MÊRDÎN – Cezaevinde intihar girişiminde bulunduğu iddia edilen Mizgin Acar’ın annesi Afife Ağırman, kızınının 2 gün elleri kelepçeli bir şekilde yoğun bakımda tutulduğunu aktardı.
Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde 1 Ekim gecesi tutsak Mizgin Acar’ın “intihar girişiminde” bulunduğu iddia edildi. Olayın ardından Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Acar, yoğun bakımda tedavi altına alındı. Acar’ın, yoğun bakım ünitesinde olmasına rağmen 2 gün boyunca elleri kelepçeli bir şekilde tedavisine devam edildiği öğrenildi. Mardin Valiliği’nden konuya dair herhangi bir açıklama yapılmazken, cezaevi yetkilileri ve savcısı Acar’ın ailesine “intihar girişiminde bulundu” dışında herhangi bir bilgi vermedi. Aile, savcılık izniyle Acar’ı ancak günde bir defa görebiliyor.
Edinilen bilgilere göre; yoğun bakım ünitesinde tedavisi devam eden Acar, Mêrdîn’in Nisêbîn (Nusaybin) ilçesinde 2015-2016 yılları arasında ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında “çatışmaların yaşandığı mahallelerde olduğu” iddiasıyla bir itirafçının beyanları üzerine 2017 yılında yargılanmaya başladı. Mardin 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Acar, 2020 yılında beraat etti. Ancak Acar’ın dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bozularak Acar’ın “Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozma” iddiasıyla yeniden yargılanması istendi. Yargıtay’ın kararı üzerine 30 Mayıs 2024 tarihinde Mîdyad’taki (Midyat) evine giden polisler tarafından gözaltına alınan Acar, tutuklanarak cezaevine konuldu.
DURUŞMA İÇİN GETİRİLDİ
Önce Midyat, ardından Elazığ Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevine konulan Acar, 9 Eylül tarihinde duruşması olduğu gerekçesiyle Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi. 9 Eylül’de görülen duruşmada savcılık Acar hakkında “ağırlaştırılmış müebbet” ceza istemli mütalaasını açıklarken, bir sonraki duruşma 30 Eylül tarihine ertelendi. Duruşma gününün yakın olması nedeniyle Mardin E Tipi Kapalı Cezaevinde tutulan Acar, 30 Eylül’de yeniden Mardin Adliyesi’ndeki duruşmaya katılırken, kararını açıklayan mahkeme Acar hakkında “ağırlaştırılmış müebbet” hapis cezası verdi. Acar, kararın ardından yeniden cezaevine götürülürken, gece saatlerinde “intihar girişiminde” bulunduğu iddia edilerek, ailesine haber verildi.
‘GARDİYANLARIN İFADELERİ ÇELİŞKİLİ’
Günlerdir hastane önünde yoğun bakımda olan kızından gelecek olan haberi bekleyen anne Afife Ağırman, kızının yargılanma sürecini anlatarak, “Dosyada ne parmak izi ne de başka bir delil olmamasına rağmen hakim ve savcılar ‘üst mahkemenin kararına karşı gelemiyoruz’ diyerek, Mizgin’e müebbet verdiler” dedi.
İTİRAFÇI İLE AYNI KOĞUŞTA TUTULDU
Anne Ağırman, “Aldığımız bilgiye göre burada bir itirafçı ile aynı koğuşta tutuluyormuş. Kim olduğunu bilmiyoruz. Bu nedenle şikayetçiyiz. Şüphelerimiz var. Mizgin kendisine bunu yapacak biri değildi. Kendisi bunu yapmış olsa bile cezaevinin burada ihmali var. Neden gerekli önlemleri almadılar? Kendisini şalı ile astığını söylüyorlar. Neden güvenlik kamerası görüntüleri olmadığını soruyorum, (gardiyanlar) ‘koğuşlara kamera koyamıyoruz’ diyorlar. Şikayetçi olduğumu söyleyince bu defa ‘güvenlik kamera kayıtları var, Mizgin kendisine bunu yapmış’ diyorlar. İfadeleri de çelişkili. Hem diyorlar ‘kamera görüntüleri var kendisi yapmış’, hem de ‘koğuşlara kamera koyamıyoruz’ diyorlar. Bu nasıl bir şey yani. Ben onlardan şikayetçiyim. Hiçbir şekilde de inanmıyorum onlara” ifadelerini kullandı.
ELLERİ KELEPÇELİ
Mizgin’in yoğun bakım ünitesinde 2 gün boyunca ellerinin kelepçeli bir şekilde yatağa bağlı tutulduğunu kaydeden anne Ağırman, “Bu şekilde yatağa bağlı bir şekilde tutuluyor. O mu kalkıp kaçacak yoksa ben mi onu kaçıracağım. Bu halde olan bir insan bir yere gidebilir mi? Elleri bu nedenle kan toplamış, baloncuk olmuş. Sorduğumda ‘prosedür böyle’ demekle yetindiler. Bu birkaç gündür kelepçesini açtılar. İnsan bu kadar mı vicdansız olur? Savcılık izni ile ancak günde 5 dakika kızımı görebiliyorum. Her gün savcılıktan izin almazsam göremiyorum. Dilim varmıyor durumunun kötü olduğunu söylemeye. Kendisine kan lazım oluyor. Diyalize de bağladılar. Günlerdir hastanede olmasına rağmen halen tek bir hareket etmemiş. Ellerini tutuyorum ne hareket ediyor ne bir tepki veriyor. Kalp dışında bir şeyi çalışmıyor şu an” ifadelerini kullandı.
‘DUVARA VE KAĞIDA NOT YAZDI’
Anne Ağırman, kızının koğuşunda bulunan ancak ismini bilmedikleri itirafçıdan ve cezaevi yetkililerinden şikayetçi olduğu olduğunu belirtti. Kızının intihar ettiğine inanmadığını söyleyen anne Ağırman, “Mizgin duvara bir de bir kağıda not yazmış. Ancak o notların ne olduğunu bize de avukatlarına da söylemediler. Halen elimize geçmedi. İntihar edecek biri değildi. Ama öyle bile olsa ihmal olduğunu söylüyorum. Cezaevinde bir insan nasıl intihar edecek, nasıl kimsenin haberi olmayacak? Nasıl oluyor da beyni oksijensiz kalıyor. Elimizden ne gelse yapacağız” dedi.
MA / Ahmet Kanbal
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***