İçişleri Bakanlığı CHP ve DEM Partisi’ne ait toplam beş belediyeye kayyum atadıktan sonra ana muhalefet partisi tarafından iki dönemdir yönetilen İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri’nin düzenlediklerini etkinliklerini soruşturmak için müfettiş görevlendirdi.
Soruşturmalar geçen hafta Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin 19 Mayıs ve 29 Ekim’de düzenlediği konser harcamalarına ilişkin haberlerin yapılmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kamunun hakkını hoyratça kullananlardan, yandaşlarına sermaye edenlerden hesabını hukuk önünde sorarız” şeklindeki değerlendirmelerinden sonra başlatıldı.
Azerbaycan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, “Ben belediye başkanlığı da yaptım. Ama konser belediyeciliği yapmadım. Millet bu belediye başkanlarına şehirlerine hizmet versin diye oy verdi ancak hizmetten anladıkları, eğlence düzenlemekten öteye geçmiyor. O eğlenceleri de millet için düzenlemedikleri, birilerine maddi kazanç için yaptıkları da yeni yeni ortaya çıkıyor. Kamu kaynaklarının teröre, terör örgütlerine aktarılmasına nasıl karşı çıktıysak, bu kaynakların yandaşlara aktarılmasına da elbette karşı çıkarız. Herkes harcamasını hesap verebilirlik üzerinden yapsın” demişti.
Özgür Özel’den belediyelere dönük soruşturmalar hakkında basın toplantısı
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, son gelişmelerle ilgili bugün parti genel merkezinde basın toplantısı düzenleyecek.
Özgür Özel, Türkiye’nin en büyük ilçesi olan Esenyurt’un CHP’li belediye başkanının tutuklanması ve belediyeye kayyum atanmasından sonra yaptığı açıklamalarda, 31 Mart yerel seçimleri sonrası “patent hakkı” kendisine ait olan “normalleşme” sürecini devam ettireceğini söylemişti.
İmamoğlu: “Bu itibar suikastlarını üzülerek, biraz da bu pespaye hallerine gülerek izliyorum”
Bu sabah İstanbul’da düzenlenen Kariyer ve İstihdam Fuarı’nda konuşan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, teftiş edilmekten onur duyduğunu söylese de İçişleri Bakanlığı’nın partiler arasında ayrımcılık yaptığını da dile getirdi.
İBB Başkanı, “Son günlerde biliyorsunuz bir konser harcamaları üzerinden gündem yaratma çabası içindeler. Bahsettikleri o bir yıllık ya da bir konserlik rakam arkasında 5-6 tane uçağın dizilerek gittiği tek bir uçuşun maliyeti kadar bile değil. Ankara’da Mansur Bey’e, Mansur Başkanımıza, İstanbul’da bize yönelik bu itibar suikastlarını üzülerek, yani biraz da bu pespaye hallerine gülerek izliyorum. Hani ‘vız gelir tırıs gider’ sözü çok kullanılsın istemem ama tam bunlara göre. Gerçekten vız gelir tırıs gider. Teftiş edilmekten onur duyarız, onu söyleyeyim. Bizi denetleyin. Ama buradan teftiş eden akla, denetleyen akla diyorum ki; alın Cumhuriyet Halk Partili Ekrem İmamoğlu’nu ya da Mansur Yavaş’ı, İstanbul’u ne kadar denetlediniz? Geçtiğimiz 10 seneyi de katın, bu 5 yıla eşitse görevi bırakacağım” diye konuştu.
“Yargı tacizidir; emir ve talimatla yapıldığı nettir”
Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı görevini de yürüten Ekrem İmamoğlu, bu soruşturma süreçlerinden isim vermeden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sorumlu tuttu.
İmamoğlu, “Niye kızıyorlar biliyor musunuz? Cumhuriyet Bayramı’nda yüz binlerce insanın toplandıklarını gördüler mi, bunlara bir şeyler oluyor. Ama bu operasyon hem medya üzerinden hem siyasi kurum ve kuruluşları üzerinden, ne yazık ki hepimizin kendimizi emanet ettiğimiz yargı üzerinden yapılıyor. Bunun adı net olarak söyleyeyim, bu literatüre geçmiştir, bu, düpedüz yargı tacizidir. Bizim üzerimize uygulanan bir tacizdir. Yargı tacizidir. Emir ve talimatla yapıldığı nettir” ifadelerini kullandı.
DEM Parti’den İçişleri Bakanlığı önünde protesto: “Bugün barış ortamını zehirleyen bir kayyum rejimi vardır”
Bu arada DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli ile milletvekilleri bu sabah İçişleri Bakanlığı önüne giderek kayyum uygulamasını protesto etti.
Basına açıklamalarda bulunan Gülistan Koçyiğit, “2016’da kayyum atandığı zaman, ‘Bugün Hakkari’ye, Van’a, Mardin’e, Diyarbakır’a kayyum atanması yarın İzmir’e, Adana’ya, Mersin’e, İstanbul’a kayyum atanacağının habercisidir. Bu ülkede hukuksuzluk önce Kürt coğrafyasında sınanıyor, oradan Türkiye’ye yayılıyor’ demiştik ve haklı çıktık. Esenyurt’a, kent uzlaşısıyla kazanılmış CHP belediyesine de kayyum atanmış oldu. Bugün barış ortamını zehirleyen bir kayyum rejimi vardır. Bütün demokratik muhalefet omuz omuza mücadele edersek bu iktidarı yeneriz, bu faşizmi yeneriz. Bu ülkede demokratik cumhuriyeti de barışı da AKP’ye rağmen inşa ederiz” dedi.
DEM Parti’nin diğer Grup Başkanvekili Sezai Temelli de yaptığı açıklamada, “Biz beklerdik ki toplumsal barışa dair adım atılması umudunun yükseldiği bu dönemde, İçişleri Bakanı çıksın geçmiş kayyım döneminin icraatlarına yönelik soruşturmalar başlatsın. Çünkü kendi personeli, kendi valisi, kendi kaymakamıdır. Bırakın bunu yapmayı, bunların üstünü örten, yine kayyımla yoluna devam etmek isteyen bir iktidar anlayışını sergilediler. Bunu kabul etmiyoruz ve buna karşı mücadelemizi vereceğiz” değerlendirmesinde bulundu.