Özgür Özel nereye koşuyor?

NECİP F. BAHADIR | YORUM

Özgür Özel, CHP Genel Başkanlığı koltuğuna ‘emanetçi’ olarak oturdu. Koltuğun asıl sahibi Ekrem İmamoğlu. Yoksa ne kongre kazanacak gücü ne de partiyi yönetecek kabiliyeti var. Kendisi de bunun farkında… Farkında ama ‘koltuk’ adamı bozar. ‘Ne oldum delisi’ yapar. Özel’in de başını döndürdü. Ne yaptığının ne söylediğinin farkında değil.

Sık sık ‘Acaba şartlar değişir de burada kalıcı olabilir miyim’ diye düşündüğünü sanıyorum. Haksız da sayılmaz. Şartlar değişkendir, Süleyman Demirel’in dediği gibi, “Türk siyasetinde 24 saat bile uzun süredir.” ve “Dün dündür, bugün bugündür.”

Ekrem İmamoğlu ‘siyasi yasak riskiyle’ karşı karşıya. Bu bile Özel’in zihnini bulandırmaya yeter.

Ben ilk günden beri Özgür Özel’e şans verilmesi taraftarıyım. Sert eleştiriyi hak eden açıklama ve davranışları karşısında insaflı olmaya, dilimi ve üslubu yumuşatmaya çalıştım. 31 Mart zaferindeki payı inkar edilemez. İmamoğlu ve Yavaş’ın da… Zaferin sahibi bir kişi değil, hisse sahibi çok.

Özgür Özel belki ‘emanetçi’ olduğundan, belki de yetersizliğinden 31 Mart’ın açtığı yoldan yürüyemedi. Sürekli patinaj yaptı, yerinde saydı. Oysa bu yolun sonu iktidara çıkacaktı. Anlaşılamaz biçimde ‘Erdoğan’ın gölgesine’ girdi. Görüşmeyi kastetmiyorum, elbette iktidar ve muhalefet bir araya gelir, oturur konuşur. Bu gayet doğal.

Birinci parti olmak yetmez!

Birisi Özel’e hatırlatsa… Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak için ‘birinci parti olmak’ yetmez. Yüzde 51’i bulmak gerekir. Her gün, “31 Mart’ta birinci olduk, anketlerde yerimizi koruyoruz!” türü açıklamalar, kendini tatminden başka bir şey değil. ‘Görmemişin birinciliği olmuş…’ misali.

Bugün Türkiye’de yakıcı bir ‘muhalefet sorunu’ var. Kararsızların oranı hiç bu kadar yüksek olmamıştı. Son anketlere ‘Kararsızlar’ın oranı yüzde 24 civarında! ‘Kararsızlar’ birinci parti! AKP iktidarına sokaklarda, meydanlarda itiraz ve muhalefet, siyasetten daha ileri düzeyde. Özgür Özel’e düşen ‘toplumsal muhalefeti’ büyütmek ve onun rüzgarıyla iktidar değişimini sağlamak. Sokak Erdoğan’ın biletini kesti, iktidar değişimi istiyor.

AKP iktidarı her alanda dökülüyor. Bütün politikaları dibe vurmuş durumda. Ekonomiden, dış politikaya, sağlıktan, adalete kadar hemen her saha muhalefet için büyük imkan ve fırsat sunuyor. Mahkeme salonlarından, hapishane hücrelerden yükselen ‘adalet çığlıkları’ arşa yükseldi. Sol değerlerin yıldızını parlatmak için bundan daha iyi siyasi iklim olabilir mi? Yoksulluk desen diz boyu, adaletsizlik hiç görülmediği kadar, dış politika tam bir bozgun…

Erdoğan’ın gölgesinde siyaset yapmak!

Bu perişanlık karşısında Özgür Özel’in CHP’si ‘sanki kumda oynuyor’. Erdoğan’ın gölgesinde ot bitmeyeceğini AKP tabanı anladı, Özel anlayamadı. Erdoğan gölgesi altında siyaset yapmak de nedir yahu?

