Serbest Görüş Haber Merkezi
“Küresel savaş” vurgusu yapan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ukrayna’da ve Gazze’de devam eden savaşın “fay hatlarının derinleştiği”nin altını çizdi. Nükleer risk ihtimalini değerlendiren Bakan Fidan, “Açıkçası nükleer adı konuşulmaya başladığı andan itibaren nükleer risk oluşur. Bu bir şaka değil” dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir araya geldi.
Dış politikada yaşananları, olayların perde arkasını anlattı. Son dönemde konuşulan “Nükleer tehdit”in şaka olmadığına dikkati çekti. Ukrayna-Rusya savaşı, Gazze’deki soykırım, ABD başkanlık seçimi sonuçları ve Suriye’deki gelişmeler kuşkusuz ülkemizi de yakından ilgilendiriyor.
Suriye belirsizliği
Sözcü’den Saygı Öztürk’ün aktardığına göre, Fidan, ABD Başkanlığı’na seçilen Trump’la ilgili izlenimlerini “Belli konularda söylemi devam ettirip kritik konuları ilk başta biraz akışına bırakacağı yönünde. Çok fazla radikal karar almayabilir” sözleriyle anlattı.
Trump’un Suriye’de ne yapacağı konusunda şu an çok fazla emare olmadığını belirten Fidan, şunları söyledi:
“Ancak bugün ne yapabileceğine dair tahminler var. ABD, Suriye’de YPG/PKK ile iş birliği yaptığı sürece Türkiye ile ilgili stratejik sorun alanı devam edecektir. Bize düşen hem diplomatik hamlelerimizle hem sahadaki duruşumuzla bu konudaki tavrımızı net ortaya koymaktır. ABD, Trump döneminde Suriye’den çekilmeyi istedi ve denedi. Fakat ABD sistemi buna razı olmadı. Trump geçmişte yaşananlardan tabii ki ders almış olmalıdır. Nitekim şu anda, benzer hadiseleri bir daha yaşamamak için kendine daha sadık kadroları iş başına getirme arayışında olduğunu görüyoruz.”
“Her fırsattı ilettik”
“Suriye konusunda ABD’nin masasında şu anda DEAŞ ne olacak? Al Hol kampındakiler ne olacak? Bunlara yönelik ne yapılacak? Bir diğer husus İsrail’in bölgede girdiği aktif savaş kapsamında Suriye’nin durumu. ABD’nin Orta Doğu’daki en önemli varlık sebeplerinden biri İsrail’in güvenliği. Dolayısıyla, İsrail’in güvenliğiyle ilgili konularda Suriye’nin etkisi olur mu olmaz mı? Bunu da çok ciddi biçimde gündeme alacaktır diye düşünüyorum. PKK/PYD ile olan ilişkiyi gözden geçireceklerini değerlendiriyorum. Biz bu konuda ne kadar ciddi olduğumuzu kendilerine her fırsatta iletiyoruz.”
Esad ile görüşme
“Suriye’de Esad rejimiyle, istihbarat birimleri haricinde herhangi bir temas söz konusu olup olmadığı” sorusunu Fidan şöyle cevaplandırdı:
“Cumhurbaşkanımızın önemli bir teklifi oldu. Ancak Suriye tarafı, belli konuları çok fazla değerlendirmeye hazır ve açık gözükmüyor. Kendi muhalefetiyle görüşmeye bile açık değil. Ben bunları anlattığım zaman, ‘Türkiye, Esad’ın muhalefetle anlaşmasını ön şart koşuyor’ diyenler oluyor. Hayır, bu bir ön şart değil. Ama benim sorunumu halletmesinin yolu bu türden bir şeyden geçiyor.”
