CHP Gençlik Kolları, Gençlik ve Spor Bakanlığı önünde yaptığı açıklamada, bakanlığın 2025 yılı bütçesine tepki gösterdi. Genel Başkan Yardımcısı Sevgi Kılıç, “Biz gençler, sosyal krizin en sert etkisini yaşıyoruz. Bu yılki bütçe, asla ders almadıklarını ve hiçbir soruna çare üretmediklerini kanıtlıyor. AK Parti hükümetine, Bakanlığa sesleniyorum; gelin, hizmet etmeyi bizden öğrenin. Bakanlık bir heyet kursun, biz onları belediyelerimizde gezdirelim” dedi. Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın ise “Kasımpaşa’da simit satarken Cumhurbaşkanı olabilmiş Erdoğan, Rizeli köylü ailenin oğlu olarak doğup Gençlik ve Spor Bakanı olan Osman Bak siz geldiğiniz yeri nasıl, ne çabuk unuttunuz” diye konuştu.
CHP Gençlik ve Spor Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sevgi Kılıç ve Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın ile CHP Gençlik Kolları üyeleri, Gençlik ve Spor Bakanlığı önünde basın açıklaması yaptı. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesine tepki gösteren Kılıç, şöyle konuştu:
“Burada, yetkililere görevlerini hatırlatma, onları ihtar etme amacıyla bulunuyoruz. Bugün bir genç kadın kardeşimiz ne yazık ki hayatına son verdi. Ailesinin acısı çok büyük. Allah’tan ailesine sabır ve başsağlığı diliyoruz. Son yıllarda KYK yurtları intiharlarla anılır oldu. Bu konuyla ilgili hem Meclis’te bir araştırma komisyonu kurulması, hem kurumların iç ve dış denetimi, hem de öğrenciler için daha çok psikososyal destek sağlanması için buradan çağrı yapıyoruz. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz denir. Bugün yaşadığımız tabloyu kısaca özetleyelim; söz verildiği halde mülakatlar kaldırılmıyor. Sınavlarda birinci olan gençler mülakatta eleniyor.
“Doymak bilmeyen yandaşlık yüzünden, ülkenin gençliği evinden dışarı çıkamıyor”
Pırıl pırıl başarılı gençler, torpili olmadığı için işsiz kalıyor, depresyona giriyor. Gençler torpil olmadan iş bulamayacağına inanıyor. Umudunu tükettiğiniz gençler, çözümü yurt dışında aramak zorunda kalıyor. Ülkemizin yetiştirdiği en yetenekli gençler, ülkesine hizmet edemediği için başka ülkelere gidiyor. Beyin gücümüz olan gençler, beyin göçümüz oluyor. Bugün Türkiye’de dört gençten biri işsiz. Dört gençten üçü torpil olmadan iş bulamam diyor. Ne demiştik? Ayinesi iştir kişinin. Bu iktidarın yaptığı iş, torpil düzeni kurmaktır. Yandaş kayırmaktır, hak yemektir. Bugün ev genci diye bir derdimiz var. Gençlerimiz ne eğitimde, ne istihdamda. 30 yaş altındaki her yüz gençten 27’si bu durumda. Bu sorun her geçen gün büyüyor. İmkansızlık, olanaksızlık ve tüm kaynakları kendine isteyen, doymak bilmeyen yandaşlık yüzünden, ülkenin gençliği evinden dışarı çıkamıyor.
“Bir öğrenciye verdikleri bursu, saray 12 saniyede harcıyor”
Milyonların hayatı, en genç çağlarında karartılıyor. Gençler, bizzat AKP eliyle umutsuzluğa sürükleniyor. Ne demiştik? Ayinesi iştir kişinin. Bu iktidar, gencine eğitim ve iş olanağı sağlamayan iktidardır. Bu iktidarın işi, her şeyi yandaşına verip, halkın evlatlarının umudunu çalmaktır.
