Saadet Partisi Genel Başkanı ve Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, “Maalesef 22 yıldır inancımıza en büyük zarar iktidar partisi tarafından veriliyor. Ama din alıp, cennet satanlarla da mücadele edeceğiz. İnsanlara da gerçek inancı, gerçek dindarlığı anlatacağız, ne olduğunu göstereceğiz” dedi.
Arıkan, 24 Kasım’daki kongre sonrasında Saadet Partisi lideri sıfatıyla ilk kez aralarında VOA Türkçe’nin de bulunduğu medya kuruluşlarından küçük bir grup gazeteciye siyasi hedeflerini anlattı.
Siyaseti gülerek yapmayı hedeflediğini kaydeden Arıkan, “Saadet Partisi’nin ilk kez bir siyah saçlı genel başkanı oldu. 47 yaşındayım” dedi.
“Hatırlarsınız, Sayın Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip Erdoğan) ‘Milli Görüş gömleğini çıkardım’ dediğinde Erbakan hocamızın yaşıyla alakalı da bazı cümleler kurmuştu” diyen Arıkan, genç bir genel başkan olarak sahada bulunacağını, Türkiye’deki kararsız seçmenin oyunu alabilmek için çalışacaklarını söyledi.
Arıkan, “Az toplantı, çok saha” yaklaşımıyla 55 yıllık Milli Görüş geleneği içinde sürekli parti teşkilatlarıyla buluşmayı planladığını, Türkiye’yi kutuplaştırıcı dilden uzak yeni bir siyaset ile buluşturmayı amaçladığını belirtti.
Saadet’in artık Türkiye’yi özgürleştirmek hedefiyle yola devam edeceğini kaydeden Arıkan, şöyle devam etti:
“Maalesef 22 yıldır inancımıza en büyük zarar bu iktidar partisi tarafından veriliyor. Nas, başörtüsü, dindar nesil, imam hatip lisesi üzerinden sürekli dini alan istismar ediliyor. Bundan 30 yıl öncesinde imam hatip lisesi mezunu olmak, camide namaz kılıyor olunması bir anlamdı, bir kıymetti. Bugün tam tersi olmaya başladı. Maalesef ülkede yanlış yapan insanların önemli bir kısmı imam hatip mezunu veya abdestinde namazında olan insanlar. Burada inanç üzerine bir ambargo olduğunu, bir tutsaklık olduğunu, esaret olduğunu ifade etmek isterim. Orada özgürleştirme süreci başlatacağız. Benim bu ifadem özellikle bizim mahallede çok tepki görecektir. Böyle bir şey olabilir mi, diye? Ama din alıp, cennet satanlarla da mücadele edeceğiz. O alanı boş bırakmayacağız. İktidar için en büyük oy deposu orası. Oradaki insanlara da gerçek inancı, gerçek dindarlığı anlatacağız, ne olduğunu göstereceğiz.”
Arıkan, adaletin tesis edilmesi için çalışacaklarını belirterek, “Bugün gençlerimiz umudu Edirne’nin ötesinde arıyorlar, Avrupa’ya gitmek istiyorlar. Türkiye’de mutlu olamadıklarından bahsediyorlar. O gençlerimiz için de umudu özgürleştireceğiz” diye konuştu.
“Ülkeyi yönetmeye talipseniz ittifak şart, önyargısız ittifak konuşacağız”
Saadet Partisi lideri Arıkan, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi nedeniyle ittifakların gerekli olduğunu, Temel Karamollaoğlu liderliğinde 2018’de CHP, İYİ Parti ve Demokrat Parti’yle kurulmuş ittifakı bu nedenle doğru bulduklarını aktardı.
Türkiye’de eğer seçim zamanında yani 2028 yılında olacaksa kimlerle, nasıl ittifak kuracaklarını o zaman konuşacaklarını söyleyen Arıkan, “Önyargısız, bagajsız bir süreç yürüteceğiz. Bu yeni değil. Milli Görüş Hareketi’nin tarihinde bu var” dedi.
Erdoğan’dan tebrik telefonu gelmedi ancak AK Parti’yle görüşme kapısını açtı
AK Parti ile ittifak kurulması ihtimaline ilişkin soru üzerine Arıkan, “Ne söyleyeceğine bağlı. Geçtiğimiz dönemde Temel Bey, Cumhurbaşkanı’yla üç saate yakın bir görüşme yapmış ve sonunda da ‘ittifak yapamayacağımız’ kanaatine varmıştık. Orada da ilkeler üzerinden konuşmuştuk. Böyle sembolik 20-30 maddelik mutabakat metni üzerinden ittifak yapılmasını doğru bulmam. Gerçekten özde ve ülkedeki çözümü belli olan kronik problemlerle ilgili net cümle kullanabilecek, net karar verebilecek herkesle ittifak yapabiliriz” yanıtını verdi.
Arıkan, “Erdoğan’ın Saadet’in ilkelerinde siyaset yapmayı kabul etme ihtimali var mı?” sorusuna karşılıksa, “Ben o ihtimali zayıf görenlerdenim” dedi.
Saadet Partisi’nin yönetimde söz sahibi olacağı bir süreç varsa ittifaka gireceklerini, yoksa “kayıtsız şartsız teslim” olmayacaklarını vurgulayan Arıkan, “Ümitvar mısınız, değilim ama Türkiye’nin bir konuşamama problemi var. Geçmişte açık oturumlarda genel başkanlar ne güzel espriler yaparlardı, kol kola stüdyolardan çıkarlardı. Bugün siyasi partiler temsilcilerinin birbirleriyle tokalaşması dahi haber değeri taşıyor. Siyaseti buradan çıkartmak gerekiyor” ifadesini kullandı.
