HABER MERKEZİ – İHD, sağlık durumları kötüye giden hasta tutsaklar Mehmet Okur ile Hayati Deniz Kaytan’ın tahliye edilmesi çağrısı yaptı.
İnsan Hakları Derneği (İHD), hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek amacıyla İzmir, Ankara ve İstanbul’da açıklama yaptı. Bu haftaki eylemlerde…
İZMİR
İHD İzmir Şubesi, Konak’ta bulunan eski Sümerbank önünde açıklama yaptı. “Hasta mahpuslar ölüyor. Susma, suça ortak olma” pankartının açıldığı açıklamaya çok sayıda kişi katıldı. İHD İzmir Şube yöneticilerinden Gülay Gün Bilici, “Mahpuslara yaklaşımlar onuru kırıcı, aşağılayıcı ve yok edici bir şekilde olamaz. Hasta mahpusların sağlıklarından devlet sorumludur. Hapishaneler gittikçe bireyin yalnızlaştırıldığı, diğer mahpuslarla görüştürülmediği, güneşi görmeyen, ses yalıtımlarının uygulandığı, doğadan ve insandan tecrit edildiği alanlara dönüştürülmektedir. Bu durum son günlerde Suriye’den ekranlara yansıtılan görüntülerden çok farklı değildir. Bazı hapishanelerdeki aşırı yoğunluğu da eklersek hastalıkların kronikleşmesine, mahpusun psikolojik ve biyolojik sağlığında geri dönüşümü olmayan bir noktaya varmasına neden olmaktadır” dedi.
Gülay Gün Bilici, tutsaklara çıplak arama dayatıldığına işaret ederek, “Bu uygulamalara itiraz eden mahpuslar jandarma tarafından tedaviye götürülmemektedir. Zamanında tedavisi yapılmayan hastalıklar ise kronikleşmektedir. Ülkemizde yüzlerce ağır hasta mahpus vardır” diye kaydetti.
İSTANBUL
İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, her hafta düzenledikleri “F Oturması” eyleminin 664’üncüsünü Beyoğlu’nda bulunan şube binası önünde gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde Kocaeli Kandıra 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde bulunan ağır hasta tutsak Mehmet Okur’un sağlık durumu paylaşılarak serbest bırakılması çağrısı yapıldı. Eylemde “Mehmet Okur serbest bırakılsın” ve “Tedavi haktır engellenemez” yazılı pankartlar açılırken hasta tutsakların fotoğraflarının olduğu dövizler taşındı. Eylemde sık sık “Tedavi haktır engellenemez”, “Tecrit öldürür dayanışma yaşatır”, “Mehmet Okur serbest bırakılsın” sloganları atıldı.
İHD Hapishane Komisyonu üyesi Mehmet Acettin, 29 yıldır cezaevinde bulunan Okur’un, mesane kanseri, KOAH ve bel fıtığı hastası olduğunu belirterek, “Sürekli ağrı çekmekte, desteksiz ayakta durmakta zorlanmakta, işitme kaybı nedeniyle cihaz kullanmakta, böbrek ve akciğerde tespit edilen kistlerin alınması için ameliyat edilmesi, zaman geçirilmeksizin teşhis ve tedavi sürecine alınması gerekmektedir” diye konuştu.
Okur’un cezaevi koşullarında tedavisinin mümkün olmadığını dile getiren Acettin, “Avukatı tarafından verilen bilgiye göre; Okur’un cezasının infazı 10 ay sonra tamamlanmış olacak. Ancak yüzlerce mahpus gibi Mehmet Okur’un da İdare ve Gözlem Kurulu’nun iyi hal değerlendirme raporu ile tahliyesinin ertelenmesi ihtimali endişe yaratmaktadır” dedi. Okur’un tedavisinin tamamlanması için infazının ertelenebileceğini belirten Acettin, devletin tutsakların sağlık ve yaşam haklarını koruma zorunluluğu olduğunu hatırlattı.
Acettin, “Hasta ve engelli tutsak Mehmet Okur ve tüm hasta tutsakların serbest bırakılarak sağlık ve yaşam haklarının korunması için yetkilileri göreve, kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyoruz” dedi.
ANKARA
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, eylemlerinin 536’ncı haftasında Sakarya Caddesi’nde açıklama yaptı. Bu haftaki eylemde Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Hayati Deniz Kaytan’ın durumuna dikkat çekildi.
İHD Ankara Şube Eşbaşkanı Ömer Faruk Yazmacı, Hayati Deniz Kaytan’ın beynindeki tümör nedeniyle ameliyat olduğunu, sağ elinin sakat ve büyük oranda kullanamadığını, sol omuzunda ise kurşun yarasından kaynaklı sorunlar yaşadığını kaydetti.
Yazmacı, Kaytan’ın hastalıklarına dair şu bilgileri paylaştı: “Kar yanığından sol-sağ ayak parmakları kesiktir. Sağlık raporlarına göre el ve ayaklarından kaynaklı olarak yüzde 60 engelli raporuna sahiptir. 2009 yılında Ankara’da beyin tümörü ameliyatı geçirmiş, ameliyat sonrası kalan tümör artığı 28 seans ile kurutulmuş, 2009’dan bu yana hastalığı ile ilgili kontrol ve tıbbi takibi devam ettirmeye çalışmaktadır. Beyin ameliyatı sonrası epilepsi hastalığı oluşmuş. Son yaşadığı epileptik krizde çok büyük bir güç ile boynunun çevrildiği hissini yaşamış, boynunun 4 omurunda fıtık olmasından kaynaklı olarak boynu incinmiştir. Epileptik kriz nedeniyle karantinada iken Ankara’ya sevki yapılmış ve burada tümör dokusunun iyi huylu olduğu, şu anda bir kanser riski taşımadığı, bu dokunun sinirlerin yoğun olduğu yüz bölgesinde bulunmasından dolayı ameliyatın riskli olduğu, altı ayda bir kontrollerinin yapılacağı, doku büyürse ameliyat edilebileceği söylenmiştir.
Sağ kulak altı çene arkası tükürük bezi içerisinde tümör bulunmakta ve bu tümörler nedeniyle kontrollerine periyodik olarak devam edilmekte ve tümörün büyümesi halinde ameliyat olması gerekmektedir. Boyun ve bel fıtığı rahatsızlığı da bulunmakta ve kronik farenjit hastasıdır. Yoğun ilaç kullanma nedeniyle mide rahatsızlığı meydana gelmiş, mide koruyucu ilaç kullanmadığında sancı ve ağrıların katlanılmaz boyuta ulaşmıştır.
Hapishanede son 10 yılda kendisini en çok zorlayan durum sol ayağı için ortopedik tabanlık yaptırılmamasıdır. Yıllardır sol ayağı nedeniyle adeta işkence çekmekte, Bolu’da bu sorunu çözme olanağı olmadığı için büyük şehirde ayak tabanı için doku nakli ya da kök hücre tedavisi olma talebi vardır. 2024 yılı Ocak ayından bu yana doku nakli tedavisi olmak için sağlık kurulu raporu alarak sevk talebinde bulunup kalıcı tedavi olmak için en son Bolu Tıp Fakültesine sevki yapıldı ancak tedavi noktasında hep bir engelle karşılaşmaktadır.”
Yazmacı, Kaytan’ın yaşam hakkının korunmasını ve iyileşinceye kadar infazının ertelenmesi çağrısı yaptı.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***