NECİP F. BAHADIR | YORUM
Belli ki yargının dokunmadığı kimse kalmayacak. AKP’nin arkasında büyük bir ‘yargı-zede kitle’ bırakacağı kesin. Sürekli, hemen her alanda birileri polis ve yargının hedefi olmakta. Sosyal medya mecrası çeşit çeşit, renk renk gözaltı operasyonlarını haber veren mesajlarla dolu. Yazılı ve görsel medyanın yargının hızına yetişmesi mümkün değil. Biri bitmeden, diğeri başlıyor. Baktığı falı beğenmediği için falcının tutuklandığı bir ülke Türkiye…
‘Düşman hukuku…’ bile değil bu.
Daha TÜSİAD operasyonunun dumanı üzerinde… Toplumun henüz iki üst düzey iş insanının neden iki kolunda iki polis adliye koridorlarında gezdirildiğini çözemedi. Yargının tüm işi ve mesaisi uluslararası olan iş insanlarına neden ‘yurt dışı yasağı’ koyduğunu anlayamadı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yabancı sermaye peşinde ülke ülke para dilenirken yargı Türkiye ile dünya arasına ‘Berlin Duvarı’ gibi set çekmekle meşgul.
Para ve beyin öncelikle ‘özgür ortam’ arar. Hele özgürlüklerin kısıtlandığı, hak ve hukukun yerlerde süründüğü, insanların nefes almakta zorlandığı iklimlerin yanından bile geçmez. Demokrasi ve hukuk standartlarının düşük seyrettiği ülkelerde zenginliği ara ki bulasın… İnsanlar karınlarını doyurmakta zorlanıyor.
TÜSİAD’ın iki yanında iki polisli fotoğrafı dünyada yankılanırken AKP yargısı bu felaket zincirine yeni halkalar eklemekten geri durmuyor. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, meşhur bir dönerci zincirine yapılan operasyonu duyurdu. Antalya’dan başlayan gözaltı dalgası ülke sathına yayılmış. Yerlikaya’nın verdiği rakama göre 353 kişi gözaltına alındı.
28 Şubat’ı hatırladım!
Sabahın çok erken saatlerinde, daha imsak bile çıkmadan polis 353 kapıyı yumrukladı. Her bir hanenin önünde ellerinde otomatik tüfeklerle onlarca polis… O acı acı çalan gece zilinin kapının arkasında nasıl yankılandığını düşündünüz mü hiç? Bırakın 353 rakamını, 1 kapının ardından ne türlü travma ve psikolojik dalgalanmalara sebep olduğunu… Çocuktan yaşlılara kadar ne tür yıkım getirdiğini…
AKP iktidarı ‘merhamet, vicdan’ gibi insanı duyguları yitirdiği için bu soruların onlar için anlamı yok. Bütün AKP ve bu partiye omuz verenlerin hepsi de bu kadar ‘vicdansız ve merhametsiz’ değil elbette. Ben burada aylardır, onların vicdanına dokunabilmek için yazılar yazıyorum. Adrese ne kadarı ulaştığını bilmiyorum.
Ey ahali! ‘Operasyon’ haberi okuduğunuzda ‘orada durun’, en az ‘bir dakika düşünün’, hangi hanelere ateş düştüğünü anlamaya çalışın.
‘Dönerciye operasyon’ gibi başlıklar, bir hafta sonra seneyi devriyesini idrak edeceğimiz 28 Şubat’ın olağanüstü dönemine özgüydü. ‘Hak, hukuk ve adalet’ diyerek iktidara gelen AKP, 28 Şubat’ı fersah fersah geride bıraktı. Mustafa Kamalak’ın kulakları çınlasın, “28 Şubatçılar daha şerefliydi!” demişti. Hayrünnisa Gül, “28 Şubat’ta bu kadar ağır şeyler yaşamadık!” diye isyan etmişti. İsrail’e ticareti protesto eden gençlere yerlerde sürüklenirken AKP’ye, “28 Şubat’a bile rahmet okutuyorsunuz!” diye haykırmışlardı.