AK Parti’ye yeşil ışık yakmadığını ancak kongreye katılım gösterdikleri için AK Parti Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş’a teşekkür telefonu edeceğini kaydeden Arıkan, Erdoğan’ın ise kendisini seçilmesi sonrasında tebrik etmek için aramadığını açıkladı.
“Gazze konusunda iktidarı rahatsız eden tek partiyiz”
Arıkan, Saadet’in muhalefet partisi olarak Cumhurbaşkanlığı seçimleri itibariyle iktidar bloğundaki yüzde 52’den oy alma yollarına odaklanacağını paylaştı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in gündeme getirdiği normalleşme sürecine değerlendiren Arıkan, “O yanlış bir yere gitti Türkiye’de. Benim kastım normalleşme değil. Yanlışa en sert muhalefet yapmak. Şimdi Gazze konusunda iktidarı rahatsız eden tek parti Saadet Partisi. Bu net bir şekilde söyleyebiliriz. Meclis’te de iktidarı en rahatsız eden grup Saadet-Gelecek Grubu. Sayımız az olmasına rağmen yaptığımız etkili muhalefet, geçmişinden bu yana kodlarını iyi bildiğimiz AK Parti’nin hatalarını yüzlerine karşı konuşabilmemiz orasının kimyasını bozuyor. Bu da yapılabilmeli, nadiren yapılan doğru işlerde tebrik edilmeli diye düşünüyorum” diye konuştu.
Arıkan, yine de AK Parti’yle konuşmak gerektiğini belirterek, “Ülke elden gidiyor. Suriye’de yaşananları hep beraber görüyoruz. Gazze’de yaşananlara hep beraber şahitlik ediyoruz. Bütün dünya yeniden şekillenirken, özellikle Ortadoğu’da haritaları yeniden çizme hazırlığı yapılırken bizim ego yapma şansımız yok” dedi.
Erdoğan’ın “iç cephe kurma” çağrısı
Mahmut Arıkan, Erdoğan’ın 1 Ekim’de Meclis’teki “iç cephe kurulması” çağrısını “İsrail tehdidi” ve “Ortadoğu haritasında değişim riski” boyutlarıyla haklı gördüğünü de açıkladı.
Arıkan, ABD’de Dışişleri Bakanlığı görevini üstlenmesi öncesinde Condoleezza Rice’ın Washington Post gazetesinde 2003’te kaleme aldığı “Ortadoğu’yu dönüştürmek” makalesi nedeniyle suçlandığı ve son dönemde sosyal medyada konu edilen “Türkiye’nin sınırlarında değişiklik olacağı” iddiasını gündeme getirdi.
Arıkan, “Türkiye bölünmeye gidiyor. Türkiye’yle alakalı planlamalar yıllar önce yapılmıştı. Türkiye maneviyatsız hale getirecekti. Türkiye yumuşak lokma hale getirilecekti ve Türkiye parçalanacaktı. Şu anda Türkiye maneviyatsız. Cebimiz biraz rahatsa, evimiz biraz iyiyse, arabamız biraz modelliyse, cep telefonumuz biraz iyiyse, gerisini çok önemsemeyen bir kitle var dışarıda” ifadesini kullandı.
Bahçeli’nin Öcalan’la çözüm çıkışı
MHP lideri Bahçeli’nin geçen ay TBMM’de yaptığı Öcalan çağrısını da değerlendiren Arıkan, “Bugün Bahçeli’nin yaptığı açıklamayı içimizden herhangi biri yapmış olsaydı evimizden çıkamazdık. Ya da Silivri’deydik” dedi.
Arıkan, Bahçeli’nin PKK’nın kurucusu Abdullah Öcalan’ı Meclis kürsüsüne davet etme çağrısını yanlış bulduğunu ifade ederek, “Türkiye’de terör sorunu var. Ama bu soruna, Amerika ve Rusya ilintili görüşmelerden ziyade sağlıklı bir yapıda Suriye, Irak, İran, Türkiye yani dört ülke tarafından masaya yatırılması ve çözüm üretilmesini mantıklı buluyorum. Ve aktörleri de mümkünse cezaevinde olanlardan ziyade dışarıda olanlar olmalı. Bütün bu problemi DEM Parti’ye indirgemeyi de doğru buluyorum. Kürt vatandaşlarımızı temsil eden tek parti, DEM Parti değil” diye konuştu.
Yeniden Refah’a Sırrı Süreyya Önder yanıtı: “Hak helali işi ayrı”
Arıkan, Saadet Partisi’nden ayrılık süreciyle kurulmuş olması yanısıra Balgat semtindeki parti genel merkezi binasını dava süreciyle devralan Yeniden Refah Partisi’nin (YRP) Genel Başkanı Fatin Erbakan’ın kendilerine sıcak mesaj göndermesini de değerlendirdi.
Erbakan’ın TBMM çalışmalarında işbirliği mesajı verdiği Saadet Partisi penceresinden YRP’yle önyargısız görüşmeye açık olduklarını söyleyen Arıkan, kongre sonrasında Erbakan’ın kendisini arayarak tebrik ettiğini açıkladı ancak geçmişte iki parti arasında yaşananları unutmadığı sinyalini de verdi.
TBMM’de AK Partili Süleyman Soylu ile DEM Partili Sırrı Süreyya Önder arasında geçen diyaloğu anımsatan Arıkan, “Meclis’te hani Soylu, ‘Hakkınızı helal edin’ dedi. Sırrı Süreyya Önder ise ‘O iş ayrı’ dedi. İşte (YRP ile) o iş ayrı. Diğer tüm siyasi partilerle görüşmelerimize nasıl bakıyorsak öyle bakıyoruz kendilerine ama o iş ayrı” diye konuştu.