Tutuklanan ve yerine kayyum atanan CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, kendisine yönelik suçlamalar için “Bir delinin kuyuya attığı taşı kırk akıllı çıkarmaya çalışıyoruz. Ama gel gör ki bu meselelerde dert anlatmak çok da mümkün olamıyor” dedi.
Gazete Duvar’dan Furkan Karabay’ın sorularını yanıtlayan Özer kendisini ‘siyasi tutsak’ olarak gördüğünü söyledi.
“İMRALI’DAKİ GÖRÜŞMELERDE BENİMLE İLETİŞİME GEÇİLMEDİ”
Tutuklamaya sevk yazısında Abdullah Öcalan’ın kendisinden bahsetmesi örgüt üyeliğine delil gösterilen Ahmet Özer, İmralı’daki görüşmelere dair “Hiç kimse benimle iletişime geçmedi. Hiçbir katkım da olmadı” dedi.
Özer ayrıca “Ekrem İmamoğlu beni ziyaret etmek için Adalet Bakanlığı’na başvurmuş. Ona izin verilmesi halinde görüşme imkanı elde etmek beni ziyadesiyle mutlu edecektir” ifadesini kullandı.
Özer’in verdiği yanıtlar şöyle:
“Ben Esenyurt’a hizmet etmek için aday oldum ve halkın iradesiyle iş başı yaptım. Bu süreçte beni eleştirenler dahi hep çok çalışmama vurgu yaptılar. 5 yıla yayılabilecek işleri 1 yılda tamamlama, hep daha fazla hizmet üretme gayesiyle hareket ettim. Nitekim 7 ay gibi kısa bir sürede Esenyurt’ta büyük işlere ve projelere imza attık ve yıllardır kördüğüm hale gelmiş problemleri çözümledik. İnsanüstü gayretle çalışmaktan başka hiçbir şey yapmadım. Haksız bir uygulama ile Esenyurt Belediye Başkanlığı görevinden alındım, yine hukuksuz şekilde cezaevindeyim. Bu sadece beni değil, bana oy veren tüm Esenyurtluları cezalandırmak anlamı taşıyor.”
Özer’in tutuklanma gerekçeleri arasında yer alan “İmralı tutanaklarında Öcalan ile görüşme yapıldığı sırada ismininin geçmesine dair ise şunları söyledi:
“Bu konuda inanın bana bir şey bilmiyorum. İsmimi kim söylemiş, ne demiş, neden demiş hiçbir fikrim yok. Buna dair bir evrak, belge konulmadı hiç önüme. Buna ilişkin resmi bir tutanak var mıdır, ondan da haberdar değilim. Bir delinin kuyuya attığı taşı kırk akıllı çıkarmaya çalışıyoruz. Ama gel gör ki bu meselelerde dert anlatmak çok da mümkün olamıyor.”
Özer, “İmralı’da devlet kontrolündeki görüşmelerin yapıldığı günlerde sizinle iletişime geçildi mi, süreçte katkılarınız oldu mu?” sorusuna ise “Hayır, hiç kimse benimle iletişime geçmedi. Hiçbir katkım da olmadı” şeklinde yanıt verdi.
“KENDİMİ SİYASİ TUTSAK GÖRÜYORUM”
“Kendimi ‘siyasi tutsak’ olarak görüyorum” diyen Ahmet Özer, “Ancak siyasi tutsaklık geçicidir. Gün gelir, hak yerini bulur, adalet sağlanır biz de halka hizmete geri döneriz. O günler çok uzak değil çünkü bu davanın halk nazarında bir meşruiyet temeli olduğuna inanmıyorum” ifadelerini kullandı.
Özer, şunları kaydetti:
“Ben Esenyurt’un seçilmiş belediye başkanıyım. Her kesimden oy aldım. Sadece CHP ve DEM Parti tabanından değil, iktidarın icraatlarından rahatsız olan AK Parti seçmeni de bana oy verdi. Bu çok değerli bir şey benim için. Onlar benim mensubu olduğum parti kadar, benim siyasi ve akademik saygınlığımdan yana da oy kullandılar. Seçildiğim günden görevden alındığım güne kadar tek yaptığım şey, gece gündüz demeden bazen günde 18 saat olmak üzere çalışmak oldu. Bunun toplumdaki karşılığını fazlasıyla hissediyorduk. Göreve geldikten sonra israfa da son verdik. Geçmişte milyar TL’ler harcanan israf projelerini de durdurduk. Tüm bunlar birilerini rahatsız etti. Kendimi ‘siyasi tutsak’ olarak görüyorum. Ancak siyasi tutsaklık geçicidir. Gün gelir, hak yerini bulur, adalet sağlanır biz de halka hizmete geri döneriz. O günler çok uzak değil çünkü bu davanın halk nazarında bir meşruiyet temeli olduğuna inanmıyorum.”
Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atanmasına dair de konuşan Özer, şunları dile getirdi:
“Cezaevinden bunları doğrudan takip etmek mümkün olmuyor elbet. Başkan vekilliğine atanan kayyım, Belediye Meclisini de toplamadığı için oradaki meclis üyesi arkadaşlarımız da denetim görevlerini yerine getiremiyorlar. Konunun parti yönetiminin takibi altında olduğunu biliyorum. Beni ziyarete gelen milletvekilleri tarafından kayyımın, başta müdür atamalarıyla olmak üzere AK Parti’ye yakın isimleri bu görevlere getirdiğini, önceki dönem başlanan ve bizlerin ‘israf projeleri’ olarak değerlendirip durdurduğumuz bazı çalışmaları yeniden başlattığını duyuyorum. Bunu zaman zaman gazetelerden de okuyorum. Ayrıca bizim açılışa hazır hale getirdiğimiz projeleri sanki kendisi yapmış gibi ‘Yakında açıyoruz’ tweetleri atarak duyuruyor. Örneğin bize bu siyasi operasyon yapılmasaydı 7 Kasım 2024 de Sayın Ekrem İmamoğlu ile birlikte açılışını yapacağımız ‘Emekli Evi’ gibi.. Bunun ahlaken savunulacak bir yanı olamaz. Ayrıca kayyım İBB’den, hizmette kullanılacak bir kaynağın, insan kaynaklarına aktarılmasını da talep etmiş. Yılın son ayında yapılmak istenen ve neredeyse Esenyurt bütçesinin 1/10’una denk gelen bu bütçe aktarımı ile ne amaçlanmak isteniyor sorguluyorum tabii.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***