Kadınlara evlilik durumunda eşinin soyadını kullanma zorunluluğu getirilmesine ilişkin düzenlemenin Türkiye’deki kadın hak örgütlerince yürütülen ortak mücadelenin etkisiyle TBMM’de gündemden düşürülmesine karşın benzeri yeni yasal düzenlemeler getirilmesi ihtimali ve İçişleri Bakanlığı’nın bu konuda nasıl tutum alacağı tartışılıyor.
AK Parti iktidarı tarafından Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” kararına aykırı şekilde “kocanın soyadını kullanma” şartını yeniden yasalaştıracak yasal düzenlemede geri adım atılmasına temkinli yaklaşılıyor.
İktidarın, olumsuz adım atılmasından vazgeçildiği düşüncesine rağmen İstanbul Sözleşmesi örneğinde olduğu gibi “aile” kavramını gerekçe göstererek yeniden hamle yapabileceği belirtiliyor.
Adalet Bakanlığı’nın “9. Yargı Paketi” olarak adlandırdığı 38 maddelik “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” üzerinde TBMM Genel Kurulu’nda geçen Perşembe yapılan görüşmelerde, kadınlara eşinin soyadını kullanma şartı getiren düzenlemeden vazgeçildi.
Bunun üzerine Türkiye’deki pek çok kadın hak örgütleri açısından çatı örgütlenme konumundaki Eşitlik için Kadın (EŞİK) Platformu, İçişleri Bakanlığı’nı uygulama için harekete geçmeye çağırdı. Şimdi İçişleri Bakanlığı’nın nüfus müdürlükleri aracılığıyla uygulamadaki engeli ortadan kaldırmak için gerekli hamlede bulunması beklentisi bulunuyor.
EŞİK Platformu Gönüllüsü olarak yasama sürecini de yakın izleyen Avukat Özlem Günel Tekşen, “etki ajanlığı” düzenlemesinde olduğu üzere, AK Parti iktidarının, vazgeçilmiş izlenimi ortaya çıksa dahi “kocanın soyadını kullanma” düzenlemesini yeniden yasalaştırma girişiminde bulunabileceğini söyledi. Kadın hakları açısından endişeli olduklarını vurgulayan Tekşen, EŞİK Platformu gibi kadın örgütlerince hak arayışı yapılmaması için çaba harcandığını belirtti.
EŞİK Platformu Gönüllüsü ve Avukat Sema Yurtbilir ise “kadınlara evlilik durumunda mutlaka eşine ait soyadını kullanma zorunluluğu” getirilmesine ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Nisan 2023’te hak ihlali kararı alması üzerine kendi soyadını kullanmak üzere yasal adımlar yürütenlerden. Nevşehir’de yaşayan Yurtbilir, şimdi AYM kararına tüm kamu kurumlarınca uyulması gerektiğini anımsatarak, nüfus müdürlüğüne sadece kendi soyadını kullanmak için yeniden başvuru yapacak.
“Dayatma yeniden gündeme gelebilir, temkinliyiz”
Avukat Tekşen, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “kocanın soyadını kullanma” düzenlemesinde EŞİK Platformu gibi tüm kadın örgütlerinin ve her partiden özellikle kadın milletvekillerinin mücadelesiyle iktidarın geri adım attığını vurguladı.
İçişleri Bakanlığı’nın yönerge hazırlayarak nüfus müdürlüklerine göndermesi beklense de AK Parti iktidarınca soyadı düzenlemesinden “tümüyle vazgeçilmemiş” olabileceğini kaydeden Tekşen’e göre, 9. Yargı Paketi taslağından çıkarılmasına rağmen şimdi TBMM gündemindeki Noterlik Kanunu’yla ilgili yasa teklifine eklenmiş olan “etki ajanlığı” örneğinde olduğu gibi kadınlara soyadı dayatması yeniden gündeme gelebilir.
Tekşen, “İstanbul Sözleşmesi’ni önce tartıştırdıktan sonra aniden sözleşmeyi hükümsüz hale getirdiklerini unutmuyoruz. Pek çok benzeri yasal düzenlemede ilk birkaç denemede AKP iktidarı kadın hakları aleyhine düzenlemeleri yasalaştıramasa dahi sonrasında mutlaka yeniden gündemine alıyor. Bu bakımdan da şimdiki geri çekme kararına temkinli yaklaşıyoruz” dedi.
TBMM’deki “etki ajanlığı” düzenlemesindeki kadın örgütleri mücadelesini de hedef alan riske dikkati çeken Tekşen, tüm sivil toplum örgütleri açısından “iç ve dış siyasi yarara aykırı” kavramı ve uluslararası destek alma durumu gibi gerekçelerle etki ajanlığı düzenlemesiyle baskı aracı oluşturulacağını savundu.
Tekşen, “Şu an gördüğümüz 9. Yargı Paketi’nde bir de ‘etki ajanlığı’ maddesi vardı. Bunun Noterlik Kanunu içerisinde tekrar karşımıza çıktığını görüyoruz ve bunun da acilen aslında bu paketten, bu torba kanundan çıkartılmasını talep ediyoruz. Çünkü kadın örgütleri burada da büyük bir tehdit altında. Çünkü şu an istismar davaları, bugün görülmeye devam edilen Narin davası gibi davalarda kadın örgütlerinin ne kadar aktif rol aldığını, çocuğa karşı istismar ve kadın yönelik şiddet konusunda kadın örgütlerinin aktif rol aldığını görüyoruz. Tüm toplumsal muhalefetin ve kadın örgütlerinin susturulmaması adına bu maddenin de geri çekilmesini talep ediyoruz” dedi.
“AYM kararına rağmen kamu kurumları üç maymunu oynadı”
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Avukat Sema Yurtbilir de AYM kararını uygulama konusunda kamu kurumlarının “sessizlik” politikası izlediğini söyledi.
Yurtbilir, “EŞİK gönüllüleri olarak ilk önce nüfus müdürlüklerine başvurularımızı ilettikten sonra İçişleri Bakanlığı’na da yazılı başvuru iletildi. Ancak nüfus müdürlükleri, başvurularımıza ya reddetti ya da hiç yanıt vermedi. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na, ardından Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvurduk. Üç maymunu oynuyorlardı. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı sanki hiç yokmuş gibi davranıyorlardı ve hakkımızı sürüncemede bıraktılar. AYM kararıyla herkesin bağlı olduğunu, bütün kurum ve kişilerin bağlı olduğunu hatırlattık ancak sonuç alamadık” dedi.
Son olarak AK Parti’nin yeniden soyadı dayatmasını yasalaştırma girişiminde bulunduğu ancak geçen hafta vazgeçtiğini hatırlatan Yurtbilir, şimdi yeniden nüfus müdürlüğüne başvuracağını belirterek şunları söyledi:
“İlk başvurumda da soyadımı tek başına kullanmak istediğimi beyan etmiştim. AYM kararından söz ettim. AYM kararıyla bütün kurumlar ve kişiler bağlıdır. Onun için ‘Benim bu talebimi yerine getirin ve sadece evlenmeden önceki soyadım olan Yurtbilir’i kullanmak istiyorum. Bu şekilde hakkımda bir kimlik düzenleyin ve kayıtları da bu şekilde oluşturun’ diye başvurmuştum. Şimdi de biz haklarımızı nüfus müdürlüklerinden talep edeceğiz. Ben tekrar başvuru yapacağım. Bütün kadınlara da soyadı haklarına sahip çıkmalarını söylüyorum ve nüfus müdürlüklerine başvuru yapmalıyız.”