HABER MERKEZİ – KDP asayişinin Hewlêr’den zorla çıkarttığı HDP Temsilcisi Nasır Yağız, kendilerine “düşman hukuku” ile yaklaşıldığını belirterek, uygulamayı “korsanvari” olarak nitelendirdi.
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Hewlêr’de bulunan Federe Kürdistan Bölgesi Temsilciliği’nin sözcü ve yöneticilerinden Hikmet Hatip, Aydın Yalvaç, Sıtkı Vakar ve Nasır Yağız, asayiş güçleri tarafından zorla araçlara bindirilerek kent sınırları dışına çıkarıldı. KDP’nin zorla Hewlêr dışına çıkarttığı HDP Federe Kürdistan Bölgesi Temsilciliği yöneticilerinden Nasır Yağız, yaşananlara dair konuştu.
SİVİL ARAÇLARLA ÇIKARILDILAR
Yağız, kendilerine hiçbir tebligatta bulunulmadan zorla iki ayrı araca bindirilerek, telefon ve kimliklerine el konulduktan sonra Silêmaniyê sınırlarına yakın bir noktaya bırakıldıklarını söyledi. “Korsanvari” bir şekilde keyfi olarak Hewlêr sınırları dışına çıkartıldıklarını ifade eden Yağız, “4 Kasım’da belediyelere kayyım atandığı tarihte, bize telefon geldi. Hewlêr asayişinin siyasi şube müdürlüğüne çağırdılar. Rutin olarak geçen görüşmelerin ardında klasik kimlik tespiti yapıldı. Onun dışında herhangi bir sorun veya tartışma yaşanmadı. Gayet profesyonel şekilde önceden hazırlanan iki sivil araç ve 20-25 kişiden oluşan iki askeri araçla. İki arabaya ikişer arkadaş olarak zorla bindirildik. Hiçbir belge de göstermediler. Korsanvari bir şekilde bizi KDP asayişinin dışına bıraktılar. Diğer araç da farklı bir yöne gitti ve bizleri kırsal bir alana bıraktılar. Üzerimizde bulunan BM’ye ait belgemize ve kimliğimize de el konuldu. Telefonlarımız da yanımızda değildi. İki grup birbirimize ulaşıncaya kadar akşam oldu. Ve aradığımız hiçbir yetkili de telefonlara dönüş yapmadı. Hiçbir gerekçe de sunulmadı. Sonrasında Silêmaniyê’ye geçtik” dedi.
‘KDP’NİN YAKLAŞIMI DÜŞMANDAN KATI’
KDP’nin Türkiye’nin talimatıyla temsilciliğe dönük bu kararı verdiğini söyleyen Yağız, KDP’nin söz konusu uygulamayla hukuku ayaklar altında aldığını söyledi. Yağız, “KDP’nin bu yaklaşımı Türk devletinin baskısından kaynaklı olduğunu biliyoruz. Son zamanlarda KDP safını zaten belli etmişti. Bütün kurum ve kuruluşlarımızın çağrısını dikkate almamış ve bu yönlü safını giderek pratikte de göstermiştir. Kölelerin tarihte sürekli kendini ispat etme çabası vardır. KDP’nin de bu yönlü bir pratiği mevcuttur. KDP’nin bize yaklaşımı düşman hukukunda bile görülmeyecek şekilde katıdır. En azından düşman hukukunda formalite icabı olsa da bir işleyiş vardır. Bunu sıradan görüp kabul etmemiz mümkün değildir” diye belirtti.
‘BİZİ İLLEGALİZE EDİYORLAR’
Daha önce de kendilerine dönük bu tehditlerin olduğunu anımsatan Yağız, kendilerinin Hewlêr dışına çıkartılmasının diğer üyelerine de bir tehdit niteliğinde olduğunu belirtti. Yağız, “Bizim buradan çıkarılma gerekçemiz yürüttüğümüz siyasi faaliyetlerdir. Bundan birkaç ay önce vekil arkadaşlarımızla yürüttüğümüz diplomasi çalışmasından sonra birkaç siyasi parti aranmış ve bizimle diyalog ile görüşme yapmalarının yasak olduğu kendilerine iletilmiştir. Bizi illegalize eden yaklaşımları vardı. Biz iki Kürt siyasi parti arasındaki görüş ayrılığı olarak değerlendirdik. Sonuçta farklı görüşteyiz ve toplumu etkileme gücümüz vardır. Bizi Hewlêr’den çıkarıp büromuzu etkisiz hale getirmeye çalıştılar. Oradaki arkadaşlarımıza da en tepeden tehdit vermiş oldular. Ama biz hangi siyasi gelenekten geldiğimizi biliyoruz. Geride kalan arkadaşlarımız da mücadeleyi devam ettireceklerdir” diye konuştu.
‘HUKUKSUZLUĞU TEŞHİR EDECEĞİZ’
Bütün girişimlere rağmen KDP’li yetkililerin kendilerine cevap vermediğini söyleyen Yağız, “Parti temsilciliği kurumumuz halen duruyor. Arkadaşlarımız her gün orada kendi kurumlarına sahip çıkıyorlar. Görevimiz de devam etmektedir. Bu yasadışı yaklaşıma karşı KDP yetkililerine ulaşmaya çalıştık ama bize yanıt vermediler. Genel merkezimiz de bir iletişim kurmaya çalıştı. Fakat bu konuda da bir gelişme olmadı. Biz bekleyip sebebini öğreneceğiz. Ondan sonra da planlamamızı yapıp eylem etkinlerimizle bu çağ dışı hukuksuzluğu teşhir edeceğiz” diye konuştu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***