Güney Kıbrıs ve ABD arasında 9 Eylül’de imzalanan ve iki ülkenin iklim değişikliğinden kaynaklananlar da dahil bölgesel insani krizlere ve güvenlik kaygılarına müdahalelerini geliştirmeyi amaçlayan savunma işbirliği çerçeve anlaşması, Ankara ve KKTC tarafından kınandı.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan Çarşamba akşamı yayınlanan açıklamada, “ABD ile GKRY arasında savunma alanında işbirliğinin geliştirilmesi yönünde bir yol haritası imzalanmasını kınıyoruz” denildi.
Çarşamba günü erken saatlerde ilk kınama ise KKTC Dışişleri Bakanlığı’ndan geldi. ABD’nin “son dönemde Rum tarafına artan desteğinin gözlendiği” belirtilen açıklamada, “Anlaşmanın, iki taraf arasında temel güvenlik kaygıları ile ilgili yapılabilecek işbirliği unsurlarını kapsadığı ifade edilmektedir. Anılan yol haritasının en çarpıcı unsuru olarak, iki tarafın askeri güçleri arasında birlikte çalışabilirliğin ilerletilmesi hususu dikkat çekmektedir” denildi, ABD Donanması’na ait savaş gemilerinin Güney Kıbrıs’ta düzenlediği “liman ziyaretleri”ne dikkat çekildi.
Açıklamada, “İki taraf arasındaki ‘stratejik ortaklığın’ ileriye götürülmesi yönünde atılan adımlar ve ABD’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne uyguladığı silah ambargosunu kaldırma kararının her yıl yenilenmesi, özellikle son dönemde ABD’nin Rum tarafına verdiği yanlı desteğin somut göstergeleridir” denildi.
Bu desteği tehlikeli olarak niteleyen KKTC Dışişleri Bakanlığı, “Kıbrıs’ın da bulunduğu Doğu Akdeniz bölgesinde, tüm dengeleri bozma pahasına doğurabileceği tehlikeler tarafımızca birçok kez ortaya konmuştur. ABD, tüm riskleri göze alarak Rum tarafına verdiği yanlı desteği sürdürmeyi yeğlemektedir” ifadeleri yer aldı.
Kıbrıs meselesinde ABD’nin artık taraf olarak görüldüğünü belirten KKTC Dışişleri Bakanlığı, “ABD’yi sağduyu ile hareket etmeye; bölgedeki hassas dengeleri değiştirme çabalarına son vermeye ve Kıbrıs konusundaki tarafgir tutumunu sona erdirmeye davet ediyoruz” açıklaması yaptı.
Bu gelişmeler karşısında Kıbrıs Türk halkı aleyhinde oluşabilecek bir tehdide karşı hazırlıklı olduğunu belirten Bakanlık açıklamasını, “Anavatan Türkiye ile birlikte gerekli görülebilecek adımları atma hakkımızı saklı tutarız” şeklinde noktaladı.
Türk Dışişleri Bakanlığı da yayınladığı kınama mesajında, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığınca konuya ilişkin olarak yayımlanan açıklamada belirtilen görüşleri paylaşıyor, KKTC makamlarının ortaya koyduğu haklı tepkiyi tümüyle destekliyoruz” denildi.
“ABD makamlarınca, geçtiğimiz Haziran ayında GKRY ile stratejik diyalog başlatılacağının açıklanması da dahil, Kıbrıs Türk tarafının güvenliği hilafına atılan bu adımlar, ABD’nin Kıbrıs Adası’na yönelik tarafsız tutumuna zarar vermekte ve Kıbrıs meselesine adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm bulunmasını güçleştirmektedir” ifadelerinin yer aldığı açıklamada, “Bölgesel istikrara zarar verebilecek politikaların gözden geçirilmesi gerektiğine” dikkat çekildi.
Anlaşma neleri kapsıyor?
Güney Kıbrıs Savunma Bakanı Vassilis Palmas ve ABD’nin Uluslararası Güvenlik İşlerinden Sorumlu Savunma Bakan Yardımcısı Celeste Wallander Pazartesi günü imzaladıkları anlaşmayı, yıllardır uygulanan ABD silah ambargosunun 2022 yılında kaldırılmasının ardından “son yıllarda gelişen Kıbrıs-ABD ilişkilerinde bir başka dönüm noktası” olarak niteledi.
Wallander ve Palmas görüşmenin ardından, “Kıbrıs Cumhuriyeti, Avrupa ve Doğu Akdeniz’de ABD’nin güçlü bir ortağıdır ve Avrupa, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’nun kesişme noktasında önemli bir rol oynuyor” dedi.
ABD Savunma Bakanlığı’ndan 10 Eylül’de yapılan açıklamada, “Avrupa ve Doğu Akdeniz’in genel istikrarı ve güvenliği, Amerika ve Kıbrıs Cumhuriyeti için hayati önem taşımaktadır. Bu bölgedeki güvenlik zorluklarının karmaşıklığı ve gelişen doğası, barış, istikrar, demokratik ilkeler ve hukukun üstünlüğünün sağlanması için benzer düşünen ortaklar arasında savunma ve güvenlik konularında dikkatlilik, katılım ve yakın işbirliğini zorunlu kılmaktadır” denildi.
ABD’li yetkili, Kıbrıs’ı, geçen yıl Sudan ve İsrail’den tahliye edilen Amerikalı siviller için güvenli bir liman görevi görmesi ve Gazze’ye deniz koridoru kurulmasında oynadığı kilit rol nedeniyle övdü ve bu koridor aracılığıyla Filistin topraklarına 20 milyon pound’dan (yaklaşık 9071 ton) fazla insani yardımın ulaştırıldığını söyledi.
Wallander, “Kıbrıs’ın Batı ile uyumlu olduğu açık” dedi. Palmas da, ülkesinin “ABD ile daha yakın, daha güçlü ve faydalı ikili savunma işbirliğine” doğru ilerlemeye devam edeceğini söyledi.
Yapılan ortak açıklamaya göre, anlaşma aynı zamanda “kötü niyetli eylemlerle” başa çıkma ve Rum ordusunun ABD güçleriyle daha sorunsuz çalışmasının yollarının güçlendirilmesi konularında birlikte çalışmayı öngörüyor.
ABD Savunma Bakanlığı, “İkili savunma işbirliği çabalarının bir yol haritası, insani krizlere müdahaleyi arttırmak ve iklim değişikliğinin ulusal güvenlik üzerindeki etkileri, kötü niyetli etkilere karşı koyma ve askeri kuvvetler arasında birlikte çalışabilirliği arttırma gibi temel güvenlik endişelerini daha iyi anlamak ve ele almak için bir çerçeve oluşturduğunu” açıkladı. Tüm çabanın bölgede istikrar, güvenlik ve refahın teşvik edilmesine yönelik olduğu belirtildi.