TBMM’nin Salı günkü yeni yasama yılının açılışında, CHP’nin Meclis’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik tutumunda değişikliğe gitmesi kadar gündem yaratan gelişme, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “muhalefetle normalleşme açılımı” oldu.
Siyasi kulislerde ise Bahçeli’nin tutum değişikliği, Orta Doğu’daki savaşın Türkiye’yi de içine alma ihtimaline karşı, “iç cepheyi güçlendirme” hedefinin yanı sıra, iç siyasete yönelik bir hamle olarak da görülüyor.
Anayasa, içtüzük değişiklikleri ve Erdoğan’ın yeniden adaylığı için “en kestirme yol” olarak görülen zamanını iktidarın belirleyeceği erken seçim için Bahçeli’nin muhalefetle diyalog kapısını açık tutmak istediği yorumları yapılıyor.
Bahçeli, TBMM’nin yeni yasama yılı açılışında, sık sık “Kapatılsın” dediği DEM Parti’nin eş başkanı Tuncer Bakırhan ve bazı milletvekilerinin elini sıkarak, yakın çevresindekileri bile şaşırttı.
MHP lideri, sabah grup toplantısında sert sözlerle yüklendiği CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e, akşamki resepsiyonda, “Üzülme bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor” dedi. “Serok Ahmet” diyerek eleştirdiği Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nu da “dış politika deneyimleri” nedeniyle övdü.
Bahçeli’nin geçmişte de Kürt siyasi hereketinin temsilcisi siyasi partilerin bazı milletvekilleri ile el sıkıştığı, hatta Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün cezaevinden tahliyesinde rol oynadığı biliniyor.
Bu nedenle her ne kadar Bahçeli’nin DEM Partililerle tokalaşmasının “nezaketen” olduğu yorumları yapılsa da, MHP lideri “Yeni bir döneme giriyoruz. Dünyada barış isterken kendi ülkemizde barışı sağlamak lazım” açıklamasıyla bu tutumunun “siyasi bir tercih” olduğunun da işaretini verdi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da Bahçeli’nin tutumuyla ilgili olarak, “Şaşırmış olabilirsiniz, haklısınız. Olması gereken bir tabloydu. Toplumsal barışı sağlayacak her adımı destekleriz” dedi.
Erdoğan’ın konuşmasından sonra karar verdi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dün gazeteci Sinan Burhan’a yaptığı açıklamada ise DEM Partililerle el sıkışma kararını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Genel Kurul’daki konuşmasından sonra aldığını açıkladı.
Erdoğan konuşmasında, İsrail’in bir sonraki hedefinin Türkiye olacağını iddia etmiş, ve “iç cephenin güçlendirilmesi” çağrısında bulunmuştu.
Bahçeli, Erdoğan’ın bu çağrısına da destek verdiğini söyledi.
MHP kulisleri: ‘Genel Başkan şaşırtmayı, konuşturmayı sever; izleyin
MHP kulislerinde de Bahçeli’nin muhalefetle diyaloğu, Erdoğan’ın “iç cepheyi güçlendirme” çağrıları etrafında yapılıyor.
Bahçeli’nin, “yüzük”, “dosya”, “Ferdi Tayfur şarkıları” gibi sembollerle verdiği mesajlar anımsatılarak, “Genel Başkanımız, şaşırtmayı, konuşturmayı, gündem belirlemeyi sever, biraz uzun soluklu izlemek lazım” yorumu yapılıyor.
Orta Doğu’daki gerilimin “Türkiye’yi de içine çekme” olasılığına karşı da, Bahçeli’nin dış tehditlere karşı “birlik ve beraberliği koruma” hamlesi olarak muhalefetle diyalog kapısını açtığı belirtiliyor.
MHP’liler, “iç cephe” kavramının Atatürk’ün Nutku’nda da geçtiğine dikkat çekerek, “Genel Başkan’ın yaklaşımını, Atatürk’ün iç cephe yaklaşımıyla değerlendirmek gerekir” görüşünü dile getiriyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk’ta “iç cephe”nin önemini şöyle anlatmıştı:
“Asıl olan iç cephedir. Bu cephe bütün milletin oluşturduğu cephedir. Dış cephe, ordunun düşman karşısındaki silâhlı cephesidir.Bu cephe mağlûp olabilir; fakat hiçbir zaman bir memleketi yok edemez.Memleketi temelinden yıkan iç cephenin çökmesidir.”
İç politikaya nasıl yansır?
Muhalefet kulislerinde uzun süredir AKP ve MHP’nin, yeni anayasa ve içtüzük değişikliği ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yeniden adaylık yolunu açmak için, muhalefet partileriyle diyalog zemini aramak zorunda kalacağı yorumu yapıyordu.
Bahçeli’nin muhalefete dönük tutum değişikliğinin, iç politikaya da yansımalarının olabileceği, MHP kulislerinde de dile getirilen bir olasılık.
Ancak MHP’nin, DEM Parti ile ilişkileri ve bakışında bir değişiklik olmayacağı, geçmişten bu güne kadar partinin izlediği politikalar örnek gösterilerek anlatılıyor.
AKP gibi MHP’de de yakın zamanda bir erken seçim öngörülmüyor.
Erdoğan’ın yeniden adaylığına dönük bir erken seçimin de 2027’den önce olmayacağı yönünde tahminler yapılıyor.
Orta Doğu’daki gerilimin Türkiye’ye sıçrama olasılığı, ekonomideki kırılganlığa da dikkat çekilerek, Bahçeli’nin tutumuna ilişkin “Seçimlere uzun süre var, anayasa ve içtüzük değişikliği gündemdeyken, sürekli gerilimle siyaseti götüremezsiniz. Anayasa değişikliği için masaya oturacaksanız, siyasi partilerin birbirlerinin yüzüne bakacak bir diyalog zeminin oluşması gerekir” değerlendirmesi yapılıyor.
AKP kulisleri: ‘2 yıl önce 7 Ekim saldırıları hayal edilebilir miydi?’
AKP kulislerinde de Bahçeli’nin tutumu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “iç cepheyi güçlendirme” çağrısına bağlanıyor.
Sadece Bahçeli değil, CHP lideri Özgür Özel’in dış politikaya yaklaşımını da olumlu karşılayan AKP kurmayları, “dış tehditlere karşı içeride birliğin önemine” vurgu yapıyor.
Erdoğan’ın “İsrail tehditine” yönelik uyarısı, muhalefet cephesinde “gündem değiştirme, dış tehdit algısıyla muhalefeti baskılama” hamlesi olarak da yorumlanıyor.
Ancak AKP kurmayları, Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’de düzenlediği saldırılar ile İsrail’in Gazze ve Lübnan’daki saldırıları sonrası Orta Doğu’da yaşanan gelişmelere dikkat çekerek, Erdoğan’ın uyarılarının iç politikaya dönük bir hamle olarak yorumlanmaması gerektiğini savunuyor:
“Bizim milli güvenlik, ulusal çıkarlar açısından içeride iyi bir diyaloğa ve güvene ihtiyacımız var. Biz 2 yıl önce veya 14 Mayıs seçimlerinden sonra, 7 Ekim’de İsrail’in Filistin’e saldırabileceğini, bunun Lübnan’a uzanacağını, 50 bin insanı öldüreceğini düşünebilir miydik?
“İçeride farklı siyasi fikirlerimiz olabilir ama milli birlik ve beka açısından dışarıya karşı içeride güven verici bir görüntü oluşturmamız lazım. Tehlike büyük, kendi iç cephemizi sağlama almamız lazım.”
KAYNAK: BBC TÜRKÇE – AYŞE SAYIN
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***