HASAN CÜCÜK | HABER ANALİZ
Türkiye’nin yaşadığı ‘kaht-ı rical’ sorunundan futbol camiası da payını alıyor. Türk futbolu tam anlamıyla ‘adam kıtlığı’ yaşıyor. Giderken arkasından gözyaşı dökülen bir kulüp başkanı bulunmuyor. Süleyman Seba ve İlhan Cavcav dışında yokluğu hissedilen olmadı.
Gelenler gidenleri unutturmayı bırakın, mumla arattı. Federasyon başkanları hâkeza. Şenes Erzik dışında ‘unutulmaz başkan’ görmek nasip olmadı. Son günlerde yine kısır döngünün içine girdik. Beşiktaş yönetimi istifa etti, Galatasaray Başkanı Dursun Özbek önüne gelene yaylım ateşi açtı ve son olarak TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu sahne aldı.
Türk futbolunu en iyi ‘bitmeyen kaos’ tarif eder. Şampiyonluk yarışından erken kopan takımlar, kaosun kucağında kendini bulur. İlk fatura birkaç oyuncuya ardından teknik direktöre kesilir. Dümende oturan yönetim hamasetle görevine devam eder. Taraftarın tepkisini dindirmek için camianın gözde bir ismine takım emanet edilir. Ancak ilk fırsatta ‘evlat’, kulübün bekâsı için ‘feda’ edilir. Ufak bir flashback yaparak, bu yazdıklarımı test etmeniz mümkün!
TFF’nin efsane başkanı Şenes Erzik, TFF’nin en kötü başkanı olarak gösterilen Mehmet Büyükekşi ile birlikte görülüyor. Büyükekşi, son seçimde İbrahim Hacıosmanoğlu’na kaybetmişti.
Türkiye kabuğunu Turgut Özal döneminde kırarken, bundan futbol da payına düşeni almıştı. Futbol özerk hale getirildi. Federasyon başkanları atama ile değil seçimle geldi. 1989 yılında TFF başkanlığına atanan Şenes Erzik, 1992’de seçilen ilk başkan oldu. 1977’den itibaren TFF’nin çeşitli kademelerinde görev alan Erzik, yapısal reformlara imza attı. Milli Takımın, ‘şerefli mağlubiyetleri’ geride bırakacak yükselişinin ilk taşları sabırla döşendi. TFF’deki görevinin yanı sıra UEFA’da da görev yapan Erzik, Avrupa futbolunda uzun yıllar iki numaralı koltukta oturdu.
Koca ülke, Erzik sonrası boşluğunu dolduracak futbol adamı çıkaramadı. Türk futbolu, Beşiktaş’ı iflasın eşiğine getiren Yıldırım Demirören’e bile teslim edildi. Hem de yıllarca. Keza Mehmet Büyükekşi gibi bir sezonda skandal üstüne skaldallar görüp, istifa etme seçeneğini bilmeyen isimler futbolun patronu oldu. Şimdilerde Trabzonspor başkanlığı döneminde hakemleri saatlerce soyunma odasına kilitleyen İbrahim Hacıosmanoğlu, futbola yön veriyor.
Sadece TFF mi? Kulüplerin durumu daha feci.
Süleyman Seba ve İlhan Cavcav dışında efsane diyeceğimiz bir kulüp başkanı var mı? Cavcav, Gençlerbirliği’ne kurumsal kimlik kazandırdı. Tesislerin yanı sıra borcu olmayan bir kulüp yaptı. Teknik adamlara davranışı eleştirilse de Türkiye’nin Afrika pazarına açılmasının yolunu açtı.
Süleyman Seba, Türk futbolunun çınarı Beşiktaş’ı toprak antreman sahalarından kurtarmakla kalmadı, kolej takımına dönüştürdü. Seba’nın başkanlığında oyuncular disiplinin ne demek olduğunu idrak etti. Taşıdıkları formanın ağırlığını sadece saha içinde değil dışarda da unutmadılar.
Şenes Erzik, Süleyman Seba, İlhan Cavcav… Ne yazık ki ilave edeceğimiz başka isim yok. Hayırla yâd edilen isim yok. Geride, bir sürü fiyasko transferler, kovulan hocalar ve çığ gibi artan borç bıraktılar.
Ve kahvehane ağzıyla atışmalar. Dursun Özbek, “El uzatanın elini kırarım!” diyor, TFF Başkanı Hacosmanoğlu, “Bu söze katılıyorum” karşılığını veriyor. Kimse ayranım ekşi demiyor. El kırmak nedir? Avrupa’nın herhangi bir ülkesinde bu kelimeyi kullanacak bir tane futbol adamı bile bulamazsınız. Başarısızlığı kamufle etmenin yolu rakiplere saldırıdan geçiyor. Üç büyükler sıkılmadan hakem hatalarından şikayet ediyor. Yıllarca en çok korunan kulüpler olduğunu hatırlamak istemiyorlar.
Hakemler ve spor basını ayrı bir facia. Cüneyt Çakır dışında bir hakem çıkaramadık. Hoş Avrupa’da gösterdiği adalet ve cesareti Çakır da Türkiye sınırları içinde unuttu. Yine de adının yanına yazacağımız ikinci bir isim olmadı.
AKP sağolsun basını bitirirken, spor basınını ihmal etmedi. TV ekranları dört büyüklerden birer kontenjan isimlerle parsellendi. Herkes biliyor sistemin kirli olduğunu. Hepsi sadece rol yapıyor. Kontenjanından katıldığı takımın amigoluğunu yapıyor.
Tam bu kaosun içinde sahibi olduğu medya grubu yeniden Yıldırım Demirören’i parlatmaya başladı. Beşiktaş veya TFF başkanlığı için nabız yokluyor. Daha kötüsü olmaz diye düşünmeyin. Burası Türkiye, mutlaka daha kötüsü vardır!
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***