Bakan Yerlikaya’nın ‘Dönerciye operasyon…’ açıklamasını okuyunca 28 Şubat’ı hatırladım. Sonradan, “Yok, hayır! 28 Şubatçılar bu kadar merhametsiz ve vicdansız değildi!” diye mırıldandım.
“Zamanlama manidar!” diyeceğim ama bu cümlenin de ‘hükümsüz olduğunu’ söyleyeceksiniz. Acaba TÜSİAD operasyonunu unutturmak için 353 kişi kurban seçilmiş olabilir mi? Veya ülkenin gerçek gündemini konuşmamak ve konuşturmamak için ‘döner zincirini’ gazete ve ekranlara ‘malzeme veya sermaye’ edilmiş olabilir mi? AKP’nin en büyük başarısı ‘hokus pokusu’ iyi başardığı, ülke gerçeklerini gözlerden uzak tuttuğu…
Ali Yerlikaya, koltuğunu korumaya mı çalışıyor?
Bir ihtimal daha var; AKP hafta sonu kongresini toplayacak. Hem parti yönetiminde hem de kabinede ‘büyük ve esaslı’ değişimin arifesindeyiz. Kongredeki değişim ‘bakanlar kuruluna’ yansıyacak. Bunu bizzat Erdoğan duyurdu. Kulislerde bile son günlerde ‘bakan toto’ oynayanların oranı arttı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ‘koltuğu tehlikede’ olan bakanlardan biri. Hemen her haberde yerini zor koruyacağı ileri sürülüyor. Acaba Yerlikaya’nın ‘koltuk hamlesi mi?’
Operasyonu kamuoyuna sosyal medya hesabından duyururken kullandığı sözcükler, satır araları Erdoğan’a, “Yaptıklarımı gör, beni yerimde tut!” diye bağırıyor adeta. Evet bugün bu tip operasyonlar siciline ‘yıldız’ olarak işlenebilir. Bakanlık süresini belki biraz daha uzatabilir. Yerlikaya’nın böyle bir niyeti ve hedefi olduğunu düşünüyorum.
Peki koltuğunu kurtarabilir mi? Belki, bir süre… Zırhını yitirdiği günler de gelecek. Koltuk bir yana, kendisi bir yana savrulacak.
Ah Ali Yerlikaya Ahh…
Bir koltuk insana neler yaptırıyor? Sen bu hallere düşecek adam mıydın? Eminim günün sonunda, “Değer miydi?” diye düşünecek ve kendi kendine soracaksın ve ‘değmediğini’ göreceksin ama çok geç olacak. ‘Dönerciye operasyonun’ altında ben biraz Yerlikaya’nın ‘koltuk hesabı’ olduğunu düşünüyorum. Turnikeye avantajı girme çabası…
Yerlikaya’nın açıklamasında bir cümleyi okurken gözlerime inanamadım. Böyle bir cümleyi kurmak için herhalde AKP’li olmaz lazım. Buyurun birlikte okuyalım; “Döner zincirinin franchise usulü ile faaliyet yürüttüğü ve bünyesine FETÖ nedeniyle işlem gören ve örgütle bağlantısı devam eden şahıslara, bedel karşılığında gayri resmi ortaklık verildiği…”
‘İşlem görmek’ ne demek yahu? Hangi rejim, hangi sistem ‘işlem gören birine’ ticaret yapmayı sakıncalı görür? ‘Hayat hakkı tanımamaktan farksız’ bir zihniyet bu. “Ağaç kabuğu yesinlerin!” bir başka ifadesi… İşlem gören ne yapsın? KHK’lı yaşamasın mı? Ekmek derdine düşmesin mi? Ticaret yapmasın mı? ‘İşlem görmüş’ olmayı ‘suç unsuru’ gibi değerlendiren bir zihniyet… Bu ‘yerli ve milli’ olamaz. Dünyalı da olamaz.
İşte AKP’nin 23 yılda Türkiye’yi getirdiği yer; MS. 2025 Şubat’ında bir dönerci zinciri AKP operasyonlarının hedefi oldu, insanlar ‘işlem görmüş’ ithamıyla gözaltına alındı, 353 haneye ateş düştü, hayatlar karardı.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***