Selefi Kemal Kılıçdaroğlu’nu bile çıldırttı. Değişimin önünü açan Kılıçdaroğlu… Ekrem İmamoğlu’nu bulup çıkaran o, Mansur Yavaş’ı parti içinden yükselen itirazlara rağmen aday yapan o. Özel’in Kılıçdaroğlu’na haksızlık yaptığını düşünüyorum. Harika bir tespitle, “Kemal Kılıçdaroğlu doğum yaparken ölen anne gibi…” Ama yeniyi doğurdu. İşte o yeni CHP’yi birinci parti yaptı.

Evet, sözün geleceği yer, MİT brifingi… İstihbarat teşkilatı önce AKP’yi brife etti. Sonra sıra CHP’ye geldi. Normal şartlarda iktidar namzedi bir partinin devlet kurumlarından bilgi alışverişi yapması gayet doğal. Buna MİT de dahil… Ama ‘normal’ şartlarda! Erdoğan’ın son 10 yıllık iktidarında ‘normal şartlar’ hüküm sürmüyor ki… Adı konmamış ‘sıkıyönetim’ ve ‘olağanüstü hal’ var.

Yoksa YSK’ye eleştiren tweet attığı için bir insan (Nasuh Mahruki) tutuklanır mı? Buna ancak eski BAAS ve komünist rejimlerinde rastlanırdı. O rejimler tarih sahnesinden silindi. Ama Türkiye’de Erdoğan iktidarında tekrar dirildi. BAAS’ın da Nazizmin de, komünizmin de ruhunu AKP yaşatıyor. Bu tablonun en üstteki sorumlusu Erdoğan görünse de istihbarat ‘suç ve günah ortaklarından’ biri. Bugün devletin değil, Erdoğan’ın kurumları var. Devlet sizlere ömür, kurumlar yerle yeksan. Anayasa, yasa ve mevzuat sadece muhalifleri sindirmek ve hapsetmek için var. Her şey ‘majestelerinin’ keyfine göre…

Ana muhalefet partisi MİT’le çalışmaya başlarsa…

Özgür Özel, MİT brifinginden çok memnun. Şu cümlesi yüz karası olarak tarihe not düşüldü. İleride asla hatırlamak istemeyecek. Fakat ağızdan çıktı bir kere. Normal zamanlarda bu cümlenin sahibi bırakın siyaset yapmayı insan içine çıkamaz. Hele sol kesimde bu cümleyi anlayışla karşılayacak bir Allah’ın kulu bulunmaz. Cümle şu; “Üye alımları sırasında CHP’ye FETÖ veya diğer terör örgütleri sızmasın diye MİT’ten istihbarat desteği istedik. Onlar da büyük memnuniyetle buna yardımcı olabileceklerini söylediler…”

Özel’in yönetiminde CHP’ye üye olabilmek için önce ‘güvenlik soruşturmasından’, ‘temiz’ olarak çıkmanız gerekiyor. Şu an CHP’de siyaset yapan kaç kişinin sicili MİT’te temizdir? En başta Özgür Özel… Google’a ‘Özgür Özel ve FETÖ’ diye sorarsan karşına bir dizi haber çıkıyor. Kendisini Hürriyet’te yayınlanmış ‘FETÖ’nün parlattığı’ yazısı bile var.

O yazı MİT’in dosyasına girmemiş olabilir mi? Tweetleri var sonra… Tam MİT’lik… Manisa’da cemaate yapılan baskına ‘Mahdumlar Operasyonu’ diye tepki göstermiş. Sol gazeteye ‘Manisa’da Erdoğan gözaltıları’ diye demeç vermiş. Daha neler var neler… İşte bir tane daha; “Bu ne yaaa… Son GÜLEN, iyi GÜLER:))”

Bu kadarı bile Özel’i ‘F.cü’ yapmaya yeter. Bırakın fişlemeyi hapishaneye bile yollanır. Bugün zindanlarda çok daha hafif iddia ve ithamlarla insanlara yıllarca mahkumiyet cezaları veriliyor.

