Gazeteci Cansu Çamlıbel, T24’te kaleme aldığı yazısında, Ankara’nın YPG’ye yönelik “ya kendinizi lağvedin ya da tasfiye edilirsiniz” çıkışına ilişkin, “Devam eden pazarlıklarda ortaya koyduğu tavırdan anladığım, Ankara baskın bir tavırla Trump’ı koltuğa oturur oturmaz Suriye’nin kuzeyinde kontrolü tamamen kendilerine terk etmesi noktasına getirmeye çalışacak” yorumunu yaptı.
Bu noktada PKK’nın İran’daki varlığına dikkat çeken Çamlıbel, “Suriye’den çıkacak YPG’lilerin mesela İran’a geçmesi durumunda, sorun buharlaşıp tarihin sayfalarına mı gömülür, yoksa Türkiye açısından başka bir cephede mi derinleşir?” sorusunu yöneltti.
Cansu Çamlıbel’in yazısından bir bölüm şöyle:
“Devam eden pazarlıklarda ortaya koyduğu tavırdan anladığım, Ankara baskın bir tavırla Trump’ı koltuğa oturur oturmaz Suriye’nin kuzeyinde kontrolü tamamen kendilerine terk etmesi noktasına getirmeye çalışacak. Tam da bu yüzden, içeride Öcalan insiyatifinde zamanla yarışıyor. Öcalan’ın en geç mart başında bir ‘silahları gömme’ çağrısı yapmasının Trump nezdinde ellerini güçlendireceğine inanıyorlar. İçerdeki ve dışardaki müzakerelerin zamana yayılmasının sonuç almayı güçleştireceğinden kaygılanıyorlar sanki.
Trump evreninde ne kadar etkili olduğunu bildiğimiz İsrail lobisinin ABD Başkanının kulağına üfleyecekleriyle, Erdoğan hükümetinin ültimatomlarının kafa kafaya yarışacağı bir döneme giriyoruz.
Bu arada biz yine 2013’teki İmralı görüşmelerinin kamuoyuna yansıyan tutanaklarından bir bölümü hatırlayalım. Öcalan diyor ki: “Komisyonlar kurulacak. Hakikat komisyonu da kurulacak. Akil Adamlar denetiminde olacak. Çekilme o zaman olacak…Çekilirsek gerilla biter görüşüne katılmıyorum. Şu an Suriye’de 50 bin, Kandil’de 10 bin, İran’da 40 bin var.”
12 sene sonra bugün…akiller heyeti yok, herhangi bir komisyon kurulacak mı onu da henüz bilmiyoruz. Ama sayıları biraz farklılaşmış olsa da üç ülkedeki PKK’lı varlığı devam ediyor. Bu şartlar altında Öcalan, Ankara’nın istediğine yakın bir çağrı mı yapar yoksa kendine manevra alanı bırakacak şekilde zamana mı oynar?
ABD’nin çekildiğini, SDG’nin büyük bölümünün Şam’da kurulacak orduya entegre edildiğini düşünelim, kuzeydoğuda sınırları epey daralmış da olsa bir bölgenin Kürtlerin idaresine bırakılması pazarlığını ilerki yıllara bırakalım. Ve buradan devam edelim…Suriye’den çıkacak YPG’lilerin mesela İran’a geçmesi durumunda, sorun buharlaşıp tarihin sayfalarına mı gömülür, yoksa Türkiye açısından başka bir cephede mi derinleşir?
Soruların yanıtları bizde yok, Ankara’nın hepsine yanıtı olduğu konusunda ise şüpheliyim.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***