T24 Haber Merkezi
Bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen T24 Yıllık Konferansı’nda özel bir sunum yapan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, en önemli hedeflerinin enflasyonun düşüşü olduğunu söyleyerek, ”Geçiş döneminden sonra dezenflasyon süreci başladı. Biz bunu daha kademeli yapmayı tercih ettik” dedi. Enflasyonun talebi kısıtlayarak indirelemeyeceğini dile getiren Şimşek, düşüşün yapısal dönüşümle mümkün olduğunu ifade etti. Büyümede geçici bir yavaşlama olduğunu ancak sürdürülebilir yüksek büyümenin ön koşulunun fiyat istikrarı olduğunu söyleyen Şimşek, ”Türkiye yüksek sürdürülebilir büyüme patikasına kalıcı şekilde oturmak istiyorsa fiyat istikrarını sağlaması gerek” diye konuştu. Kur Korumalı Mevduat (KKM) ve Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) ile ilgili açıklamalarda bulunan Şimşek, ”Biz KKM’den çıkmakta kararlıyız, bir türbülans yaratmandan devam edeceğiz. ‘EYT’nin maliyeti kalıcı bir maliyet. Deprem etkisi birkaç yıllığına bir kerelik. EYT öyle değil” ifadelerini kullandı.
T24 Yıllık Konferansları’nın üçüncüsü, bugün (3 Ekim Çarşamba), “Belirsizlikler ve Öngörüler” teması altında yapılıyor. “Çoklu krizler, ekonomi, politika, demografi, gençlik, yapay zekâ” konuları üzerine düzenlenen konferansa katılan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Türkiye Ekonomisi: İstikrar ve Reform Programı” temasıyla, özel bir sunum yaptı.
Türkiye’den dünyaya, yapay zekâdan ekonomi ve gençliğe; T24 Yıllık Konferansı, 4 panel, 6 sunumla tamamlandı
”Birtakım dengesizliklerle karşı karşıyaydık”
Türkiye’nin yeni ekonomi programı öncesinde önemli dış kırılganlıkları olduğunu söyleyen Şimşek, ”Enflasyon, yüksek bütçe açıkları, yüksek cari açıklar… Birtakım dengesizliklerle karşı karşıyaydık. Canlı bir organizma gibi düşünmeniz gerekiyor programı. Herhangi bir programın ana hedefi, sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil bir gelir dağılımı olmalı. Fiyat istikrarı, bütçe disiplini, cari açığın sürdürülebilir bir boyutta tutulması çok değerli, nihai hedefi gerçekleştirmeye yönelik yapısal dönüşüm en kritik bileşen” dedi.
En önemli hedefin enflasyon düşüşü olduğunu dile getiren Bakan Şimşek, “Geçiş döneminden sonra dezenflasyon süreci başladı. Biz bunu daha kademeli yapmayı tercih ettik. Reel sektörün uyum sağlaması için fırsat verdik. Bu daha doğru bir yaklaşım. Türkiye için daha sağlıklı olacağını düşündük” diye konuştu.
”Sürdürülebilir yüksek büyümenin ön koşulu fiyat istikrarı sağlamaktır”
Enflasyon büyüme dengesi hakkında konuşan Şimşek, geçici olarak büyümede bir yavaşlama olduğunu ancak sürdürülebilir yüksek büyümenin ön koşulunun fiyat istikrarı olduğunu söyledi. Türkiye’nin yüksek sürdürülebilir büyüme patikasına kalıcı şekilde oturmak istiyorsa fiyat istikrarını sağlaması gerektiğini vurgulayan Şimşek, ”Mayıs ayında bana verilen brifingde açık yüzde 9,8 olacak dediler. Tedbir almak zorundaydık, aldık. Açık yüzde 5,2’ye indi. Depremi ayırdığınız zaman yüzde 1,6 açık söz konusu oldu. Vergi artışlarına gittik, harcama tedbirleri devam ediyor, gelir performansı geçen sene iyi oldu” dedi.
Şimşek, “Reel ekonomide bir yavaşlama var. Bazı alanlarda daralma var ama reel ekonominin geneline ilişkin bir daralma söz konusu değil, olumlu bir büyüme söz konusu” dedi.
Geçen yıl para politikasının yeniden inşa edilmesi gerektiğini belirten Bakan Şimşek, “Koşulların dezenflasyona müsait hale gelmesi için bir geçiş süreci öngördük. Kalıcı bir düşüş için gereken şartları oluşturuyoruz. Hedef, 2026 sonunda yüksek de olsa tek haneye indirmek” ifadelerini kullandı.