Peki üniversiteler ne durumda? Aylık öğrencilere verilen kredi ve burs 3 bin TL olarak açıklandı. Verdikleri burs miktarıyla, öğrenci nasıl geçinsin? Bir öğrenciye verdikleri bursu, saray 12 saniyede harcıyor. Dakikada beş öğrencinin bursunu harcıyorlar. Bu aslında paran yoksa okuma demektir. Parlak gençlerimiz parasızlık yüzünden okullarını yarım bırakıyor. Ne demiştik? Ayinesi iştir kişinin. Bu iktidarın yaptığı iş, milyonlarca gencin eğitim hakkını elinden almaktır. Üniversitelerin kapısını gençlere kapatmaktır. Yurtların hali harap. Arkadaşlarımız 6 kişi, 8 kişi bir odada kalıyor. Resmen hapishane koğuşu. Bakımsızlık nedeniyle harap durumda, öğrencilerin hayatını tehdit eden yurtlarla ilgili, her gün yeni bir skandal ortaya çıkıyor. Bu iktidar, gençlere doğru düzgün barınmayı bile çok gören, gençlere kıymet vermeyenlerin iktidarıdır. Ve herkesin bilip, kimsenin konuşmadığı büyük sorunumuz. Bağımlılık. Ortada iş imkanı, eğitim olanakları olmayınca, boşluğa düşen gençlerimiz, başta madde kullanımı olmak üzere türlü bağımlılığın pençesine düşüyor.
“Uyuşturucu ile mücadeleye, üç makam arabası parası ayırmışlar”
Peki bütçede, ne kadar ayırdılar biliyor musunuz, bağımlılıkla mücadeleye? 48 milyon TL. Bakanlık bütçesinin, sadece binde ikisi. Ülke gençliğinin en büyük sorunu olan, uyuşturucu ile mücadeleye, üç makam arabası parası ayırmışlar. Bizim polisimiz zehir tacirleriyle savaşırken, canı pahasına mafyalarla mücadele ederken, gençleri koruması gereken bakanlık işini yapmıyor. Yapılan işler belli, tablo ortada, herkes biliyor, herkes görüyor. Biz gençler, sosyal krizin en sert etkisini yaşıyoruz. Gençlerimizin yaşadığı bunalımdan, bizzat bu iktidar ve onun bakanlığı sorumludur. Bu yılki bütçe, asla ders almadıklarını ve hiçbir soruna çare üretmediklerini kanıtlıyor. Biz gençler, çok daha iyisini hak ediyoruz.
Bizim gençliğimiz fırsat bulduğunda harikalar yaratır. Bizim gençliğimiz yaratıcı ve üretken, yeter ki önü açılsın. Bizler, CHP olarak, gençlerin yanındayız. Belediyelerimizde istihdam merkezlerimiz, liyakat esasıyla, on binlerce istihdam köprüsü kuruyor. İki kişilik yaşanabilir ve güvenli yurtlar açıyoruz. Lokantasından kütüphanesine, tüm sosyal destekler ile öğrencilerin elinden tutuyoruz. Eskiden iki üç kişiye verilen bursları, şimdi yüz binlerce öğrenciye veriyoruz. Uyuşturucuyla mücadele için merkezler açıyoruz. Gençlerimizi evlerden dışarı çıkarmak için sosyal kültürel etkinlikler ve spor faaliyetleri ile mahallelerimize, her sokağımıza dokunuyoruz. Derdimiz laf dalaşına girmek değil, dertleri çözmek. Siz de hizmet düşmanlığını bırakın. Gençlerin derdi başka sizin derdiniz başka. Ama ne yaparsanız yapın nafile. Ne davayla ne hacizle belediyelerimizin hizmetlerini durduramazlar.
“AK Parti hükümetine, Bakanlığa sesleniyorum; gelin, hizmet etmeyi bizden öğrenin”
AK Parti hükümetine, Bakanlığa sesleniyorum; gelin, hizmet etmeyi bizden öğrenin. Bakanlık bir heyet kursun, biz onları belediyelerimizde gezdirelim. Gelsin yurt nasıl açılır, bağımlılıkla nasıl mücadele edilir, burs nasıl verilir, sosyal destek nasıl sağlanır gösterelim. Biz kaynağı az, fakir bir ülke değiliz. Varlık içinde yokluk çekmeyi kabul etmemizi, kimse bizden beklemesin. Türkiye’miz, çok daha iyisini hak ediyor. Gençler, çok daha iyisini hak ediyor. Çok yakında bu bakanlık koltuklarında, genç bakanlar olacak. Bu bakanlığın bütçesini, gençlerin ihtiyaçlarını görenler yapacak. 31 Mart sonrası, kazandığımız şehirlerde çok şey değişti. Bu çaresizlik tablosundan da ülkemizi yine biz çekip çıkartacağız. Umudu yeşertecek, yanlışlara dur diyeceğiz, doğrusunu söyleyecek, doğrusunu yapacağız. Bunu, heyecanı yüksek genç kadrolarımızla, dinamik siyasetle yapacağız. Bunu, gençlerle birlikte başaracağız.”
