Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye ile ilişkileri normalleştirmek için her fırsatta Beşar Esad ile görüşmek istediğini açıklaması ve son olarak “Karşı taraftan cevap bekliyoruz” yönünde yaptığı açıklamayı yorumlayan Karar yazarı Mustafa Karaalioğlu, “Erdoğan’ın Türkiye’yi hiç iyi göstermeyen çağrılarından -hatta ricalarından – anlaşılan o ki arka kapı diplomasisi iyi gitmiyor. Süreç ya tıkandı ya da zaten hiç işlemedi” dedi.
Türkiye’nin açıktan ve kolaylıkla Suriye Devlet Başkanı Esad’la görüşme talebini sıklıkla gündeme getirmesinin anlaşılmaz olduğunu belirten Karaalioğlu, “Yaklaşık iki senedir Esad’la barışmak için yol arıyoruz. Esad, ülkesindeki Türk askeri birlikleri çekilmeden bunun mümkün olamayacağını söylüyor. Yani, masaya oturmak için Türkiye’nin 12 yıllık savaş boyunca Suriye’de uğradığı büyük zarar ve dezavantaja karşı sahip olduğu tek kozu da elinden çıkarmasını ön şart koşuyor. Sürecin patronu olan Rusya’nın da Türkiye’den bunu istediği sır değil” ifadelerini kullandı.
‘ANLAŞILAN ARKA KAPI DİPLOMASİSİ İYİ GİTMİYOR’
Meselenin bu yönünün diplomatik olarak pazarlık konusu olmasının da “anlaşılır” olduğunu söyleyen Karaalioğlu, şöyle devam etti:
“Hala anlaşılmaz olan, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı düzeyinde açıktan açığa Esad’dan ricacı olmasıdır. Arka planda istihbaratçılar ve diplomatların görüştüğünü biliyoruz. Herhangi iki ülke arasında herhangi bir problemin çözüm yolu da budur. Arkada görüşmeler yapılır ve liderler pişmiş yemeği birbirlerine servis eder. İki tarafın da itibarını koruyan yöntem budur.
Serbest Görüş:
Erdoğan’ın Türkiye’yi hiç iyi göstermeyen çağrılarından -hatta ricalarından – anlaşılan o ki arka kapı diplomasisi iyi gitmiyor. Süreç ya tıkandı ya da zaten hiç işlemedi. Bunu bilemiyoruz ama Erdoğan’ın açıktan da olsa güzel sözlerle çağrı yaparak Esad’ı etkileme ihtimali yok. Her ne kadar sonunda kendini kazanan olarak görüyor ve bunun özgüvenini yansıtıyor olsa da Esad, Türkiye’ye karşı güven hissine kolay ulaşamayacak. Belki de hiç ulaşamayacak. Yani, Erdoğan’ın çağrıları tıkanan süreci açabilme gücünü taşımıyor. Şu halde, Cumhurbaşkanı’nı böyle demeçlere mecbur etmek yerine Hariciye’nin daha sağlıklı ve etkili yollar bulması isabet olacaktır. Erdoğan’ın Esad’la pek de iyi olmayan kişisel hikayesi açısından da bu yolun terkedilmesi daha uygundur.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***