Avrupa Komisyonu’nun Batı Balkan ülkeleri ve Türkiye’yi içeren 2024 Genişleme Paketi ve ülke raporları bugün yayınlandı. 2024 Türkiye Raporu’nda, önceki raporlarda bulunan demokrasi, temel hak ve özgürlükler ve yargı gibi alanlardaki gerilemeler yer almaya devam etti. Raporda söz konusu gerilemelerin yanı sıra önerilere de yer verildi.
15 Haziran 2023 ile 1 Eylül 2024 tarihleri arasındaki dönemi kapsayan 96 sayfalık raporda, Mart 2024’teki yerel seçimlerdeki seçim kampanyasında bazı eksiklikler gözlemlendiği belirtilerek, “Mart 2024’te Türkiye’de yapılan yerel seçimler genel olarak iyi organize edilmiş ve halkın iradesine saygı gösterilmiştir” denildi.
CİDDİ ENDİŞELER DEVAM EDİYOR
Raporda, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin TBMM’nin yasama ve denetleme işlevlerini büyük ölçüde zayıflattığı kaydedilerek, “Sistem, hükümetten hesap sormak için gerekli araçlardan yoksundur. Cumhurbaşkanlığı sistemi, denge ve denetleme mekanizmalarının eksikliği ile karakterize olmaya devam etmektedir. Düzenleyici kurumların çoğu doğrudan Cumhurbaşkanlığı’na bağlı kalmaya devam ederken, kamu yönetimi son derece politize olmuş durumdadır. Hükümetin muhalefet partilerine mensup belediye başkanları üzerindeki baskısı, yerel demokrasiyi zayıflatmaya devam etti” ifadelerine yer verildi.
Raporda, hukukun üstünlüğü ve temel haklar alanında, önceki raporlarda tespit edilen önemli konularda ilerleme kaydedilmediği ifade edilerek, “Ciddi endişeler devam ediyor” denildi.
‘AİHM’İN BAZI KARARLARINI UYGULAMAYI REDDETMEYE DEVAM ETTİ’
Türkiye’nin yargının işleyişi alanında bir ilerleme kaydetmediği ifade edilen raporda, “Yeni yargı reform paketlerinin kabul edilmesine rağmen, yargının işleyişindeki temel eksiklikler giderilmedi. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bazı kararlarını uygulamayı reddetmeye devam etti. Yetkili makamların hâkimler ve savcılar üzerindeki aşırı baskısı, yargının bağımsızlığı ve kalitesi üzerinde olumsuz etki yaratmaya devam etti. Ülkenin yargı sisteminin işleyişinin önemli ölçüde iyileştirilmesi için ciddi çaba sarf edilmesi gerekmektedir. Komisyon’un geçen yılki tavsiyeleri uygulanmamıştır ve geçerliliğini korumaktadır” değerlendirilmesi yapıldı.
Yolsuzlukla mücadele konusunda da raporda, “Türkiye, Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO) tavsiyeleri ve BM Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi uyarınca önleme ve kontrol çerçevesi oluşturmak veya yolsuzlukla mücadele organları kurmak için adım atmadı. Yolsuzluk davalarının kovuşturulması ve karara bağlanmasında usulsüz siyasi etkinin sınırlandırılması için yasal çerçevenin ve kurumsal yapının iyileştirilmesi gerekmektedir. Kamu kurumlarının hesap verebilirliklerini ve şeffaflıklarını geliştirmeleri gerekmektedir” ifadeleri kullanıldı.
GAZETECİLER, AKADEMİSYENLER, İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARININ YARGILANMASI
Temel haklar başlığında yer verilen tespitte ise, genel olarak insan hakları durumunun iyileşmediği ve endişe kaynağı olmaya devam ettiği belirtildi. Devamında, “Türkiye’deki yasal çerçeve, insan haklarına ve temel haklara saygı gösterilmesine yönelik genel güvenceler içermektedir, ancak mevzuatın ve uygulamanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve AİHM içtihadı ile uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir. Gazeteciler, yazarlar, avukatlar, akademisyenler, insan hakları savunucuları ve diğer eleştirel sesler, terörizme destek verdikleri iddiasıyla yargılanmaya devam etti” denildi.
İfade özgürlüğüyle ilgili, “Ulusal güvenlik ve terörle mücadeleye ilişkin kanunların uygulanması, AİHS’yi ihlal etmeye ve AİHM içtihadından farklılaşarak ifade özgürlüğünü engellemeye devam etmiştir” değerlendirmesi yapıldı.
İran ile kara sınırının gözetim ve koruma kapasitesinin daha fazla güçlendirilmesi için bazı ilerlemeler kaydedildiği belirtilen raporda, “Türkiye, 3,6 milyon mülteciye ev sahipliği yapmak ve onları desteklemek için çabalarına devam etti” ifadeleri kullanıldı.
‘TÜRKİYE ‘GRİ LİSTEDEN’ ÇIKARILDI’
Türkiye’nin organize suçlarla mücadele konusunda AB müktesebatının uygulanması aşamasında belli bir hazırlık düzeyine sahip olduğu aktarılan raporda, “AB müktesebatına ve bazı alanlardaki uygulamalara uyum konusunda genel olarak sınırlı ilerleme kaydedilmiştir. Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF) Eylem Planı’nın kalan maddelerinin irdelenmesinde ilerleme kaydedilmiş ve ülke FATF’nin ‘gri listesinden’ çıkarıldı” denildi.
