İzmir’de anneleri hurda toplayan ve evlerinde yalnızken çıkan yangında 5 çocuğun ölmesi nedeniyle, DEM Partili Sezai Temelli’nin yoksulluk üzerinden yönelttiği eleştirilere yanıt veren AK Partili Özlem Zengin, “Ailemize bir yıl içerisinde 110 bin 705 lira bakanlığımız tarafından, kaymakamlık üzerinden de 9 bin lira civarında. Ayrıca, elektrik desteği verilmiş, başka destekler verilmiş. Fakat aile tüm bunlara rağmen çocuklarına kendi bakmayı tercih etmiş. Siz dönüyorsunuz, dolaşıyorsunuz, her şeyi paraya bağlıyorsunuz. Yani bütün mesele, bu problemlerin olmasının sebebi parasal sebepler mi? Bunun altında başka sebepler var” diye konuştu.
‘HEPİMİZİN ASIL MESELEYE ODAKLANMASI GEREKİYOR’
İzmir’in Selçuk ilçesinde, elektrik sobasının devrilmesi sonucu çıkan yangında 5 çocuğun hayatını kaybetmesi TBMM gündemine geldi.
Eşi Hakan Akcan’ın cezaevine girmesinden sonra ailesinin geçimini hurdacılık yaparak sağlayan Melisa Akcan, 5 çocuğunu evde bırakarak hurda toplamaya gitmiş ve bu sırada sobanın devrilmesiyle yangın çıkmıştı.
Muhalefet milletvekillerinin eleştirileri üzerine söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, “Tabii, evde tek başına olmaları tahammül edilebilir, anlaşılabilir bir mevzu değil. Belediye Başkanımız Filiz Hanım’ın bir açıklaması var, onu burada paylaşmak istiyorum, diyor ki: ‘Hepimiz sorumluluk taşıyoruz. Bu olay karşısında her birimizin üzerine düşeni yapması gerekiyor. Bu felaketi önlemek için hep beraber gayret içerisinde olmamız gerekiyor. Buradan yola çıkarak üzgünüz, öfkeliyiz ve sorumluluk hissediyoruz’. Kendisinin söylediği şeye ben de katılıyorum. Hepimizin burada asıl meseleye odaklanması gerekiyor” diye konuştu.
Serbest Görüş:
Muhalefet milletvekillerinin eleştirileri üzerine söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, “Tabii, evde tek başına olmaları tahammül edilebilir, anlaşılabilir bir mevzu değil. Belediye Başkanımız Filiz Hanım’ın bir açıklaması var, onu burada paylaşmak istiyorum, diyor ki: ‘Hepimiz sorumluluk taşıyoruz. Bu olay karşısında her birimizin üzerine düşeni yapması gerekiyor. Bu felaketi önlemek için hep beraber gayret içerisinde olmamız gerekiyor. Buradan yola çıkarak üzgünüz, öfkeliyiz ve sorumluluk hissediyoruz’. Kendisinin söylediği şeye ben de katılıyorum. Hepimizin burada asıl meseleye odaklanması gerekiyor” diye konuştu.
‘AİLE BAKANLIĞI 18 DEFA BU AİLEMİZİ ZİYARET ETMİŞ’
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın aileyi ziyaret ettiğini söyleyen Zengin, “Aile Bakanlığı, Kaymakamlık üzerinden bu konudan haberdar olmuş yani çocukların gerekli özenle bakılmadığını görmüş, belediye de görmüş. Nihayetinde 9/1/2024 tarihinde asliye hukuk mahkemesine başvurarak bu çocuklarla ilgili olarak hem sağlık konusunda hem de ailenin genel olarak bir danışmanlık alması üzerine bir karar çıkmış ve bu vesileyle de Aile Bakanlığı tam 18 defa bu ailemizi ziyaret etmiş. Bu ziyaretlerde aileye sağlık konusunda yardımcı olunmuş, mali destekler verilmiş; burada rakamlar da var, aylık düzenli olarak destek verilmiş aileye, Kaymakamlığın verdiği destek dışında destekler verilmiş. Fakat tüm bunlara rağmen yani belediyenin, kaymakamlığın, bakanlığın, mahkemenin verdiği özene, alakaya rağmen bu sonuç hasıl olmuş. Aile Bakanlığı, çocukların yeteri kadar bakılamadığını gördüğü için bu çocukların tamamını, 5’ini de devlet korumasına almayı aileye önermiş fakat aile bu talebi reddetmiş” dedi.
‘MECLİS OLARAK BİR DÜZENLEME YAPMAMIZ GEREKİYOR’
Meclis’te yeni bir düzenlemenin tartışması gerektiğini ifade eden Özlem Zengin şunları söyledi:
“Şimdi, buradan bizim şunu yapmamız gerekiyor: Bu tarz, bu konumda olan aileler için biz Meclis olarak nasıl bir düzenleme yapmalıyız? Yani eğer aileler buna müsaade etmiyorsa bunun karşısında devletin, kamu kurumlarının, bakanlıkların elini güçlendiren bir düzenleme yapmamız gerekiyor. Tüm bu olanlar karşısında, Filiz Hanım’ın da söylediği gibi, yani üzülüyoruz, kahroluyoruz, işte kurumlar devreye giriyor ama çözüm olmuyor. Bu konuyu sadece destek vermeye bağlayamayız, kurumsal işleyişle ilgili olarak herkesin gördüğü ama maalesef sonuç üretemediği bir tabloyla karşı karşıyayız. Bence bundan sonrasıyla ilgili olarak, Bakanlığımızla da görüşerek -bu çocuklarımıza- gerekirse mahkemeden başka bir karar çıkarmaya imkân verecek şekilde bu ailelere müdahale edecek bir yöntem, bir metot bulmamız gerekiyor. Evet, annenin de ihmali var, çok önemli, vahim bir ihmali var, bunların hepsini bir bütün olarak değerlendirmemiz gerekiyor. Buradan yola çıkarken birbirimizi dövmek için değil “Buradan daha doğruya dair hangi adımı atmamız gerekiyor?” yönünde bir ortak düşünme, çalışma alanı açmamız gerekiyor.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***