T24 Haber Merkezi
Emekli Emniyet Müdürleri Derneği Başkanı İsmail Çalışkan, onlarca suç kaydı olan ve dışarıda serbestçe dolaşıp suç işlemeye ve çeşitli şekillerde toplumu rahatsız etmeye devam eden kişilerin kendilerine müdahale eden polise direnmelerinin neredeyse günlük olaylar haline geldiğini belirterek ceza soruşturma ve infaz sistemi bu kişileri etkisiz hale getirmekte feci surette yetersiz kaldığı değerlendirmesinde bulundu. Sözcü Medya Grubu Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk’e konuşan Çalışkan, “Suçu meslek edinen kişiler artık devletten çekinmemektedir,” dedi.
Polise yeterli eğitim verilmediğini belirten Çalışkan, Türkiye’nin Latin Amerika ülkesine dönebileceği uyarısını yaptı. “Polis, asker kadar disiplinli, hukukçu kadar hukukçu, anne gibi şefkatli olmalı ki vatandaş saygı göstersin” dedi.
Polis okulunu, polis akademisini bitiren İsmail Çalışkan, Emniyet teşkilatına “komiser yardımcısı” olarak başladı. Diyarbakır’da asayiş müdürlüğü, İstanbul’da narkotik şube müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Narkotik Şube Müdürlüğü, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Başkan Yardımcılığı, KOM Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcülüğü yaptı. Çalışkan’a göre polisin günümüzde en önemli sorunu olarak “eğitiminin yetersizliği”.
“Hukuk bilmeden polislik yapılmaz”
Polisin her şeyden önce “İyi bir hukukçu” olması gerektiğini de belirten İsmail Çalışkan, Öztürk’ün sorularını şöyle cevaplandırdı:
“Polis, asker kadar disiplinli, hukukçu kadar hukukçu, anne gibi şefkatli olmalı ki vatandaş polise saygı göstersin. Hukuk bilmeden polislik yapılmaz. Şikayetle ilgili delilleri dört dörtlük toplaması gerekiyor. Siz yeterli suç kanıtlarını toplamadan şüpheliyi savcılığa götürüyorsanız bu yanlış. Ne yazık ki bu şekilde götürülüyor. Ya da polis delil topluyor, her şey hazır, bu kez de ceza infaz sistemi ortaya çıkıyor. Ceza infaz sistemindeki boşlukları suçlular ve avukatları çok iyi biliyor. Bu sistemle ülkemizde ‘Suç uzmanı’ yetişiyor. Aynı kişi 20-30 kez değişik suçlardan adliyeye gidiyor. Yaralama, tehdit, şantaj, uyuşturucu var, bu ceza infaz sistemi suçta uzmanlığı getiriyor. Polis her gün uygulama yapıyor, silah yakalıyor, arananları gözaltına alıyor, bunun için harcanan mesai ve zaman var. Yakalayıp adliyeye götürüyor, bir şey olmayınca onlarda bıkkınlık başlıyor.”
“Ortalık çetelerden, organize suç örgütlerinden geçilmiyor”
“Ortalık çetelerden, organize suç örgütlerinden geçilmiyor. Bunlar, cezaevine girince kolay kolay çıkamayacak. Bugün ülkemiz uyuşturucu bataklığına dönmüş durumda. Uyuşturucu arz talep. Bakanlıkların bu mücadeleyi çok iyi yapmasına büyük ihtiyaç var.”
“Sağlık Bakanlığı da mücadelede etkili olmalı. Polis doktor değil, o yüzden daha çok Sağlık Bakanlığı’nın bağımlılar üzerinde durması ve önlemini alması lazım. Polis bunun kaçakçılığını önler. Ama adam kullanıyor. Sağlık Bakanlığı aileleri mi uyaracak, dersler mi verecekse bunları yapmalı. Bakın günümüzde, bu uyarıları da polisler yapıyor. Oysa bu konularda eğitim ve sağlıkçılar öne çıkmalı.”
“Devletten çekinmiyor”
“Onlarca suç kaydı olan ve dışarıda serbestçe dolaşıp suç işlemeye ve çeşitli şekillerde toplumu rahatsız etmeye devam eden kişilerin kendilerine müdahale eden polise direnmeleri, darp ve tehditte bulunmaları, sivil vatandaşları sindirecek şekilde ortamda terör oluşturmaları, neredeyse günlük olaylar haline geldi. Ceza soruşturma ve infaz sistemi bu kişileri etkisiz hale getirmekte feci surette yetersiz kalmakta, suçu meslek edinen kişiler artık devletten çekinmemektedir. Cüretkârlık ve arsızlık tavan yapmış ve bu kişilerin artık ciddiye aldıkları bir kamu prosedürü yoktur. Haklarında işlem yapılması bunları etkilemiyor. Daha da kötüsü, toplumsal ve siyasi kurumlarda da neyin ‘sorun’ olduğu ya da ‘sorunun ne olduğu’ yolunda bir gözlem ve konsensüs bulunmuyor.”
“Avrupa’da birinciyiz”
Küresel Organize Suç Endeksi 2023 Raporu’na göre Türkiye’nin organize suçlarda Avrupa’da birinci, bütün dünyada ise 14. sırada olduğunu kaydeden Çalışkan açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bu rapora göre Türkiye’de faaliyet gösteren ve geleneksel mafya sistemini model alan önemli sayıda mafya tarzı grup bulunuyor. Şu anda asayiş ve örgütlü suçlar açısından ülkemizin gittiği nokta, 1970-1990 arası dönemdeki terör suçları açısından gittiği nokta ile aynıdır. Maalesef, bir zamanlar terör suçlarına verilen önem asayiş suçlarına verilmiyor. Eğer bu konuda bir bilinç oluşturulmazsa ve mücadele politikası geliştirilmezse, ülkemiz yavaş yavaş, organize suç şebekelerinin büyük meblağlara hükmettiği, çetelerin şov yaptığı, şehirde bazı mahallelere polisin giremediği, gençler arasında çete kimliklerinin revaçta olduğu, polisin bir sokak kabadayısına bile bulaşmak istemeyeceği, devlet otoritesinin maskaraya döndüğü bir Latin Amerika ülkesine döneriz.”
Yazının tamamı için tıklayın.