Cem Aydın: “100 TL’ye bir öğün yemek yenir mi?”
Öğrencilere verilen burs ve kredinin günlük 100 TL’ye geldiğini vurgulayan Cem Aydın ise şunları söyledi:
“Bugün sırça köşklerinde halktan bihaber olanlara, öğrencilerin sesini taşımaya geldik. Uzun, süslü açıklamalarına, boş lakırdılarına bakmayın. Lafı eveleyip geveleyerek başarı hikayesi yazmaya çalışmalarına aldırmayın. Size şimdi Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın günün sonunda yarattığı tabloyu basitçe anlatacağım. Bakın. 100 TL. Bir üniversite öğrencisine verilen burs ve kredi günlük 100 TL. 100 TL’ye bir öğün yemek yenir mi? Yenmez. Tavuk döner bile alamazsınız. 100 TL’ye sinema, konser bileti alınır mı? Alamazsınız. Patlamış mısır bile alamazsınız. 100 TL’ye arkadaşlarınla oturup bir kahve içemezsin. 100 TL’ye 150 sayfalık bir kitap dahi alamazsın. 100 TL’ye üstüne bir gömlek alamazsın. 100 TL’ye internet paketi alamazsın, telefon faturanı ödeyemezsin. 100 TL’ye şampuan alamazsın. 100 TL’ye kadınsanız, sağlığınız için gerekli olan hijyenik ürünleri alamaz. Yani, günlük 100 TL’ye hayatta kalamazsınız.
“22 yıllık AKP iktidarının yarattığı ve ülkemize bıraktığı enkaz budur”
Burs ve kredi ne demekti? Ailesinin durumu olmayan, zengin olmayan gençler de okusun demekti. Cumhuriyetimiz kurulduğu günden bu yana, halkın evlatlarını okutma gayreti içindeydi. Devletin yatılı okullarında nice yoksul aile çocuğu bilim insanı olarak çıktı. Cumhuriyet, Anadolulu çiftçi ailenin evladından Nobel ödüllü Aziz Sancar yetiştirme fikriydi. Biz Cumhuriyet sayesinde doktorlar, mühendisler, avukatlar yetiştirdik.
Peki bugün? Bugün bize ne diyorlar? Paran yoksa okuma, ailen zengin değilse okuma. Sadece belli bir kesim üniversiteye gitsin. Acı olan şudur; dün okuma yazma bilmeyen ailelerin evlatları öğretmen oluyordu. Bugün öğretmen bir ailenin çocuğu üniversiteyi parasızlıktan bırakıyor.
Cumhuriyet tarihinde ilk defa, bir jenerasyon kendi ailesinden daha kötü şartlarda yaşıyor. Cumhuriyet tarihinde ilk defa, anne babasının gerisine düşen bir nesil yetişiyor. 22 yıllık AKP iktidarının yarattığı ve ülkemize bıraktığı enkaz budur. Kasımpaşa’da simit satarken Cumhurbaşkanı olabilmiş Erdoğan, Gercüşlü Türkçe bilmeyen çiftçi ailenin oğlu olarak doğup Maliye bakanı olan Mehmet Şimşek, Rizeli köylü ailenin oğlu olarak doğup Gençlik ve Spor Bakanı olan Osman Bak sizi bu Cumhuriyet aldı, büyük yerlere gitti. Makam sahibi yaptı. Siz Atatürk’ün kurduğu, kimsesizlerin kimsesi Cumhuriyet sayesinde şimdi olduğunuz yere geldiniz. Cumhuriyet size, yoksulsunuz diye başınızın çaresine bakın demedi. Siz geldiğiniz yerleri nasıl, ne çabuk unuttunuz?
