Serbest Görüş Haber Merkezi
Eski Başbakan Bülent Ecevit‘in özel kalem müdürü Zeynel Yeşilay, Düzce depremiyle ilgili bir anısı aktardı. Deprem bilimci Ahmet Mete Işıkara‘nın “içinde bir huzursuzluk” olduğunu belirterek depremden birkaç dakika önce Kandilli’yi aradığını anlatan Yeşilay, “O gün bize ziyarete gelen Ahmet Mete Işıkara rahmetli ile sohbet ediyorduk. Odamda eşim İlter Yeşilay ile NTV’den bir arkadaş vardı. Bu arada Sayın Işıkara böyle bir tedirginlik içerisine girdi. Ne oluyor Sayın Işıkara dedim. ‘Zeynel Bey, bir şeyler olacak herhalde ben bir kandilliyi arayayım’ dedi . O Kandilli’yi aramaya başladığı sırada Başbakan çıkma talimatı verdi. Ben Başbakan Ecevit’i yolculadım binaya girdiğimde avizelerin sallandığını gördüm, koşarak odama geldiğimde kocaman televizyon ortaya gelmiş, koltuklar sağa sola savrulmuşlar. Işıkara telefonla konuşuyordu. Ne oldu sayın Işıkara dedim. ‘Düzce’de deprem oldu’ dedi” ifadelerini kullandı.
Eski Başbakan Bülent Ecevit’in özel kalem müdürü Zeynel Yeşilay, deprem bilimci Ahmet Mete Işıkara’nın Düzce depremini hissettiğini ve birkaç dakika önce Kandilli’yi aradığını anlattı. Yeşilay’ın Düzce depremiyle ilgili anısı şöyle:
“Bu Düzce depremi ile ilgili ben de bir anımı yazmak istiyorum. Başbakan sayın merhum Bülent Ecevit’in özel kalem müdürüydüm biliyorsunuz. O gün bize ziyarete gelen Ahmet Mete Işıkara rahmetli ile sohbet ediyorduk. Odamda eşim İlter Yeşilay ile NTV’den bir arkadaş vardı. Bu arada Sayın Işıkara böyle bir tedirginlik içerisine girdi. Ne oluyor Sayın Işıkara dedim. ‘Zeynel Bey, bir şeyler olacak herhalde. Ben bir Kandilli’yi arayayım’ dedi . O Kandilli’yi aramaya başladığı sırada Başbakan çıkma talimatı verdi. Ben Başbakan Ecevit’i yolculadım. Binaya girdiğimde avizelerin sallandığını gördüm, koşarak odama geldiğimde kocaman televizyon ortaya gelmiş, koltuklar sağa sola savrulmuşlar. Işıkara telefonla konuşuyordu. Ne oldu Sayın Işıkara dedim. ‘Düzce’de deprem oldu’ dedi. Yani deprem olmadan birkaç dakika önce rahmetli Işıkara’nın içine doğdu ve Kandilli’yi aradı ne oluyor diye. O arada da deprem oldu. Çok ilginç bir olaydır. Rahmetli Işıkara ile biz çok güzel bir çalışma içerisindeydik. Biliyorsunuz; o zamanlar herkes televizyonların eğlence programlarına çıkar, depremle ilgili sohbetler ederlerdi. Ben Sayın Işıkara’ya ‘Efendim, siz sadece haberlere çıkıp vatandaşlarımıza gerçeği anlatacaksınız. Onun dışında böyle eğlence programlarına çıkıp orada depremle ilgili bilgiler vermeyeceksiniz’ demiştim. Sağ olsun benim sözümü dinledi. Bir günde Kıbrıs’a gelmişti, Kıbrıs’ta dostlarla tanıştırdım kendisini hem Ecevit’e hem Ahmet Mete Işıkara’ya ve hem de depremde ölen vatandaşlarımıza Allah rahmet etsin mekanları cennet olsun bu arada şunu da belirtmem lazım; gerek 17 Ağustos gerek 12 Kasım depremlerinde AKUT’un büyük bir çabası vardı. Bu gerçek asla gözardı edilemez. Allah bizleri korusun.”