk etmek şart. Aksi takdirde, 2024 seçimleri Demokratlar için sonun başlangıcı olacak.
Trump’ın Ukrayna hamlesi, “barış” naraları altında yatan bir ekonomik sömürü projesi. Almanya’da aşırı sağın yükselişi ise Avrupa’nın siyasi kırılganlığının kanıtı. Egemenlik, adalet ve uluslararası hukuk gibi kavramlar, güçlünün masasındaki kâğıt parçalarına dönüştü. Dünya, yeni bir hegemonya savaşının eşiğinde; bu kez silahlar değil, mineraller ve siyasi manipülasyonlar konuşuyor…
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***