ŞIRNEX – Dengbêjliğin merkezlerinden biri olan Botan’da, bu alanda araştırmalar yapan Dengbêj Muhyettin Duymak, “Dengbêjî derin bir hafıza ve toplumun aynasıdır. Dolayısıyla sahip çıkılmalıdır” dedi.
Dengbêjî, Kürdistan’ın dört parçasında farklı biçimlerde varlığını sürdüren köklü bir sözlü edebiyat geleneği olarak hafızalarda yer ediniyor. Yüz yıllardır Kürtler, tarih, kültür, savaş, aşk ve acılarını sözlü edebiyat yoluyla gelecek nesillere aktarıyor. Dengbêjî, bu sözlü kültürün en önemli taşıyıcılarından biri olmuştur.
Dengbêjî geleneği, Botan’da özellikle kahramanlık destanları, savaş hikayeleri ve aşk klamları ile öne çıkıyor. Ahmedê Xanî’nin Mem û Zîn’i yazılı hale getirilmeden önce uzun yıllarca dengbêjler tarafından anlatılmıştır. Botan’a özgü çok sayıda formu bulunuyor.
Şirnex’in Cizîr (Cizre) ilçesinde yaşayan ve Botan’a ait dengbêj çeşitliliği üzerine araştırma yapan Dengbêj Muhyettin Duymak, bu kültüre dair değerlendirmelerde bulundu.
‘DENGBÊJ ÇEŞMESİNDEN SU İÇTİM’
Yurtsever ve dengbêji klamların eksik olmadığı bir aile içerisinde yetiştiğini ifade eden Duymak, dengbêjliğin çeşmesinden su içerek başladığını söyledi. Duymak, “Çocukluğumda dengbêjî ortamlar oluşur ve düğünler olurdu. Babam beni küçük yaşlarda o ortamlara götürürdü. Yaşları 60-90 arasında değişen dengbêjleri dinlerdik. Söylediğimiz şarkıları, hikayeleri ve oyunları onlardan öğrendik. Zorlu süreçlerden biri olan 1984 ve sonrasında müziğe ara vermek zorunda kaldım. Hozan Şemdîn’in 2008’de MED TV’de, ‘şarkıları, hikayeleri arşiv oluşturmak için’ yazın çağrısından sonra yazmaya başladım. Daha sonra hikaye, oyun ve dengbêji üzerine araştırmalar yaptım” dedi.
DENGBÊJLİK’TE BOTANIN YERİ
Kürt kültürünün en önemli merkezlerinden biri olan Botan bölgesinin dengbêji geleneğinde ayrı bir yeri olduğunun altını çizen Duymak, “Her bölgenin kendisine ait bir dengbêji dili var. Ancak Botan’ın ayrı bir yeri ve özelliği bulunuyor. Bunların başında payîzok ve granî şarkıları yer alıyor. Botan bölgesine ait kilamları, Botan dışından birileri okusa dahi hakkını veremez. Bu bölgeye ait stranların bir çok çeşidi var. Bunlardan bazıları; Bablekan, cihde, evînî, lawik, li ser bûk û zava, nafincî, palehî, payizok, sêgavî, sêgaviya şûnde û pêşde, sexcanê, şer, şerê gur, şêxanî, şîn, şûnde û pêşde, lez û bez, dûgavî. Bunun üzerinde çalışmalar yapıyorum. Şuana kadar 18 tane tür var ve bunu daha geniş bir çalışma şeklinde kitaplaştırmayı düşünüyorum. Bu çeşitliliğin yok olmaması ve geleceğe taşınması için çalışmayı önemli buluyorum. Eskiden Botan bölgesinde yapılan düğünler, 3 gün 3 gece sürerdi ve hangi şarkıyla başlayıp biteceği belliydi. Mesela ‘bir semedanî söyle’ dendiğinde halay ağır bir şekilde çekilirdi. Yani öyle ağır oynanırdı ki bu halay, hareket etmediklerini düşünürdün. Botan’ın özelliği bundan ötürüdür” diye belirtti.
‘SAHİP ÇIKILMASI GEREKİR’
Hayatını kaybeden her dengbêjin kendisi ile birlikte bir tarih götürdüğünü belirten Duymak, “Köyümüzde İzirê Eliyê Mela adında kendi halinde yaşayan bir dengbêj vardı. Doğrusu bizim için bir cevherdi. Bize Yunan mitolojisinde geçen Eflatun’dan söz ederdi. Bu isimler kendileriyle bir tarih ve kültür götürdü. Günümüz dengbêjleri için de aynı durum söz konusudur. Bundan ötürü dil, kültür ve dengbêjlerin sahiplenilmesi gerekiyor. Dengbêjî derin bir hafızadır. Dengbêj toplumun aynasıdır. Dengbêj, kültür, dil, edebiyat, kahramanlık ve aşkı bir hikaye haline getirir, makam verir ve topluma aktarır. Dolayısıyla buna sahip çıkılmalıdır. Çünkü bunları kaybetmemiz demek birçok şeyi kaybetmek demektir” diye konuştu.
MA / Ömer Erdoğan
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***