Serbest Görüş Haber Merkezi
Karar yazarı Elif Çakır, terör örgütü PKK’nın TUSAŞ saldırısı ile MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan için “Meclis’e gelsin terörün bittiğini, örgütünün lağvedildiğini ilan etsin” çağrısına ” ‘Terörü bitirecekseniz muhatabınız benim, bunun kararını sadece İmralı veremez’ dedi” şeklinde cevap verdiğini söyledi.
TIKLAYIN-TUSAŞ’a yapılan terör saldırısını PKK üstlendi
MHP lideri Bahçeli’nin Öcalan’a yaptığı çağrı hakkında röportaj veren Murat Karayılan’ın kullandığı “Türkiye’nin çıkarını düşünen, gerçek yurtseverliğin ağır bastığı bir durum gelişiyorsa, bu temelde bazı yeni adımları atacaklarsa Kürt tarafı buna yok demez ama asla yaş tahtaya da basmaz. Kimse yanlış hesap yapmamalı, yanlış hesap yapanlar yarın ne kadar büyük yanıldıklarını görecekler.Kürt tarafının bileşenlerini birbiriyle çatıştırmaya çalışmayın, hepimizin oynayacağı roller var. Öcalan muhatap elbette ama Kürt tarafının bileşenleri olarak PKK da muhataptır. Her birimizin oynayabileceği roller olduğunu göz önünde bulundurarak yaklaşırsanız sorun olmaz” ifadelerini hatırlatan Çakır, “Öcalan’ın Bahçeli’ye kamuoyu aracılığı ‘teorik ve pratik güce sahibim’ cevabı verdiği gün PKK yaptığı saldırı ile iktidara ‘Terörü bitirecekseniz muhatabınız benim, bunun kararını sadece İmralı veremez’ dedi.” dedi.
Bahçeli’nin çağrısının arkasında “devlet aklı” olduğu söyleyenlerin olduğunu kaydeden Çakır’ın köşe yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Deliniyordu ki, bu sürece kolay gelinmedi. Devlet ile İmralı arasında aylardır yürütülen görüşmelerde bir noktaya gelindikten sonra MHP lideri çıktı, bu açıklamaları yaptı.
Bu durumda ‘devlet aklının’ her şeyi inceden inceye hesabını kitabını yapmış olmalıydı değil mi? Her şey bitmiş, sadece işin prosedürü kalmış olmalıydı. İş tamamlanmış, sorun çözülmüş, mevzunun göstermelik imza kısmı, tören kısmı, mevzunun ritüel kısmı gerçekleşecek olmalıydı.
Öcalan, Bahçeli’nin davetini kabul edecek, bürokrasi yasal işlemleri tamamlayacak… Öcalan Meclis’e gelecek… Önderlik olarak PKK’nın lağvedildiğini açıklayacaktı…
PKK da silahlarını bırakacaktı…
‘Devlet aklı’ çalışmış, İmralı ve Kandil arasında da bir süreç yürütmüş ve anlaşma sağlanmış olmalıydı, değil mi?..
Ama PKK’nın TUSAŞ saldırısı bunun böyle olmadığını ortaya koydu…
Devlet aklı sadece İmralı için çalışmış. İmralı’nın Kandil üzerinde mutlak surette etkili olacağı hesaplarını yapmış…
Öcalan Bahçeli’nin istediği konuşmayı yapacak ve PKK’da silah bırakacak sanmışlar…
Diyelim ki PKK Türkiye içinde silah bıraktı, Türkiye için asıl tehdit unsuru olan PYD silah bırakır mı?
Devlet bu kadar stratejik öneme sahip bir kurumun güvenliğini böyle mi sağlıyor?
Madalyonun öteki yüzüne gelelim:
TSK, TUSAŞ saldırısının cevabını verdi. Savunma Bakanı Yaşar Güler Irak’ın kuzeyinde olmak üzere toplamda 47 PKK hedefinin vurulduğunu, çok sayıda teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı.
Ama TSK’nın verdiği cevap şu soruları sormamıza engel değil.
PKK terör saldırısını herhangi bir yere değil, ülkemizin Savunma sanayiinin gözbebeğine yaptı. Yetkililerde nitekim “TUSAŞ’ın seçilme nedeninin, iç ve dış siyasi gelişmelerin ışığında, sembolik bir hedef” olduğunu söylüyor. Doğru. Nitekim terör örgütleri güçlerini göstermek istediklerinde her zaman stratejik önemi yüksek yerleri hedef alırlar. Bu bilinmeyen bir şey değil. Yarım asırlık kurumumuzun bugüne kadar hedef olmaması hedef olmayacağı anlamına gelir mi? Gelmez.
Peki devlet bu kadar stratejik öneme sahip bir kurumun güvenliğini böyle mi sağlıyor?
Görüyorsunuz ne “devlet aklı” diye yücelttiğimiz bir akıl devrede, ne de düzgün, dikkatli bir yönetim… İşte ekonominin hali, işte güvenliğin, sağlığın hali… PKK on yılda Suriye’de nasıl bugünkü duruma gelebildi?
Bu yüzden işte.
Türk usulü ‘devlet aklı’.”
|