Türkiye’nin saldırganlık veya işgal gibi bir derdi olmadığını vurgulayan Fidan “Çözüm arayışlarına diplomasiyle ve yapıcı yaklaşımla cevap alınamadığı yerde, başka türden adımları zamanı geldiğinde mecburen nasıl atarız ona bakacağız” dedi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “küresel savaş” ifadesi için Fidan şunları söyledi:
“Küresel savaş riski bizim de uyardığımız bir konu. Ukrayna’da, Gazze’de devam eden savaşın fay hatlarını giderek derinleştirdiğini ve belli aktörleri bir araya getirdiğini, kutuplaşmanın arttığını görüyoruz. Kuzey Kore’nin dünyanın öbür ucundan savaşa taraf olmasını görüyoruz, askerlerini göndererek. Amerika’nın gönderdiği silahlar, Avrupa’nın gönderdiği silahlar… Bunu kelimenin bir küresel savaş olarak nitelendirmek mümkün. Önemli olan bunun şiddetinin artmaması. Belli yerlerdeki ekonomik ve siyasal savaşın, sıcak savaşa dönüşmemesini temin etmek.”
Nükleer risk: Bu bir şaka değil!
Fidan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Burada nükleer bir risk var mı? Açıkçası nükleer adı konuşulmaya başladığı andan itibaren nükleer risk oluşur. Bu bir şaka değil. Karşı taraf ise ‘Senin elinde nükleer silah var, sen beni nükleerle tehdit ediyorsun diye istediğin yeri işgal etmene de ben izin vermem’ diyor. Oldukça sıkıntılı bir konu.”
Kerkük’te yapılan nüfus sayımı ile ilgili “nüfus kaydırma” iddiaları için Fidan, “Türkmenlerin yanındayız. Demografik değişikliklere karşıyız. PKK’nın etkisi altında kalacak bir valilik görmek istemiyoruz” dedi.
“ABD askerinin katkısı yok’”
ABD’nin Suriye’de 800 asker tutmasının kendilerine fayda sağlamadığını, tersine bölgedeki varlığının Amerikan askeri operasyonlarına engel teşkil ettiğini kaydeden Dışişleri Bakanı Fidan, “Biz, bölgede terörle mücadele operasyonlarına mutlaka destek veririz. Her zaman söylediğimiz gibi, bölgede DEAŞ’la mücadele etmek için Amerika’nın bir başka terör örgütü ile iş tutması yanlış. Buna gerek de yok. Ama Amerikalıların yanlışta ısrarları tabii ki ayrı bir konu” dedi.
İsrail’e hizmet ediyor
Trump’ın yeni dönemine işaret eden Fidan, “Görülen emare, bu kadar İsrail yanlısı bir kabinenin Netanyahu’nun bütün yayılmacı emellerini destekleyeceği yönünde” dedi. Fidan, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski savunma bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama kararı çıkarmasını “tarihi bir hadise” olarak nitelendirdi.
“Ege’de hedefimiz kazan-kazan”
“Ege’deki sorunlar için yeni bir müzakere süreci mi inşa edilmeye çalışılıyor?” sorusu üzerine Fidan şu açıklamayı yaptı:
“Meselelerin aşırı politize edilmesini doğru bulmuyoruz. Ama Yunanistan’daki iç politikada, Türkiye ile ilgili konular aşırı derecede politize edilebiliyor. Biz pozitif gündem üzerinden ilerleyerek, kazan-kazan anlayışıyla mesafe almak istiyoruz. Milli menfaatlerimize halel getirmeden, var olan sorunları resmi yollardan çözmeyi, belirsizlikleri ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Ege Denizi, ülkelerimiz için bir ekonomik refah bölgesine dönüşmeli.”
Fidan’dan Siber tehdit uyarısı
Bütçe görüşmelerinde “Siber tehdidi, beşinci savaş cephesi” olarak tanımlayan Fidan, sözlerine şöyle açıklık getirdi:
“Her alanda olduğu gibi siber tehdit konusunda da giderek bir evrilen sürece şahitlik ediyoruz. Giderek pazarı da müşterisi de büyük bir konuya dönüştü. Kritik altyapıyı hedef alan siber tehdit, artık insan zihnini hacklemede de ciddi bir araç olma yolunda ilerliyor. MİT’te görev yaptığım dönemden bu yana üzerinde çalıştığımız Siber Güvenlik Başkanlığımızın yakında hayata geçecek olması ülkemiz için hayati önem taşıyor.”