CEMİL TOKPINAR | YORUM
Nasıl ki Rabbimizin maddî nimetleri ve ikramları çok çeşitlidir ve saymaktan aciziz; manevî nimetleri ve fırsatları da çok farklıdır ve saymakla bitiremeyiz.
Bizim için uçsuz bucaksız bir evren ve iki buçuk milyon çeşit bitki ve hayvan yaratan Cenab-ı Hak, çok çeşitli hayır ve sevap kazanma yolları göstermiş, malla, bedenle, dille yapılan türlü türlü ibadetler öğretmiştir.
Başta namaz, infak, dua ve zikir olmak üzere envaiçeşit hayır ve hasenat çeşitlerini yapabileceğimiz zaman dilimlerini de “sevapları çoğaltacak” şekilde bölümlere ayırmıştır.
İşte Üç Aylar dediğimiz Recep, Şaban ve Ramazan ayları da zamanın altın dilimleridir. Bunların içindeki Regaib, Miraç, Berat ve Kadir geceleri de sevapların katlandığı, rahmet ve mağfiretin coştuğu fırsatlardır.
Bu aylardaki muhteşem nimetlere kavuşmak için Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Üç Aylara girince, “Allah’ım! Receb’i ve Şaban’ı hakkımızda hayırlı ve mübarek kıl, bizi Ramazan’a ulaştır.” diye dua ederdi (Müsned, 1: 259). Çünkü Üç Aylarda bulunup ibadetle ihya etmek ve en kutlu ay olan Ramazan’a erişmek muhteşem bir nimet ve muazzam bir lütuftur.
İşkenceli hapiste bile söndürülemeyen ibadet aşkı
Ömrünün bütün gecelerini adeta kandil gibi ibadetle geçiren, Üç Ayları, özellikle Ramazan’ı ve kandil gecelerini ihya etmek için özel yöntemler uygulayan Bediüzzaman Hazretleri, talebeleriyle birlikte ağır baskı ve mahrumiyetlere uğradığı Afyon Hapsinde iken yazdığı bir mektupta şöyle der:
“Beş günden sonra çok mübarek ve çok sevaplı ibadet ayları olan şuhûr-u selâse (Üç Aylar) gelecekler. Her hasenenin (iyiliğin) sevabı başka vakitte on ise, Receb-i Şerifte yüzden geçer, Şaban-ı Muazzamda üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarekte bine çıkar ve Cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadirde (Kadir Gecesinde) otuz bine çıkar. Bu pek çok uhrevî faydaları kazandıran ticaret-i uhreviyenin bir kudsî pazarı ve ehl-i hakikat ve ibadet için mümtaz bir meşheri (sergisi) ve üç ayda seksen sene bir ömrü ehl-i imana temin eden şuhûr-u selâseyi böyle bire on kâr veren medrese-i Yusufiyede geçirmek, elbette büyük bir kârdır. Ne kadar zahmet çekilse ayn-ı rahmettir.” (Şualar, 14. Şua)
Bu müjdeden anlıyoruz ki, Üç Aylar’da yapılan bir ibadet, yüzlere ve binlere katlanmaktadır. Mesela, okunan bir Kur’an cüzü, Recep ayında 100, Şabanda 300, Ramazan’da 1000 cüz okumuş gibi yazılmaktadır. Namaz, zekat, sadaka, zikir ve oruçlar da aynı şekilde katlanarak yazılır.
Mazlumlara ve mağdurlara dua
Demek ki bu aylar öylesine büyük bir fırsatlar zinciridir ki, hapishanenin ağır şartlarında bile ihya edilmesi, Cenab-ı Hakkın ihsan ettiği ecir ve mükâfatları on kat arttırmaktadır. Başta aşırı soğuk ve zehirlenme olmak üzere birçok işkenceye maruz kaldığı bir ortamda bile hiçbir ibadetini ihmal etmeyen, hatta girdiği cezaevlerinde mutlaka eser yazan Üstad Hazretlerinin Üç Ayları âdeta bir bayram gibi karşılaması bizim için güzel bir örnek ve ibretli bir tavırdır.
O işkenceli bir hapiste bile böylesine coşarsa, bizim rahat ortamlarda bu ayları ve geceleri ihya etmek için canla başla gayret etmemiz gerekmez mi?
Bugün de Türkiye’de ve dünyanın farklı yerlerinde hapiste ve kamplarda zulüm gören Müslüman kardeşlerimiz vardır. Başta Türkiye, Doğu Türkistan, Arakan, Yemen, Suriye, Irak, Filistin ve Gazze olmak üzere dünyanın her yerindeki mazlum, mahpus, mağdur, mahrum, hasta, esir, yaralı ve muztar kardeşlerimizin ibadetlerine ortak olmak ve onlara dua etmek kardeşliğimizin gereği, hatta zorunluluğudur. Üç Aylar bu bakımdan da eşsiz bir fırsatlar deposudur.
