Suriye’de radikal cihatçı örgüt HTŞ önderliğindeki grupların Halep, Hama ve Humus’un kontrolünü ele geçirmesi sonrası Şam’a girmesi ve akabinde devlet başkanı Beşar Esad’ın ülkeden kaçması sonrası 54 yıllık rejim sona erdi. Suriye’nin yeniden inşa edilmesi için geçiş hükümeti kurulurken, ülkenin kuzeyinde bulunan Kürtler için ise çatışmalar devam ediyor. Fırat’ın batısında bulunan Menbiç’te Ankara destekli ÖSO ile Kürt güçler YPG arasındaki çatışmalar yaşanıyor. İddialardan biri de Menbiç’in ÖSO’nun kontrolüne geçtiği yönünde. ÖSO’nun Menbiç’in ardından Fırat’ın doğusuna doğru yönelip yönelmeyeceği ve Kürtlerin yeniden inşa edilecek Suriye’de nasıl bir konumda olacağı ise merak ediliyor. En önemlisi ise artık “ılımlı İslamcı” örgüt olarak PR çalışmaları yapılan radikal cihatçı HTŞ ile Kürtler arasında nasıl bir iletişim olacak?
PYD Başkanlık Konseyi üyesi Salih Müslim, Suriye’deki yeni süreçte Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) örgütüyle diyaloğa açık olduklarını söyledi. Müslim, “HTŞ bize bir adım atarsa biz iki adım atarız” diye konuştu. Müslim, “Biz kim bizimle oturmayı kabul ederse diyaloğa hazırız. HTŞ’ye gelince, onlar da Suriye’nin bir parçasıdır. Düşüncesi, ideolojisi ne olursa olsun bir arada yaşamak istiyoruz; Suriye’nin içinde, istikrar içinde. Onlar kendi yerlerinde olsun, biz kendi yerimizde olalım” dedi.
BBC Türkçe‘nin sorularını yanıtlayan Müslim, son süreçte örgüt ile aralarında siyasi müzakerelerin yaşanmadığını ancak HTŞ’nin Halep operasyonu sırasında YPG’ye mesaj yolladığını söyledi:
“Halep meselesinde olumlu davrandılar. ‘Onlara saldırmak istemiyoruz’ diye haber yolladılar. Gerçekten de uzak durdular. Olumlu bir şey. Umarız devam eder.”
HTŞ’yi Suriye’nin parçası olarak gördüklerini belirten Müslim, “Biz kim bizimle oturmayı kabul ederse diyaloğa hazırız. HTŞ’ye gelince, onlar da Suriye’nin bir parçasıdır. Düşüncesi, ideolojisi ne olursa olsun bir arada yaşamak istiyoruz; Suriye’nin içinde, istikrar içinde. Onlar kendi yerlerinde olsun, biz kendi yerimizde olalım” diye konuştu.
HTŞ ile ilgili kaygıları olup olmadıklarına dair soruya ise Müslim, şu yanıtı verdi:
“Çok güzel laflar ediyorlar. Kardeşlikten vs. bahsediyorlar. Bunların pratiğe uygulanması konusunda geçmişe baktığımızda kaygılarımız var tabii, pratikte bunların ispatlamaları gerekiyor.”
Müslim, birçok ülkenin HTŞ’yi “terör örgütü” olarak tanımladığını, kendilerinin böyle görüp görmediklerine yönelik soruya da “Söylem olarak şimdi öyle bir şey görmüyoruz. Beraber yaşayabiliriz. Gerçekten bir çözüme yönelirse, biz kabul ederiz. Ama kalkıp, ‘Hilafet kuracağım, herkes Müslüman olacak, bazı Yezidileri öldürüp cennete gideceğiz vs.’ gibi bir tutum olursa tabii o zaman terörist kalır. HTŞ’ye bu aşamada bir fırsat verildi. Eğer bu fırsatı kullanırsa, eğer değiştiğini kanıtlarsa, eğer bu kardeşlik, kapsayıcılık söylemlerinde samimiyse biz de ona olumlu adım atarız. Ama eğer değilse de karşı karşıya geliriz” cevabını verdi.
Müslim, Suriye’de başlayan geçiş sürecinde nasıl bir rol üstlenmeyi hedefledikleri konusunda ise geçmişteki Birleşmiş Milletler (BM) nezdindeki Cenevre görüşmelerine PYD’nin davet edilmediğini hatırlattı ve “bunun bir hata olduğunu” söyledi:
“Herkes 2254’ten (BM Güvenlik Konseyi’nin Suriye ile ilgili kararı) bahsediyordu. Şimdi tekrar o çabalardan bahsediliyor. Şimdi sen Kuzey Doğu Suriye’yi ihmal edemezsin. Onların temsilcileri var, burada özerk yönetim var, silahlı güçleri var. Eğer bir sorunu çözmek istiyorsan bütün tarafları bir masa etrafında toplarsın. Çözümü düşünen güçler, uluslararası güçler, Birleşmiş Milletler, diğer ülkeler, hegemon güçler eğer gerçekten çözüm istiyorlarsa o zaman hepimizin bir masada olması gerekiyor.”
‘İLHAM AHMED ANKARA’YA GİDERSE MEMNUN OLURUM’
Müslim, Türkiye’de hükümetin PYD’nin Suriye’nin kuzeyindeki alanda bağımsız bir devlet kurma hedefiyle hareket ettiği görüşüne ise karşı çıktı ve “Bizden başka kimsenin birlik projesi yok. Bizim yol haritamız var. Şimdiye kadar bizlerden tek bir kişi çıkıp da biz ayrı bir şey kurmak istiyoruz demedi. Hâlâ da sözümü tutuyoruz” dedi.
“PYD’nin Türkiye ile son dönemde doğrudan veya dolaylı bir iletişimi oldu mu?” sorusuna da “Hayır” yanıtını veren Müslim, “Çünkü Türkiye istemiyor. Türkiye ile bir iletişim kanalı girişimi benim bilgim dahilinde değil ama bazıları dolaylı olarak yani arabulucularla bazı haberler yollanıyor dedi. Ama nasıl olduğunu bilmiyorum” diye devam etti.
Müslim, “Ankara ile iletişim mümkün mü?” sorusuna ise “Türkiye isterse biz varız. KDSÖY de söyledi biz de söylüyoruz. İlk adımlar atıldıktan sonra, iyi niyet olduktan neden olmasın? Türkiye istese, kabul etse, biz varız. İlham Ahmed (SDG Dış İlişkiler Sorumlusu) Ankara’ya giderse memnun olurum. Geçmişte de gitmişti.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***