Raporda, Türkiye’nin işleyen bir piyasa ekonomisi oluşturma konusunda ileri düzeyde olduğu ve rapor döneminde bazı ilerlemeler kaydettiği belirtilirken, kamu ihaleleri alanında AB müktesebatına uyum konusunda önemli eksiklikler bulunduğu ifade edildi. Raporda ayrıca, “Türkiye istatistik konusunda orta düzeyde hazırlıklıdır ve rapor döneminde bazı ilerlemeler kaydetmiştir” denildi.
Türkiye’nin malların serbest dolaşımı konusunda iyi bir hazırlık düzeyine sahip olduğu kaydedilerek, rapor döneminde AB uyumlaştırılmış ürün müktesebatına uyum sağlama ve iç pazarda malların serbest dolaşımını etkileyebilecek engelleri çözme konusundaki ilerlemeler aktarıldı. Ayrıca, rekabet politikası kapsamında devlet destekleri alanındaki endişelerin devam ettiği bildirildi.
Dijital dönüşüm ve medya alanıyla ilgili ise, “Rapor döneminde sınırlı ilerleme kaydedilmiştir. Yeterli rekabetin olmaması, medya sahipliğinin yoğunlaşması ve düzenleyici kurumların mali ve idari bağımsızlığının bulunmamasına ilişkin endişeler devam etmektedir” tespitine yer verildi.
‘PARA POLİTİKASINDA NORMALLEŞME SÜRECİ BAŞLADI’
Para politikasına ilişkin, “Mayıs 2023’teki milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından yeni hükümet döneminde politikada normalleşme süreci başladı. Merkez Bankası, para politikası duruşunu önemli ölçüde sıkılaştırmış ve politika faizini para politikasının birincil aracı haline getirdi. Ayrıca, parasal aktarım mekanizmasının güçlendirilmesine yardımcı olan ihtiyati ve düzenleyici tedbirlerin sadeleştirilmesi için kararlı adımlar atıldı” değerlendirmesi yapıldı.
Gümrük Birliği alanında Türkiye’nin iyi bir düzeyde hazırlık sürdürdüğü ve rapor döneminde kaydedilen ilerlemeler olduğu belirtilen raporda, “Türkiye, bazı ithalat ve ihracat kısıtlamalarını kısmen kaldırarak uzun süredir devam eden birkaç ticari engeli ele aldı. Gümrük vergisi muafiyeti, serbest bölgeler ve gözetim programı hâlâ AB müktesebatı ile tam uyumlu değildir ve Gümrük Birliği hükümlerini ihlal etmektedir” ifadeleri kullanıldı.
TÜRKİYE’NİN HAMAS İLE İLİŞKİSİ
Türkiye’nin dış, güvenlik ve savunma politikasına ilişkin raporda şu değerlendirmeye yer verildi:
“Türkiye, Ortak Dış, Güvenlik ve Savunma Politikası alanında belirli bir hazırlık seviyesine sahiptir ve rapor döneminde genel olarak ilerleme kaydetmemiştir. Türkiye, AB-Türkiye ilişkilerinin önemli bir boyutunu oluşturan dış politika alanında aktif ve önemli bir oyuncudur. Ancak Türkiye’nin dış politikası, özellikle AB’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlarına uyum sağlamaması ve AB tarafından terör örgütü olarak görülen Hamas konusundaki uyumsuzluk nedeniyle AB’nin Ortak Dış, Güvenlik ve Savunma Politikası kapsamındaki öncelikleriyle çelişmeye devam etmiştir. Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası kapsamında Türkiye, AB kriz yönetimi misyonlarına ve operasyonlarına aktif olarak katılmaya ve önemli ölçüde katkıda bulunmaya devam etmiştir.
Türkiye, ‘360 derece’ stratejik bakış açısında büyük bir değişiklik yapmadan dış politikasını güncellenmiş bir vizyonla sürdürdü. Türkiye, AB üyeliğine bağlılığını sürdürdüğünü iddia ederken, diplomatik, ekonomik, güvenlik ve savunma alanlarında kapsamlı bir vizyona yönelmiş, ortaklıklarını çeşitlendirmiş ve stratejik özerkliğini ortaya koymuştur.
RUSYA – UKRAYNA SAVAŞI
Türkiye, Afrika, Asya, Körfez ve Latin Amerika ülkeleriyle ilişkilerini yoğunlaştırırken, Arap ülkeleri ve Ermenistan ile bölgesel normalleşme çabalarını artırmıştır. Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşta Türkiye, Ukrayna’nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü desteklemiş ve hem Rusya hem de Ukrayna ile siyasi, ekonomik ve diplomatik ilişkilerde bulundu. Bununla birlikte Türkiye, AB’nin Rusya’ya yönelik tedbirlerine uyum sağlamaktan kaçınmaya devam etmiş ve Rusya ile ticari, ekonomik ve enerji bağlarını önemli ölçüde yoğunlaştırmıştır. Rusya’ya yönelik yaptırımların Türkiye toprakları üzerinden delinmesine karşı AB-Türkiye iş birliği devam etmiş ve bazı sonuçlar elde edilmiştir.
Hamas’ın 7 Ekim 2023 tarihinde İsrail’e karşı gerçekleştirdiği terör saldırısının ardından Türkiye, terör saldırısını kınamamış ve AB’nin tutumuyla tamamen zıt bir şekilde Hamas’ı destekleyen bir tutum sergilemiştir. Orta Doğu Barış Süreci konusunda Türkiye, iki devletli çözümün hayata geçirilmesi için siyasi sürecin yeniden başlatılması gerektiği konusunda AB’nin pozisyonuyla aynı doğrultudadır.”
Kaynak: ANKA
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***