“Boynu bükülen, iç çeken, içine kapanan her gencin hayallerinin yitip gitmesinden siz sorumlusunuz”
Mardinli köylü ailenin evladı, İstanbullu işçi ailenin evladı, Ankaralı memur ailenin evladı sizin düzeninizde ya okula gidemiyor, ya okulunu bırakıyor. Canına dişine takıp bu memleket için üreten işçinin çocuğuna üniversite okumayı çok görüyorsunuz. İşçisin sen işçi kal, ailen yoksulsa sen de yoksul ol diyorsunuz. Cumhuriyetten alacağınızı aldınız, vermeniz gerekeni vermiyorsunuz. Sadaka gibi dağıttınız, harçlık diye verdiğiniz günlük 100 TL’yi değil, biz burada, üniversitelilerin hakkını istiyoruz, bu ülke gençliğine borcunuzu layığıyla ödeyin diyoruz. Vatandaşına insan gibi davranan, haysiyetini kırmayan, okumak isteyene imkan sağlayan, öğrencisine sahip çıkan güçlü sosyal devlet istiyoruz. Milyonlarca öğrencinin eğitim hakkını istiyoruz. Kaygı, geleceksizlik ve geçim derdi içinde umutlarını yitiren Türk gençliğinin anasının ak sütü gibi helal olan hakkını istiyoruz. Biz sizinle pazarlık etmiyoruz, gençlerin ağzına bir parmak bal çalıp susturamazsınız. Siz bir neslin hakkını, geleceğini, umutlarını gasp ettiniz. Gençler eline kalem almak isterken, meslek sahibi olmak isterken, sizin yüzünüzden çetelerin eline düşüyor. İşsizlik yüzünden bunalıma giriyor. Hayatını kuramayan her gencin gözyaşında ülkeyi yönetenlerin vebali var. Boynu bükülen, iç çeken, içine kapanan her gencin hayallerinin yitip gitmesinden siz sorumlusunuz.
“Geleceğimizi de ülkemizi de biz kazanacağız”
Biz gençleri küçük gören onlara dalga geçer gibi sadakasına müjde diyen kibiri reddediyoruz. Saygı bekliyoruz, saygın hayatlar kurma hakkı, hayal kurma hakkını istiyoruz. Milyonlarca gencin insanca yaşamak için “umut hakkını” yeniden vermenizi istiyoruz. Dün size sağlanan olanakları, bugün sizden sonrakilere sağlamanızı bekliyoruz. Bizi yokluğa, yoksulluğa ve çaresizliğe sürüklemelerine izin vermeyin. Evlere tıkılmış, ülkesine küsmüş, umudu unutmuş, kaygılara boğulmuş olmak bize yakışmaz. Okulunuzu bırakmayın, eğitime ve ülkeye küsmeyin.
Bu zorbalık ve haksızlık düzenini elbette yeneceğiz. Elbette, gelişmiş ülkelerdeki akranlarımızla aynı şartlara kavuşacağız. Elbette, emeklerimizin karşılığını alacağız. Elbette, hakkımızı alacağız, hak ettiğimiz gibi yaşayacağız. Bugün bize günde 100 lirayı reva görenleri de unutmayacağız. Bize değer vermeyenleri göndereceğiz, kurtulacağız. CHP Gençlik Kolları, partimizin yeni döneminde, gençleşen kadrolarıyla, siyasette gençliğin sesini siyasete daha fazla taşıyacak. Mecliste gençlerin dertleri konuşulacak. Kamuoyunda gençlerin ihtiyaçları duyulacak.
Öğrencilerin güzel eğitim alması için tüm gücümüzle basınç yapacağız. Belediyelerimiz ile öğrencilerin hayatına bir ferah nefes, muhalefetimizle onlara bir kuvvetli ses olacağız. Bu günleri aşacağız, umudumuzu diri tutacağız, Türkiye’ye umut olacağız. Geleceğimizi de ülkemizi de biz kazanacağız.” (ANKA)