Suriye’de Beşar Esat yönetiminin devrilmesinin ardından Ankara-Şam ilişkileri yeni bir döneme girdi. Türkiye’nin Şam’daki büyükelçiliği yıllardır kapalı olan kapılarını yeniden açıyor.
Türkiye 2011 yılında başlayan ayaklanma döneminin başından itibaren Esat yönetimine karşı silahlı gruplarla ilişki içinde oldu. Bazı grupları açıkça destekleyen Türkiye’nin İdlib’i yıllardır kontrol eden El Kaide uzantılı Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) ile ilişkileri birçok tartışmaya sebep oldu.
ABD’nin yanı sıra Türkiye’nin de terör listesinde olan HTŞ’nin, Esat yönetiminin ardından başkent Şam dahil Suriye’nin büyük kısmını ele geçirmesi ile birlikte Ankara-HTŞ ilişkileri görünür bir seviyede gelişti. Bu çerçevede Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın Şam’ı ziyaret ederken, Türkiye’den örgüt ismi öne çıkarılmadan Suriye’nin yönetimini ele alan gruplara destek açıklamaları yapıldı.
Ayrıca Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 2011 yılından beri kapalı olan Türkiye’nin Şam büyükelçiliğinin de açılacağını belirtti. Bu açıklamanın ardından Şam’a geçici maslahatgüzar olarak Burhan Köroğlu’nun atandığı duyuruldu.
Onlarca kişi resmi işlemlerini tamamlama umuduyla elçilik binasının önünde toplandı
Elçilik faaliyetlerine henüz başlamadı ancak elçilik binasının bahçesindeki bayrak direğine Türk bayrağı çekildi. Şam’daki elçilikte görev yapacak ekibin iki gün içinde Şam’a ulaşması bekleniyor.
Elçiliğin açılacağına dair haberin yayılmasının ardından bazı Suriyeliler elçilik binasına gelerek bilgi almaya çalıştı.
Bir Türk ile evli olduğunu söyleyen Henan Kasım Ahmet, “kısa bir süreliğine Şam’a geldiğini ancak Türkiye’ye geri dönemediğini” söyledi.
Ahmet, “Bir, bir buçuk senelik bir iş için Suriye’ye geldim, sonra geri dönemedim. Şimdi çok şükür elçiliğin açılması çok çok iyi bir şey. Şimdi elçiliğe açıldı mı diye bakmaya geldim. Eşimin yanına gitmek için evraklarımı vereceğim” dedi.
Eşi İstanbul’da olan Lubna da eşinin yanına gitmek istediğini söyledi. Lubna,”Dün Türkiye elçiliğinin açılacağını duydum, çok mutlu oldum. Kocam Türkiye’de, İstanbul’da. Onun yanına gitmek için çok uğraştım ama olmadı. Şimdi fırsat çıktı” diye konuştu.
Ayaklanma döneminde Şam’da olduğunu ve çok zor günler geçirdiklerini belirten Lubna’nın Türkiye’nin Şam elçiliğinden beklentisi şu: “Ailemize kavuşmamız için bize yardım etmeleri.”
Türkiye ve Suriye vatandaşı olan Şamlı Muhammed Talas da, ayaklanma döneminde Şam’da kaldığını ancak birçok kez Türkiye’ye seyahat ettiğini söyledi.
Vatandaşlığı olmasına rağmen çok az Türkçe bildiğini belirten Talas, “Türkçe öğrenebileceğimiz kimse yoktu. Yani vardı ama hem sayıları çok azdı hem de yaşadıkları yerler çok uzaktı. Her gün bir yerden başka bir yere Türkçe dersi almak için gitmek zordu. Burada Türk Kültür Merkezi vardı ama elçilik kapanınca o da kapandı. Hatta Türkçe öğreten öğretmenler vardı ama onlar da Türkçe’yi doğru düzgün öğretmiyorlardı. Bir şeyi ya doğru bir şekilde öğreneceksin ya da öğrenmek için doğru zamanın gelmesini bekleyeceksin” dedi.
Türkiye’yi ikinci memleket olarak nitelendiren Talas, Türkiye’ye gidip geleceğini ama Şam’da yaşamaya devam edeceğini söyledi.