”Rezerv bir endişe kaynağı olmaktan çıktı”
Programın arzulanan sonuçları verip vermediğini değerlendiren Şimşek, “Türkiye’nin en büyük kırılganlık alanı, dış açık. Yakında 15 milyar dolar civarı bir rakama düşmüş olacak. Kısmen geçici faktörlerin etkisi var ama kısmen de giderek yapısal dönüşümün etkisini göreceğiz. Rezerv konusu, diğer bir endişe kaynağıydı. Rezervlerde ciddi bir iyileşme söz konusu. 27 Eylül itibarıyla son 1 yıl içinde net rezervde 93 milyar dolarlık artış var. Rezerv, şu an bir endişe kaynağı olmaktan çıktı” diye konuştu.
”EYT’nin maliyeti kalıcı bir maliyet”
Kur Korumalı Mevduat programı hakkında da konuşan Şimşek, “Biz buradan çıkmakta kararlıyız, bir türbülans yaratmandan devam edeceğiz” dedi. Bakan Şimşek, geçen yıl genel seçimler öncesinde yürürlüğe giren emeklilikte yaşa takılanlar uygulaması için de, ”EYT’nin maliyeti kalıcı bir maliyet. Deprem etkisi birkaç yıllığına bir kerelik. EYT öyle değil” ifadesini kullandı.
”Yeşil dönüşümle birlikte dijital dönüşümü de hızlandıracağız”
Şimşek, yapısal dönüşümde dünyadan kopuk olunamayacağını ve dünyada büyümeyi olumlu etkileyecek iki faktörün yapay zekâ kullanımı ile yapısal reformlar olduğunu belirterek, ”Biz kendi yapısal dönüşümümüzü, bu çerçevede dizayn ettij. Gelişmekte olan ülkelere göre yapay zeka konusunda daha iyiyiz. Özellikle dijital altyapı konusunda. Esas konumuz, fiber aktif altyapı, inovasyon, entegrasyon. Yeşil dönüşümle birlikte dijital dönüşümü de hızlandıracağız” dedi.
Şimşek, demografik yapıyla ilgili olarak, “Dünyada nüfus yaşlanıyor. Türkiye, yaşlı nüfus kategorisine girmeden, 18-19 yıllık bir süremiz var. Hala bir fırsat penceremiz var. Bizim için kritik bir alan var. OVP çerçevesinde, kreşlere yatırım yapmak, bu alanlarda yatırım yaparak kadınların işgücüne katılımını artırmak istiyoruz” açıklamasını yaptı.
”Türkiye dünyadaki küresel parçalanmalardan daha az etkilenir”
Şimşek, dünyadaki kutuplaşmadan Türkiye’nin etkilenmeyeceğini öngördüklerini belirterek, şunları söyledi:
“Dünya büyümesinde diğer bir engel de kutuplaşma. Çin-ABD arasında stratejik rekabet asıl konu. Bu rekabet, birtakım etkiler doğuruyor. Türkiye’nin nispeten daha dayanıklı bir konumda olduğunu düşünüyoruz. Türkiye, AB’den siyaseten anlaşmazlıklar içinde olsa dahi, biz kurala dayalı bir ticaret modeli işletiyoruz. Ticaret hacmimiz küçümsenecek boyutta değil. Orta Asya ile Orta Doğu ile Kuzey Afrika ile hem yakın coğrafyalardayız hem de dostlukları pekiştiriyoruz. Yakın coğrafyadan ve dost ülkelerden tedarik yeni normal olacaksa, Türkiye dünyadaki küresel parçalanmalardan daha az etkilenir diye bekliyoruz.”
”Enflasyonu, talebi kısıtlayarak indiremeyiz”
Bakan Şimşek, enflasyonun talebi kısıtlayarak indirilemeyeceğini, düşüşün yapısal dönüşümle mümkün olduğunu ifade etti. Piyasada dezenflasyon programı gibi görünen programda en büyük önceliklerinin yapısal dönüşüm olduğunu dile getiren Şimşek, ”Enflasyonu, talebi kısıtlayarak indiremeyiz. Arz yönlü, her alanda verimliliği artırarak, sanayide dönüşümü başararak yapabiliriz. Bunlar piyasaya bırakılmayacak kada sofistike ve zorlu konular. Program üzerinden rehberlik ve liderlik yapacağımız; sanayide dönüşüm, enerjide dönüşüm, dijitalde dönüşüm başlıklarıyla inşa ettiğimiz bir süreç var. Asıl konu burası. Bunu başarırsak enflasyonda, cari açıkta kalıcı düşüşü başaracağız. Rezerv vs. gibi konular Türkiye’nin gündeminden çıkmış olacak” diye konuştu.