Fotoğraflı bir haber… Zaman Gazetesi’nde yayınlanmış. Kızıyla birlikte gülücükler saçıyor. Başlık; “CHP’li Vekil Özel tasarımda dünya dördüncüsü olan kızına ödülünü verdi.” İzmir Yamanlar Koleji’nin düzenlediği 7. Sanat, Eğitim, Tasarım Yarışması’nda Özgür Bey’in kızı İpek Özel ödüllendirilmiş. Bu fotoğraflı haber Özgür Özel’i ‘f.cü’ diye mahkum etmeye yeter de artar. MİT’teki ‘fişlemelerin’ ana kaynağı bu haberler.

İbretlik!

Bu yazıyı Özgür Özel’i MİT’e ihbar etmek için değil, olayın garabeti ve vehametini anlatmak için yazıyorum. Eğer, Kemal Kılıçdaroğlu MİT’ten bilgi ve destek isteseydi, Özgür Özel ne partinin sıradan düz bir üyesi olabilirdi ne de milletvekili… Parti yöneticiliğini, genel başkanlığı rüyasında göremezdi. Gerçek bu kadar çıplakken MİT’ten partiye üye kaydedeceği isimler için ‘temiz kağıdı’ istemesi hakikaten ibretlik. MHP bile yapmaz bunu. Bir sol parti lideri bu kadar ayağa düşebilir mi?

Yadırgadım ben ama tarihin hükmü çok daha ağır olacak. Sol kesim de bunu asla unutmaz ve gün gelir yüzüne çarpar. Özel de utançla hatırlar.

Özgür Özel gazetecilerle bir araya gelmiş, her soruya cevap vermiş. İki husus dikkatimi çekti. Bir cümlesi şu; “Erdoğan, Bahçeli ile ilgili meselede hala daha tedirgin bekliyor. Bahçeli’nin ortaya koyduğu mesele, çatışmalı sürecin bitmesi ve terörün bitmesine yönelik evrensel birikimlere uygun bir tutum değil. Bahçeli kamikaze gibi bodoslama geliyor…”

Evet, Erdoğan, Bahçeli’den tedirgin. Ve beklemede…

İktidara yalvararak erken seçim istenmez!

Diğeri ise erken seçimle ilgili… AKP ve Erdoğan’a ‘yalvarır’ gibi konuşmuş yine. Erken seçimin nasıl isteneceği örnekleriyle sabit. Toplumsal muhalefeti kullanarak iktidarı erken seçime zorlarsın. Rica etmezsin, yalvar yakar olmazsın…

Özel yakın tarihi de mi okumadı? Şu ifadelere bakın; “Ne kadar erken o kadar iyi. Aday Erdoğan olsun, başkası olsun ama seçim hemen olsun. Derhal seçim istiyoruz…”

Ne demek Erdoğan aday olsun? Anayasa’nın açık hükmü varken, bir daha aday olması mümkün değilken buna kapı aralamak da nereden çıktı? Anayasa hukukçularına da mı danışmaz insan? CHP’de bile sayısız hukukçu var. Onlardan görüş istese keşke. Ne hukuken ne siyaseten Erdoğan aday olabilir. Ve bu kırmızı çizgiyi çekecek olan ilk parti CHP iken Özgür Özel’in söylediklerine bak!

Özgür Özel, Majestelerinin ‘sevimli muhalifi’ olmanın peşinde ama buradan iktidar çıkmaz. İktidar toplumsal muhalefeti arkasına alarak büyük değişimi gerçekleştirmekle olur. Galiba İmamoğlu’nun emaneti bir an önce almasında yarar var.

Özgür Özel ‘resmen’ açıkladı; MİT’ten, CHP’ye üyelik başvurusu yapanların ‘fişlenmesini’ istemiş