Karar yazarı Ahmet Taşgetiren, herkesin MHP lideri Devlet Bahçeli’nin PKK lideri Abdullah Öcalan’a yönelik çağrısının etrafında dolandığını, ancak CHP lideri Özgür Özel’in “Kürtlere tam olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sahibi olmayı teklif ediyorum” sözünün ise havada kaldığını ifade etti.
Taşgetiren, “Oysa, Özgür Özel, tam da işin bamteline değiniyor. ‘Kürtlere devlet vaadi.’ Yani Kürtlerin kendilerini sahibi hissedecekleri bir devlet tanımı… Nasıl bir şey?” diye sordu ve ekledi: “Özgür Özel, acaba sorun Meclis’e geldiğinde bu “Devlet modeli”ni ortaya kıyacak hazırlığı yaptı mı, yapıyor mu?”
Ahmet Taşgetiren’in yazısı şöyle:
“Bahçeli son çıkışı ile Gökalp’i güncelledi, Erdoğan da geçtiğimiz yıllarda Akif’in şiiri ve “Tek millet, tek bayrak, tek devlet…” diyerek güncellemişti. Bahçeli’nin Müsavat Dervişoğlu’na cevaben kendisini “Türkçü, Türk milliyetçisi” olarak nitelediği toplantıda “Türk – Kürt sevgisi”ni dini bir terimle “Farz” olarak tanımlaması, Kürtlerde bu “farziyeti” sorgulamaya yol açar mı bilmem. Ama orada bir sorun olduğu muhakkak.
Çünkü orada Kürtler, “Tamam birbirimizi sevelim ama Türklük gene de belirleyici olsun” alt şuuru okuyor ve o cenahta direnç duyguları gelişiyor.
Şunu görmek lâzım: Kürt siyaseti “eşit vatandaşlık”ta ısrar ediyor. “Öcalan açılımı”ndan sonra en son tekraren “Kürt sorunu yoktur”a gelen Bahçeli’nin açtığı çığır ise henüz o konuya gelmedi. Sanırım “Oraya gelmez, gelmemeli” diye de bakılıyor.
Sanki o noktada CHP lideri Özgür Özel bir farklılık sergiliyor. Özel önce şunu söyledi: “Kürtlere tam olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sahibi olmayı teklif ediyorum.”
Bu söz üzerine onun ifadesiyle “kötücül yaklaşımlar” ortaya çıkınca da sözlerini açtı, şöyle dedi: “Ben Kürtlere, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin eşit, ayrımsız, kendilerini tamamen mensubu ve sahibi hissettikleri, 86 milyonla birlikte eşit vatandaşlığı iliklerine, kemiklerine kadar hissettikleri Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bizlerle birlikte sahibi olmalarını teklif ediyorum.”
Özel bu yaklaşımında Demirtaş’la, Diyarbakır’da görüştüğü stk’larla ve siyasetçilerle mutabık olduğunu da ifade ediyor. “Çünkü” diyor Özgür Özel, “biz bu şehrin de bu şehrin siyasetçilerinin de bu şehrin STK’larının da bu ülkeyi sevdiklerini, insanları sevdiklerini, hayatı sevdiklerini, yaşamı sevdiklerini biliyoruz.”
Bu, benim yazı başlığında seslendirdiğim söz… “Kimse Özel’e sormuyor” sözü yani… Herkes Bahçeli’nin sözü üzerinde dolaşıyor. Oysa, Özgür Özel, tam da işin bamteline değiniyor. “Kürtlere devlet vaadi.” Yani Kürtlerin kendilerini sahibi hissedecekleri bir devlet tanımı… Nasıl bir şey?
Özgür Özel herhalde bu çerçeveyi en azından kafasında çizmiştir. Acaba şimdilerde DEM milletvekili olan Cengiz Çandar’ın “Paradigma değişikliği” dediği şey midir o?
Aslında şunu söylemek yanlış olmaz: Süreç oraya gelecektir. Silahlar sussun, toprağa gömülsün, peki ama Kürtlerin sistem içindeki statüsü ne olsun? “Türk’ün Kürd’ün birbirini sevmesinin farz olması” nasıl bir yapı ortaya çıkarsın?
Özgür Özel, acaba sorun Meclis’e geldiğinde bu “Devlet modeli”ni ortaya kıyacak hazırlığı yaptı mı yapıyor mu?”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***