İZMİR – İzmir’de telli çalgı yapımcısı Ozan Özdemir, efsaneye göre İran’da kadın sesine benzediği için 500 yıl kadar yasaklı olan ve 3 bin 500 yıllık geçmişe sahip olan santura hayat veriyor.
İzmir’de müzik aleti yapımcısı olan Ozan Özdemir, 2007’de beri başta santur olmak üzere birçok telli çalgının üretimini yapıyor. 2002’de İstanbul İstiklal Caddesi’nde gezerken sokak sanatçılarının santur çaldığını gören Özdemir, bu durumdan çok etkilenerek santurla ilgilenmeye başladı. 2004’te ilk santurunu alan Özdemir, daha sonra İzmir’e taşındı ve burada sokakta santur çalmaya başladı. İlk santurunu İran’dan temin eden Özdemir, 2007 yılından sonra kendi santurunu yaptı. Özdemir, santur yapımına ilk başladığı zaman Ege Üniversitesi’nde çalgı yapım bölümüne gidip eğitimini de gördü. Daha sonra tanıdığı bir çalgı yapım ustası ile birlikte çalışıp santur yapımına başlayan Özdemir, yıllardır santur üretimi yapıyor.
İlk santurunu aldıktan sonra kendisine santur çalmayı öğretecek kimseyi bulamadığını söyleyen Özdemir, kendi çabalarıyla santuru öğrendiğini dile getirdi. Türkiye’de genelde İran’dan gelen santurun çalındığını, ama bunun bölge müziğine uygun olmadığını belirten Özdemir, “Kendi santurumu yapmamın nedeni bu ihtiyaçtı. İran’dan gelen santurlar küçüktü. Sonra çaldığım santurun daha büyüğünü istedim. Ancak burada santur yapan kimse yoktu. Türk Halk Müziğini yapmak istiyordum ve küçük santurla yapamıyordum. Çünkü o santur, 9 sesten oluşuyordu. Yani bizim müziğimize uygun değildi. Bunun üzerine ben de daha fazla sesi olan büyük santur istedim. Türk Halk Müziği’ne uygun hale getirdim” ifadelerini kullandı.
‘SANTURA İLGİ GİDEREK ARTIYOR’
Kendi santurunu yapmaya başladığı zamanlarda ağaçlarla uğraşmayı ve ağaçları işlemeyi sevdiğini de aktaran Özdemir, “Santuru araştırmaya başladığımda Osmanlı döneminde de olduğunu, ama bir şekilde unutulduğunu gördüm. O dönemler iki farklı santur varmış. Yaklaşık 30 yıl önce santur İran’dan bize geliyor. İstanbul’da Siya Siyabend müzik grubu santuru çalıyordu. Onlarla birlikte santur popüler hale geldi. Santur bugünlerde hemen hemen her türlü müzikte ve birçok yerde kullanılıyor. Buradaki santurlar ile her türlü müzik çalınabilir. İran’daki santurlar biraz daha hüzünlü şarkılar çalınıyor, ama bizdeki santurlar ile her türlü şarkılar çalınabilir. Santurun en ilgi çekici yanı sesidir. Etkileyici bir sesi var. Şu anda birçok kişi, iyi bir şekilde çalıyor ve bu sayı giderek de artıyor. Aynı şekilde santura duyulan ilgi de giderek artıyor” diye konuştu.
‘OKUL AÇMAK İSTİYORUM’
Santur dışında farklı çalgılar da yapan Özdemir, 2010 yılından sonra İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı (İKSEV) bünyesinde 300’den fazla çalgının bakımını yaptığını dile getirdi. Özdemir, “Bir çalgı yapmadan önce uygun ağacı seçiyorum. Ağacın uygun şekilde kurutulmuş olması lazım. Bir ağacı aldığım zaman ağacın uygun hale gelmesi için en az 6-7 sene bekliyorum. Daha sonra kullanmaya başlıyorum. Santur yapacaksam daha çok ceviz ağacı kullanıyorum. Bazen kiraz veya akça ağacı da kullanıyorum. Santurun üst kapağına veya alt kapağına göre ağaçları katman şeklinde kullanıyorum. Sipariş aldıktan sonra bir santurun yapımı iki veya üç ay sürebiliyor. Bu aralar buzuki veya çağlama gibi çalgılar yapıyorum. Şu anlık bu işi öğrettiğim kimse yok. Belki ileride yaparım. Bu işi öğrenmek isteyen çok insan var. İleride daha büyük bir atölye açmak istiyorum. Bu işi öğretecek bir okul açmak istiyorum” şeklinde konuştu.
SANTUR NEDİR?
Geleneksel telli bir çalgı olan santur, çoğunlukla Avrupa, Asya ve Ortadoğu kullanılıyor. Trapez biçiminde bir kutu üzerine gerilmiş metal tellerden oluşan santur küçük tokmaklar kullanılarak tellere vurulma yöntemi ile çalınıyor. Santurun kullanım şekli ve boyutu coğrafyaya göre değişiklik gösteriyor. Yaklaşık 3 bin 500 yıllık geçmişe sahip olan santur efsaneye göre İran’da kadın sesine benzediği için Şah tarafından 500 yıl boyunca yasaklanmıştır.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***