Üç Aylar’ın her günü mübarek olduğu gibi, bilhassa bu aylardan Recep ayı içerisinde Regâib ve Miraç geceleri, Şaban ayında Berat Gecesi, Ramazan’da ise Kadir Gecesinin bulunması Üç Aylara ayrı bir ehemmiyet ve meziyet kazandırmıştır.
Üç Aylarda mümkün oldukça Kur’an’ı anlamıyla okumak, nafile namazlarımızı ve oruçlarımızı arttırmak, evrad ve ezkârımızı ihmal etmemek ve her fırsatta dua etmek çok önemlidir.
Regâib Kandili
Yapılan her bir ibadete ve salih amele yüz kat sevap yazılan Recep ayının ilk Cuma gecesi Regâib Kandilidir ve bu gece yapılan her ibadete binlerce kat sevap verilmektedir.
Arapça bir kelime olan Regâib “kendisine rağbet edilen, arzulanan, talep edilen, değeri yüce, ihsanı bol şeyler” demektir.
Abdullah ibn-i Ömer (r.a.) ve Ebû Umâme’nin (r.a.) rivayetine göre Peygamber Efendimiz (s.a.v.) duaların reddedilmeyeceği beş geceyi şöyle ifade buyurmaktadır:
“Beş gece vardır ki, onlarda yapılan dualar geri dönmez, kabul edilir: Recep’in ilk gecesi (Regaib), Şaban’ın on beşinci gecesi (Berat), Cuma gecesi, Ramazan bayramı gecesi, Kurban Bayramı gecesi.” (Celâleddin Suyûtî, Câmiü’s-Sağîr, 3/454)
Regaib Gecesi nasıl ihya edilmeli?
Mübarek gecelerde mümkün mertebe akşamdan sabah namazına kadar ibadet etmek güzel olur. Yalnız başına yapılan ihya gayreti esnasında nefis ve şeytan uykuya teşvik edebilir. Bu yüzden en güzeli, bir camide veya hizmet kurumunda ihya etmektir. Böylece hem insanlar birbirini teşvik etmiş olur, hem de birbirinin duasına ortak olurlar.
Bu gecelerde yapılacak en mühim ibadetler şunlardır:
Tevbe ve istiğfar etmek: Bu gecelerde yapılan tevbe ve istiğfarlar inşallah kabul olur. Bu gece 2 rekat tevbe namazı kılınıp bütün günahlarımız için tevbe istiğfar edebiliriz.
Kur’an okumak: Bilhassa Yasin, Fetih, Rahman, Tebareke, Amme gibi çok faziletli sûreleri okumak veya dinlemek çok sevaptır. Eğer topluca ihya yapılıyorsa cüz paylaşıp Kur’an hatmi okuyabiliriz.
Namaz kılmak: Beş vakit namazı cemaatle kılıp uzun tesbihat yapmakla beraber evvabin, teheccüd, tevbe, tesbih ve hacet namazlarını kılmaya çalışmak güzel olur.
Peygamber Efendimize (s.a.v.) bol bol salâvat-ı şerife getirmeliyiz. Bunun için Büyük Cevşen’de yer alan Delâilinnur bölümündeki salavatlar okunabilir. Ayrıca 4444 adet salât-ı tefriciye paylaşılıp okunabilir.
Dua etmek: Kur’an’da ve hadiste geçen duaları, Cevşen’i, Tevhidnâme’yi, büyük velilerin dualarını okumakla birlikte içimizden geldiği gibi Rabbimize niyazda bulunmalıyız. Bilhassa içinde bulunduğumuz ifritten süreçten kurtulmak için mümkünse sabaha kadar Rabbimize yalvarmalıyız.
Kandillere oruçlu girip oruçlu çıkmalıyız
Ayrıca oruç tutmak çok önemlidir. Mümkünse kandil gecelerine oruçlu olarak girmeli ve iftarla başladığımız kandili değerlendirme programını sahura kadar sürdürmeliyiz. Programı oruç tutarak sabah namazıyla tamamlamalıyız. Unutmayalım ki, her ibadete olduğu gibi tuttuğumuz oruçlara da yüzlerce, binlerce oruç tutmuş gibi sevap verilecektir.
Ertesi gün okul, kurs veya işi olan kimseler, eğer kış mevsimi ise hiç değilse gece yarısına kadar ibadetle meşgul olup sahura kadar istirahat edebilirler; eğer yaz mevsimi ise sahura kadar ibadet edip sabah namazını kılıp uyuyabilirler.
Belki birkaç saat uyuduğumuz için gün içinde zorlanabiliriz. Ama hayatımızda dünyevî bir iş veya problemden dolayı nice günler iki üç saatle yetinip ilk fırsatta biraz daha dinlendiğimiz olmuştur. Bu muhteşem gecelerin sevabına kavuşmak, dünyevî kazanımlarımızdan çok daha önemlidir.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***